Tarihi Odunpazarı Bölgesi’nde “ETİ Şehir ve Göç Müzesi” olarak yapılacağı duyurulan yapının “TÜGVA Kıraathanesi”ne çevrileceğini öğrendik.
Tarihi Odunpazarı Bölgesi’nde “ETİ Şehir ve Göç Müzesi” olarak yapılacağı duyurulan yapının “TÜGVA Kıraathanesi”ne çevrileceğini öğrendik.
Şimdi şu kıraathane meselesini biraz açalım. Muhtemelen burada bahsedilen, içeriye dalıp, “Selamünaleyküm Dayı! Bize bi anastra destesi, 4 tane de tavşan kanı çay gönder” diyeceğiniz tarzda bir kıraathane değildir. Esasen eski zamanlarda kıraathaneler, kitap veya gazete okunan, yanında da çay – kahve içilen bir nevi kütüphanelerdi. Muhtemelen burada bahsedilen kıraathane, bilgisayar ve internet erişiminin de olduğu bu tarz bir kıraathane olacaktır.
Dünyayı kitap okuyan insanlar değiştirir. Dolayısıyla böyle bir kıraathane açılması prensip olarak kötü bir şey değil.
Fakat burada iki sorun bulunuyor. Birincisi ciddiyetsizlik…
Siz Odunpazarı’na yakışan bir müze açacağınızı ilan ediyor, saygın bir Holding’le sponsorluk antlaşması yapıyorsunuz. Sonra burayı bir türlü açmayı beceremiyorsunuz. Derken bir bakıyoruz ki bina, efendimiz hazretlerinin oğlu Bilal Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen bir vakfa devrediliyor. Ve bir bakıyorsunuz kıraathane olmuş. Bunun adı ciddiyetsizlik değil de nedir? “Bir şeyi yapacağım” dediniz mi yapmanız lazım. Neden müze yapmaya karar verdiniz? Neden karar değiştirdiniz? Niye Kıraathane yapmaya karar verdiniz?
İkinci mesele ise kısa adı TÜGVA olan Türkiye Gençlik Vakfı ile ilgili…
2014 yılında kurulan bu vakıf, AK Partililerin pek sevdiği tarikatlar – cemaatler ve vakıflar listesinde üst sıralarda yer alır. Kamuoyu TÜGVA’yı daha ziyade Büyükada Vapur İskelesinden tahliye edilmesiyle tandı. Ki aynı TÜGVA, orduya, emniyete, yargıya ve bürokrasiye "torpille" kamu çalışanı yerleştirdiği iddiasıyla da gündeme gelmişti.
Sorulacak o kadar çok soru var ki…
Neden binayı TÜGVA’ya devrediyorsunuz?
Devrediyorsunuz da buna kim karar veriyor?
Kaç yıllığına devrediyorsunuz?
Bölgede bir kıraathane yapılmasına ihtiyaç mı hissettiniz?
Hissettiyseniz bu görevi neden TÜGVA’ya devrettiniz?
Mesela kıraathane açacağınızı Atatürkçü Düşünce Derneği gibi başka dernek ve vakıflara da haber verdiniz mi? Kamu yararına çalışan diğer dernek ve vakıflardan teklif aldınız mı?
TÜGVA’dan kira bedeli alacak mısınız?
Alacaksanız kaç para olacak?
Kira bedeli belirlerken bir ihale mi açtınız yoksa “kendi aranızda” mı anlaştınız?
TÜGVA burayı üçüncü kişilere kiralayabilecek mi?
Mesela ben gidip orada “Köpüklü oto yıkama” merkezi açmaya kalksam, bunu engelleyebilecek misiniz?
Kıraathane açma teklifi TÜGVA’dan mı geldi yoksa bu teklif birileri tarafından TÜGVA’ya mı yapıldı?
Aslında bu soruları uzatmak mümkün. Fakat ben bu sorulara cevap vermeye tenezzül bile edileceğini zannetmiyorum.