Herkese merhabalar. Biliyorsunuz ki dün Dünya Tiyatro Günü’ydü. Fakat dün tiyatro salonları bomboştu.
Herkese merhabalar. Biliyorsunuz ki dün Dünya Tiyatro Günü’ydü. Fakat dün tiyatro salonları bomboştu. Sağlık olsun diyelim… Tiyatrolara gidememek metinlerini okumamıza engel değil. Bu sebeple bu hafta köşemde sizler için Rus asıllı öykü ve oyun yazarı Anton Çehov’un 1897 yılında yayımlanan ve ilk kez 1899 yılında Moskova Sanat Tiyatrosu’nda Konstantin Stanislavski’nin yönetmenliğinde sahnelenen “Vanya Dayı” adlı oyunundan bahsetmeye karar verdim.
Vanya Dayı Çehov’un oyunları arasında en çok öne çıkan ve okunan oyunudur. Çehov oyunu yedi yıl sonraki bir gelecek zamanda yazmaya başlamış ve 1904 yılında Rusya’nın bir köyünü ele almıştır. Oyunda gelecek zamanın seçilmesi, Çehov’un ilettiği mesajlar bakımından oldukça önemlidir. Oyunu ve konusunu bu açıdan değerlendirmek daha doğru olacaktır. Mekan olarak ise yirmi altı odalı eski bir çiftlik evi tercih etmiştir. Profesör Serebryakov, emekli olduktan sonra karısı Yelena ile beraber taşradaki çiftlik evine dönmeye karar vermiştir. Profesörün eski eşinden olan kızı Sonya, onun dayısı Vanya ve eski kayınvalidesi Maria o güne dek çiftlikte çalışıp tüm gelirlerinin her bir kuruşunu profesöre göndermişlerdir. Emekliye ayrılan profesör oldukça yaşlıdır ve çiftliğe yerleşmesi bu güne dek çiftlikte yaşayanlar için boşa geçen bir hayattan başka bir şey değildir. Hayatlarını bu çiftliğe adayan Sonya, Vanya ve Maria için bu geri dönüş bir uyanışa sebep olmaktadır. Profesörün beklenmedik teklifinin şaşkınlığı ile de ipler iyice gerilecektir. Bu çiftlikte artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Profesörün yaptığı hatalı tercihi bu çiftlikten ayrılmakla telafi edecek ama yaşamları köy hayatı içinde heba olan ve bu düzene alışan Vanya Dayı, Sonya ve diğerleri çiftlikte kalacaklardır.
“Özgür bir kuş gibi uzaklaşabilseydim hepinizden, miskin suratlarınızdan, konuşmalarınızdan; dünyada var olduğunuzu unutsaydım...”
Özetle…
Oyunda büyük bir çiftlikte bir arada yaşamakta zorunda kalan aydın, yarı aydın ve köylülerin her birinin bakış açılarından hayatı sorgulamaları çıkıyor karşımıza. Bu çiftlikte yaşayan insanlar kaybolan hayalleri yiten hayatları ve hedefleri için birbirlerini suçlayıp duruyorlar. Hepsi yanlış kişilere aşık olmanın ve hayatta yanlış tercihler yapmanın sonuçlarını görüyorlar. Baştan sona trajikomik bir eser. Gerçekçi bir anlayışla yazılmış bir komedi oyunu olan Vanya dayı temel olarak güldürmek veya kahkaha attırmak amacını da taşımaz. Oyundaki karakterlerde abartılı özellikler görülmez ayrıca bu karakterler iyi veya kötü olarak da ifade edilemezler. Oyundaki kişiler, akılsızlıkları, zavallı oluşları, yanlış tercih ve kararları sonucu yaşadıkları hayal kırıklıkları ile dikkat çekerler ama buna rağmen karakterlerinde umut her zaman vardır. Keyifli okumalar.