Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay iki gün boyunca Eskişehir’deydi. Daha doğrusu Tepebaşı’ndaydı. Başkan Ahmet Ataç, kendisini ağırlayıp yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Ataç’ın daveti üzerine
sabah kahvaltısına katıldık ve konuk belediye başkanı ile bir süre sohbet ettik…
2019 yılında seçilerek göreve başlamış.
Kendisini tanıtırken söylediği bir cümle dikkatimi çekti:
-
Plastik cerrahım! Belki Ahmet başkanla iyi anlaşmamızın altında da bu yatıyor, ikimiz de hekimiz!
Belediye başkanı ve milletvekili seçerken mesleklerine pek dikkat etmiyoruz. Ama seçilmişlerin meslekleri
nasıl bir kent istediklerini göstermesi bakımından önemlidir…
Bu nedenle belediye başkanlarının
sanatçı, hekim, bilim insanı olmasını isterim.
Edebiyatçı, sporcu, işçi olsun…
Ama
Tüccar, müteahhit, pazarlamacı olmasın mesela…
Sadece Tepebaşı’ndan bir örnek vermek istiyorum. “
Sağlıklı Kentler” kavramını sanırım hayata geçiren ilk belediyeydi.
Neden?
Çünkü belediye başkanı hekim!
Sağlığımız sadece bedenimizle ilgili değil!
Yeşil alanlar, çöpler, temiz hava hepsi sağlığımızı etkiliyor…
Tepebaşı’na bakın. 7 yaşındaki çocuktan 90 yaşındaki yaşlıya kadar sağlıkla ilgili projeler var.
Tüccar belediye başkanı sağlıklı kent istemez!
Hep rant daha fazla rant ister!
KARŞIYAKA MARKASI!
Karşıyaka İzmir’in tüm ilçelerinden farklıdır. İzmir’in içindedir ama aynı zamanda ‘
karşı’sında…
Eskiden Karşıyaka’da oturanlar, “
İzmir’e gidiyorum” derlerdi. Şimdilerde diyorlar mı bilmiyorum.
Ve pek çok söylenen 35 buçuk plakası…
35 İzmir, buçuk Karşıyaka’dır…
Konuk belediye başkanına Cemil Tugay’a şu soruyu yönelttim…
-Karşıyaka ismi yıllar önce bir markaydı. Önemli bir ilçe kabul edilirdi. İsmini herkes bilirdi.
Yıllar içinde bu marka ve bilinilirlik sanki azaldı? Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Bunu ilk söyleyen siz değilsiniz!
Bu cümleleri duymaktan üzüntü duyuyorum ama bu durum konuşuluyor. Karşıyaka 180-200 yıllık bir kent. Kendine özgü bir yapısı var.
Karşıyaka kökleri derinde olan yaşam kültüründen taviz vermiyor. Demokrasi ve özgürlüklerin olduğu bir ilçe eskiden bu yana!
Dışardan gelenler de hızla adapte oluyor. Karakterini markasını koruyor. Yapı olarak bazı bölgelerde bozulma-kötüleşme olmuş.
Biz belli noktalarda birkaç yıldır direnç gösteriyoruz bu bozulmaya. Festivaller düzenlemeyi planlamıştık. Müzeler açacaktık. Pandemi bizi yavaşlattı.
(NOT: Karşıyaka ismini az duymamızda futbol kulübünün alt liglerde olmasının payı olup olmadığını da düşünmüyor değilim)
…/…
Bizim Tepebaşı ilçesi…
Karşıyaka ile kıyaslandığında “yeni bir ilçe”
Ama ismi Türkiye’de en fazla bilinen ilçeler arasında yer alıyor.
Hiç kuşku yok ki Tepebaşı’nın bilinilirlik oranının yüksek olmasında en büyük pay Başkan Ahmet Ataç’a ait…
ESKİŞEHİR’DE İYİ HİSSEDİYORUM!
Konuk belediye başkanı Cemal Tugay, Tepebaşı Belediyesi ile iş birliğini şu cümlelerle anlatıyor:
-Tepebaşı’nda alınmış bir yol, elde edilmiş bir deneyim var. İzmir’den sonra kendimi
en iyi hissettiğim şehir Eskişehir. İki şehirde de demokrasi ve özgürlüklerinin fazlasıyla yaşandığı şehirler…
Bu nedenle Eskişehir’i ve
Eskişehirlileri özel bir yere koyuyorum.
İŞ BİRLİĞİ DAHA DA GENİŞLEMELİ!
İzmir ve Eskişehir’in yakınlaşması belediye başkanlarının karşılıklı ziyaretleri ile oluyor. Başkan Ataç bu ziyaretleri şu cümlelerle anlatıyor:
-Verimli bir dostluk içinde, İzmir – Eskişehir yakınlaşması sağlanmış oluyor. Eskişehir ve
İzmir halkı da güler yüzüyle, Atatürk ve Cumhuriyet sevdasıyla birbirine çok benziyor. Bu birliktelik ile sanatsal, kültürel, sosyal projeler hususunda iş birliğini geliştirerek sürdürmeyi hedefliyoruz!
…/…
Türkiye’de benzer yapıda bir çok ilçe belediyesi var. Hatta öksüz kalan ilçelerde var.
Öksüz ilçelerden anlatmak istediğim bazı Büyükşehirlerde tek sosyal demokrat belediye olabiliyor. Karşıyaka ve Tepebaşı belediyelerine düşen görev bu “
öksüz” belediyelerle de iş birliğini geliştirmek olmalı.