Dün kaleme aldığım
“Ünlü Büyükerşen’e, Büyükerşen Ünlü’ye…” başlıklı yazım sonrasında, AKP İl Başkanı Dündar Ünlü arayarak cevap hakkını kullanmak istediğini söyledi.
*
Ünlü’nün yaptığı açıklamayı aynen aktarıyorum…
*
SÜREKLİ ELEŞTİRDİM
- İl başkanlığım boyunca gerçekleştirdiğim bütün basın toplantıları, belediyeleri eleştiri toplantılarıdır. Başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere, Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyelerinin yanlışlarını ve aksaklıklarını basın toplantılarımızın tümünde dile getirdim. Bakın youtube’de hepsi var açıklamalarımın.
GENEL MERKEZİMİZ YEMEZ
- Ben siyasette hiçbir zaman hesap yapmadım, yapmıyorum, yapmayacağım da. Genel merkezimiz, bir kişinin il başkanı olmak için yaptığı ucuz numaraları yemez. Ben de ucuz numara adamı değilim. İl başkanı olayım diye böyle ucuz numaralar yapacak değilim.
100 YAŞIMA KADAR SİYASET YAPMA DERDİM YOK
- Çok samimi söylüyorum. Ben, il başkanlığını bir görev olarak görüyorum. Çünkü ben görev adamıyım. Partim nereye görevlendirirse seve seve yaparım. Görevlendirme yapmazsa, kenara çekilirim. Öyle başkaları gibi 100 yaşıma kadar siyaset yapmak gibi bir derdim yok. Siyaseti, yaşam biçimi yapmak gibi bir derdim hiç yok.
YILMAZ BÜYÜKERŞEN MECLİS ÜYELERİMİZİ AŞAĞILADI
- Son zamanlarda yaşanan tartışmaların temel nedeni Yılmaz Büyükerşen’dir. Bakın Yılmaz Hoca ES TV’ye çıktı, öyle üst perdeden konuşmaya başladı. Maalesef meclis üyelerimizi aşağılayan konuşmalardı bunlar.
USULSÜZ ARSA KAPATAN BELEDİYE BÜROKRATLARINI AÇIKLAYACAĞIM
- Bakın, Ilıca’nın akıbeti, Sarısungur gibi olacak. Ilıca’da da aynı iş gerçekleşiyor. Bizler bunun uyarısını yapıyoruz. Kötü mü yapıyoruz? Yapmayalım mı? Uyarmayalım mı? Ama Yılmaz Hoca gidiyor eleştiri yapan arkadaşlarımızı aşağılıyor. Bakın Sarısungur’da, o dönemde, orada toprağı olan insanlardan yok parasına arsa kapatanlar da var. Ve usulsüz bir şekilde yapılıyor bu iş. Belediyenin bürokratları yapıyor birde. Ama bunların hiçbiri gizli kalmayacak. Ben bunları da açıklayacağım.
BAŞKANLARIMIZI VATANDAŞIN ÖNÜNE YEM ATAR GİBİ ATIYOR
- Sonra otobüs meselesine gelince… Yani Yılmaz Hoca gidiyor, bizim belediye başkanlarımızı, vatandaşın önüne yem atar gibi atıyor. Neymiş? “Belediye başkanlarını ikna edin, otobüs seferlerini iptal edeyim” diyor. Otobüs seferleriyle belediye başkanlarının ne alakası var? Ulaşım konusunda tek yetkili Büyükşehir Belediyesi’dir. İlçe belediyelerinin herhangi bir yetkisi yoktur. Onun için bizim belediye başkanlarımızın ulaşım konusunda yetkileri yok.
SU YALAĞININ AÇILIŞINI YAPIYOR
- Ya Ahmet Ataç? Yüzümüzü güneşe dönelim diyor, su yalağına gidip panel açılışı yapıyor yahu. Bildiğimiz güneş paneli. Bunun açılışını yapıyor. Bunu da Türkiye’ye örnek proje gibi göstermeye çalışıyor. Makyaj derken bunu kastediyorum. Ben bu işleri vatandaşa sorgulatacağım. Kapı Kapı gezip anlatacağım. “Hangi sorununuz çözüldü” diye vatandaşa soracağım.
KAZIM KURT’UN HER İŞİ USULSÜZ
- Yani Kazım Kurt’un da her işi usulsüz. Usulsüz işleri meclise getiriyor, sonra “hadi düzeltin ve onaylayın” diyor. Mesela Migros’un oradaki yer. Mesela Zümrüt Park’taki yer. Mesela Güvercin Köy. Ahmet Ataç hiçbir şey yapmadan makyajla işi götürmeye çalışıyor, Kazım Kurt bir şeyler yapmaya çalışıyor ama ağzına yüzüne bulaştırıyor.
GARDROP ATATÜRKÇÜLÜĞÜ
- Bakın bizim Atatürk’le bir sorunumuz yok. Ben devamlı milli ve dini bayramlarımızı kutlarım, milletimiz için önemli olan şahsiyetleri anarım. Yani toplumun ortak değeridir Atatürk. Neden herkesin Atatürk’ü sahiplenmesinden rahatsız oluyorlar ki? Atatürk belli bir kesimin değil, bütün milletin ortak değeridir. Bundan neden rahatsız oluyorlar? Çünkü onlar gardırop Atatürkçülüğü yaptıkları için…