İlk Türk vatandaşı astronot olan Alper Gezeravcı 14 günlük uzay görevi nedeniyle uzaya çıktı. Türkiye’de bu olay hakkında farklı tepkiler olduğunu görüyoruz. Kimileri Türkiye’nin uzaya çıktığını söyleyip iktidar yalakalığı yaparken, kimileri de “Canım parasını bastırıp uzaya çıkarsın, uzaya turist gönderdik” diyerek bu başarıyı küçümsüyor.
İlk Türk vatandaşı astronot olan Alper Gezeravcı 14 günlük uzay görevi nedeniyle uzaya çıktı. Türkiye’de bu olay hakkında farklı tepkiler olduğunu görüyoruz. Kimileri Türkiye’nin uzaya çıktığını söyleyip iktidar yalakalığı yaparken, kimileri de “Canım parasını bastırıp uzaya çıkarsın, uzaya turist gönderdik” diyerek bu başarıyı küçümsüyor.
Öncelikle şunu belirtelim; evet… Türkiye uzaya çıkmak için Amerika’ya para ödedi. Üstelik bu para, başkalarının iddia ettiği gibi 55 milyon dolar da değil. Muhtemelen daha da fazla. Ancak burada garip bir durum yok. Eğer uzaya astronot gönderecekseniz, bir zahmet elinizi cebinize atacaksınız. Siz Amerikalıların uzaya bedava çıktığını mı zannediyorsunuz.
Bir savaş pilotu olan Alper Gezeravcı, Uluslararası uzay istasyonunda 14 gün kalacak ve başta TÜBİTAK olmak üzere pek çok üniversitenin hazırladığı 13 deneyi gerçekleştirecek. Özetlemek gerekirse bazı muhaliflerin küçümsemeye çalıştığı gibi uzaya “Turist Ömer” göndermedik.
Elbette Amerikan füzesiyle ve Amerikan gemisiyle uzaya çıkıp, Rus – Amerikan ortak yapımı Uluslararası Uzay İstasyonuna gidip geldiğimiz için, “Amerika Türkiye’yi kıskanıyor. Almanya korkudan titriyor” gibi saçma sapan lafları ciddiye alacak değiliz. Ancak ortada ciddi bir uzay programı olduğu gerçek.
Bazıları “Hükûmet seçim öncesi reklam yapıyor” diyor. Bu konuda haklılık payı olabilir. Ancak Türkiye’de zaten ortalama 2 buçuk yılda bir seçim yapılıyor. Mutlaka yapacağınız bilimsel bir ilerlemenin, seçimlere etkisi olacaktır. O zaman hükûmet hiçbir şey yapmasın…
İktidarın bu ülkede yaptığı hataları sıralamaya devam edeceğiz. Ancak aynı hükûmetin başarılarını da alkışlamalıyız.
Köpeklere insanlık suçu…
Eskişehir Bilecik Bölgesi Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Erdinç Yuva, sokak hayvanları sorunun çözülmesi için yapılması gerekenleri anlattı. Yuva, veteriner hekimlerin sesine kulak verildiğinde bu sorunun birkaç ayda çözüleceğinin altını çizdi. ES TV ekranlarına konuşan Yuva, gazetemizin Yazı İşleri Müdürü Hilal Köver’in sorularını içtenlikle yanıtladı.
Türkiye’de sokak kedisi sorunu yok. Genellikle kediler – arada sırada çöp karıştırmak dışında – bir zarar vermiyor. Hatta fareleri avlayarak kent için çok büyük katkılar sağlıyorlar.
Ancak sokak köpeği durumu biraz farklı. Tek başına zararsız ve sevimli olan sokak köpekleri – iç güdüleri gereği – sürüleşebiliyor ve saldırgan olabiliyorlar. Geçmişte kentimizde Erinç Pütün adında genç bir kızımız köpeklerin saldırısı sonucunda hayatını kaybetmişti. Benzer olayların yaşanmaması için önlem almak lazım.
Bunun iki yolu var.
Birincisi katliam yapmak. Bunun adını bile duymak istemiyoruz. Ancak soykırımcıların seslerinin her defasından daha gür çıktığını görüyoruz.
İkici yöntem ise hayvanları kısırlaştırmak. Bu insani çözümün yapılması için de bütçe ayrılması lazım.
Sokak hayvanlarının sayısının azaltılmasında hükûmet topu yerel yönetimlere atıyor, yerel yönetimler de hükûmetlere.
Bir an önce el birliğiyle hareket etmeli ve sokaklardaki can dostlarımıza sahip çıkmalıyız. Onların sayısını azaltmalı ama insanlık suçu da işlememeliyiz.