Futbol öyle bir oyundur ki, ister sahada olsun, ister kulübede olsun bu oyunun aktörlerinin çoğu hırsı, mücadeleyi, kazanma tutkusunu sonuna kadar yaşar…
Hakemin son düdüğünden sonra özellikle final niteliğindeki maçların sonunda futbolcuların sevinç ya da hüzün gözyaşlarıyla çimenleri nasıl ıslattıklarına sık sık tanık oluruz…
Bu gözyaşları kazanma tutkusunun ve ya yenilgiyi kabullenememenin en içten, en samimi, en saf dışa vurumudur, tezahürüdür…
Futbolcunun bu güne kadar gösterdiği tepki, sevinç ve hüzün gözyaşlarının yüzlercesine tanık olduk ama bir antrenörün maç bitiminde rakip takım için döktüğü gözyaşlarını ilk kez görüyorduk…
Olay, geçtiğimiz günlerde Atatürk Stadı’nda oynanan Bölgesel Amatör Lig’e yükselme baraj maçında geçti. Eskişehir’in iki önemli takımı Sağlıkspor ve Yunusemrespor arasında 120 dakikalık nefesleri kesen maç penaltılara kalmıştı…
Nefesler tutuldu. Eskişehir’in BAL temsilcisi artık penaltılarla belirlenecekti. Bir anlamda bütün sezonun emeği penaltılara bağlanmıştı. Burada da eşitlik uzun süre devam etti. Ve nihayet 11-10’luk skorla gülen taraf siyah kırmızılı Yunusemrespor oldu…
O andan itibaren sahanın bir tarafı bayram yerine dönerken diğer tarafta ise acı ve gözyaşının hâkim olduğu dramatik sahneler vardı…
İşte o anlarda hiç beklenmedik bir olay oldu…
“Galip takımın futbolcuları sevinçlerini paylaşmak için hocalarına doğru koşarken o rakip takımın başkanına, hocasına ve futbolcularına giderek gözyaşları içinde onları teselli etmeye çalıştı…”
Futbol sahalarında bu güne kadar ender rastlanan bu tablo tribünleri de duygulandırdı…
Özellikle son yıllarda kazanmak uğruna bütün çirkinliklerin sergilendiği futbolumuzda fair-play ruhunun tavan yaptığı böyle duygusal sahnelere tanık olmak hâlâ bazı değerlerimizin yitirilmediğini gözler önüne serdi…
Bu olayın kahramanları olan futbol emekçileri Yunusemrespor’un hocası “Orhan Türkmengil” ve Sağlıkspor’un hocası “Serdal Eroy” idi…
Ve rakip takımın hocası “Serdal Eroy”da, ertesi gün “Türkmengil”in bu asil davranışına aynı centilmenlikle karşılık vererek unutulmaz sözcüklerden oluşan şu iletiyi paylaştı…
“Adam gibi adam olan sevgili kardeşim Yunusemrespor teknik direktörü Orhan Türkmengil; maç sonu sevincini takımınla yaşamadan bizim yanımıza gelip bizleri teselli ederken gözyaşlarını tutamaman ve varlığınla, şerefinle, bizleri onurlandırman şahsımı ve Sağlıkspor Kulübünü çok mutlu etti…
Sana ileriki yıllarda üstün başarılar diliyorum…
Ne mutlu bana ki Tanrı senin gibi adamla çalışma fırsatı verdi. Teşekkürler kardeşim…”
Yalnızca futbolda değil, sporun hemen her dalında hasret kaldığımız, olması gereken sahneleri bizlere yaşattıkları için biz de kendilerine teşekkür ediyoruz…
Sahalarımızda ender rastlanan bu sahne 3 Temmuz 2011 tarihinden itibaren hızla yıpranan, örselenen, kan kaybeden futbolumuza örnek teşkil edecek kadar anlamlıdır…
Unutmayalım! Türk futbolunun; “Türkmengil” gibi “Eroy” gibi hocalara ve onların yetiştirdiği ahlaklı futbolculara her zaman ihtiyacı vardır…
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...