7 Haziran ve 1 Kasım Milletvekili Genel Seçimlerinde aday gösterilen ve sandıktan çıkan CHP’nin Eskişehir Milletvekilleri, olursa olağanüstü. Olmazsa olağan kongrede kimin yanında olacaklarını açıkladılar.
Prof. Dr. Gaye Usluer, Utku Çakırözer ve Cemal Okan Yüksel, 5 ilin milletvekilleri ile birlikte
ortak bir basın bildirisi yayınlayarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na destek verdi.
Prof. Dr. Gaye Usluer, Utku Çakırözer ve Cemal Okan Yüksel’in bulunduğu 5 ilin 15 milletvekili ortak bir basın bildirisi ile olağanüstü kongre taleplerinin doğru olmadığı vurguladı.
Ankara, Eskişehir, Kayseri, Konya ve Sivas milletvekillerinin basın bildirisi şöyle:
“Partimizin olağan kongre süreci devam ederken yapılan olağanüstü kongre taleplerini doğru ve gerekli görmüyoruz. CHP Genel Başkanlığı için yeni adaylar olmasını demokratik zenginlik olarak değerlendirirken, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun parti içi demokrasiyi yerleştirmek için yaptığı özverili çalışmaları önemsiyoruz. Olağan kurultay sürecinin de demokratik koşullar içerisinde geçeceğine inanıyor, Ankara, Eskişehir, Kayseri, Konya ve Sivas milletvekilleri olarak Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’ nu destekliyoruz.
7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde beklenen oy artışının gerçekleşmemesinin faturasını Kemal Kılıçdaroğlu’na kesmek doğru değil.
Ben iddia ediyorum.
CHP’nin başına kim geçerse geçsin.
Doğu ve Güneydoğu’dan oy alamadıkları sürece yüzde 25 ile 27 bandının üzerine çıkamaz.
CHP merkeze doğru kaymadığı sürece 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde aldığı oyun üzerine çıkmaması hemen hemen imkânsız.
“Dere geçerken at değiştirilmez” diye bir atasözü var.
Kaldı ki olağan kurultay zaten Ocak ayı içerisinde yapılacak.
Aralık ayı içerisinde tüm illerdeki teşkilatlar kongrelerini tamamlamış olacaklar.
Zaten CHP Genel İdare Kurulu veya Parti Meclis bugün seçim kararı almış olsa Aralık ayının ortalarında ancak kurultay gerçekleşir.
2016’ın Ocak ayı yerine Aralık ayında kongre yapılması gereken kurultayın bir ay önce yapılması kime ne kazandırır!
Ben ‘kime ne kazandırır?’ diyorum ama. Bazı CHP’liler ise, mevcut kurultay delegeleri ile seçim yapılması halinde Kemal Kılıçdaroğlu karşıtlarının kurultaydan başarılı çıkacaklarının hesaplarını yaptıklarını söylüyorlar.
Hesap içerisinde ‘başka hesap’ yapanlar varmış.
CHP’liler AK Parti’nin dört seçimde nasıl tek başına iktidar olacak kadar oy aldığı enine boyuna incelenmeli.
CHP MERKEZE DOĞRU KAYMALI
Türkiye’de sosyal demokrat oyların yüzdesi 25.
Sadece sosyal demokratların oylarını alacak politikalar yerine, merkez sağdaki seçmenin de oyunu alabilecek politikalar geliştirilmeli.
Bugün Türkiye’de merkez sağ bir partiye ihtiyaç var.
Adalet ve Doğru Yol Partilerinin devamı olan Demokrat Parti, merkez sağdaki boşluğu dolduramadı.
O nedenle merkez ve merkez sağdaki seçmen belki AK Parti’nin politikalarını beğenmiyor ama yine de alternatif olmadığı için oy veriyor.
CHP hem sosyal demokrat hem de merkezdeki seçmenin oylarını kendi sandığına çekmek istiyorsa, merkeze doğru kaymalı.
Geçmişte CHP’lileri camilerde, camilerin bahçelerinde, ibadethanelerde görmüyorduk.
Geçmişte CHP’lilerin çoğu caminin önünden geçiyor ama içine girmiyordu.
Geçmişte CHP’liler Ramazan aylarında oruç tutmuyor, tutanlara da saygı göstermiyordu.
Geçmişte oruç tutmayan CHP’liler topluma açık yerlerde sigara içiyor, yemek yiyordu.
İşte böyle olunca birileri de CHP’yi ‘Din Düşmanı’ veya ‘Müslümanlara düşman’ parti gibi gösteriyordu.
Bu eylemleri gören seçmende, CHP’yi ‘Din Düşmanı Parti’ gibi gösterenlere inanıyordu.
Artık bu yanlış düşünce yavaş yavaş kırılmaya başladı. Sağ seçmen bu söylemlere artık inanmıyor. Ancak yaşları ilerlemiş olan seçmenler kafalarındaki bu saçma sapan düşünceyi çıkaramadıklarından hala ‘CHP din düşmanı’ parti gibi düşünmeye devam ediyorlar.
Son olarak, CHP merkeze kayar ‘Merkez Partisi’ olur ise, AK Parti’ye giden oyların bir kısmını kendisine çeker.
Yok, ısrarla ‘Merkez Sol’ da kalacağız diyorlarsa o zaman yukarıda da bahsettim. Yüzde 25 ile 27 bandında gezer durur.
-*********
“DEĞER BİLMEYENLERE EMEĞİNİ SUNMA”
Usta bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış. Büyük usta, öğrencisini uğurlamış. Çırağına ” Yaptığın son resmi, şehrin en kalabalık meydanına koyar mısın?” demiş.
”Resmin yanına bir de kırmızı kalem bırak. İnsanlara, resmin beğenmedikleri yerlerine bir çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmeyi de unutma” diye ilave etmiş.
Öğrenci, birkaç gün sonra resme bakmaya gitmiş. Resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş. Üzüntüyle ustasının yanına dönmüş. Usta ressam, üzülmeden yeniden resme devam etmesini tavsiye etmiş.
Öğrenci resmi yeniden yapmış. Usta, yine resmi şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş.
Fakat bu kez yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça koymasını söylemiş.
Yanına da, insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını önermiş. Öğrenci denileni yapmış. Birkaç gün sonra bakmış ki, resmine hiç dokunulmamış.
Sevinçle ustasına koşmuş.
Usta ressam şöyle demiş:
“İlkinde, insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı.
İkincisinde, onlardan müspet, yapıcı, olumlu olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi.”
– Emeğinin karşılığını, ne yaptığını bilmeyen insanlardan alamazsın.
– Değer bilmeyenlere sakın emeğini sunma.
– Asla bilmeyenle tartışma.
(alıntı)
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...