Yaşamın İçinden
Tos demenin zamanı
Eski zamanlarda bir kadı varmış.
Karşısına çıkan adamlardan hapis ya da para cezası alanları kolluk kuvvetlerine tutturduktan sonra geri geriş çekilir adamın karnına toslarmış.
Kadının bu uygulaması çevrede duyulmuş.
Tos yiyenler durumu valiye şikayet etmişler.
Vali yasalarda bulunmayan bu durumu görmek için bir gün mahkemeye gitmiş.
O sırada kadı bir dava görüyor ve davalıyı sorguluyormuş:
“Davacıdan aldığın yüz lirayı on yıldır vermiyormuşsun öyle mi?”
“Evet. ”
“Ama borcu alırken yakın zamanda vereceğini söylemişsin.”
“Efendim, yakın zaman bir yıl da olur, on yılda. ”
“Peki ödeyecek durumda mısın?”
“Evet. Şehrin zenginlerindenim. ”
“Öyleyse neden ödemiyorsun?”
“Paralarımın istifini bozmamak için.”
“Hiç olmazsa takside bağlasak?”
“Olabilir. Ayda bir kuruş vereyim. ”
Duruşmayı izleyen vali bu son ifadeden sonra dayanamayıp oturduğu yerden bağırmış:
“Kadı efendi tosss. ”
--//--
İlginç değil mi?
Olayı güncellesek diyorum.
Adli olaylarda, sporda, sosyal olaylarda ve de en önemlisi politikada.
Kimler ”tos” yerdi değil mi?
Geçen gün dikkatimi çekti.
CHP toplantısında AKP’li milletvekili Salih Koca’dan yakınan bir partiliye, CHP Milletvekili Prof. Dr Süheyl Batum şöyle yanıt vermiş:
“Siz Koca’yı karşınıza alıp konuşmam diyorsunuz. Oysa ben haftanın beş günü bu kişilerle Anayasa yapmaya çalışıyorum. ”
Ne dersiniz?
Tos vurmaya değer değil mi?
--//--
Kızılinler Projesi konusunda Eskişehir basını için yazdığım birliktelik yazısına olumlu tepkiler almıştım.
Hatta arkadaşım Önder Baloğlu köşesinde şöyle demişti:
“Kendisini kutluyoruz. Ömer Duru’nun bu iyimser yaklaşımına dileriz nazar değmez. ”
Evet Önder.
Bu olaya da bir “tosss” diyen çıkacak mı bakalım.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Günlerin Getirdiği
Politikanın demokrasi yanı
Liberal Demokrat Parti İl Başkanı Önder Artan’ı tanırım. Partisini zor koşullara karşın sırtlar, kendisi gibi inanmış kişilerle politika yapmaya çalışır. Birkaç kez karşılaşmış, hatta Es TV’de konuşmuştuk. İşte bu Önder Artan geçtiğimiz günlerde demişti ki “Tepebaşı bölgesindeki gelişmeleri beğenerek izliyorum. Aynı çalışma nedense Odunpazarı bölgesinde yok. Dahası sanayi sitesi bölgenin gelişmesine engel oluyor.” Önder Artan birilerinin kendisini izlediğini fark etmeyerek, muhalefet partileri ile işbirliğine ilk adımı atmış ve CHP’yi ziyaret etmiş, görüş alışverişinde bulunmuştu.
Diyeceksiniz ki, bunda ne var? İktidara karşı olan bir siyasi, partinin yaptığı gayet normaldir. Hayır, öyle değil. İktidar demokrasisine göre Önder Artan’ın yaptığı suçtur. Onun içi de sesi kesilmelidir. Önder Artan’nın ekmeğini
Kazandığı ESGAZ’a anında baskılar uygulanmış ve de talimatlar gitmiş. Ardından da ESGAZ’dan Önder Artan’a ”Bundan sonra sizinle çalışmayacağız” türünden bir yazı gelmiş. Yani Liberal Demorat Parti Eskişehir İl Başkanı Önder Artan işinden kovulmuş. Nedeni, Artan’ın İl Başkanı olarak iktidar aleyhinde konuşmaları.
Evet, çok ilginç değil mi? İktidar eleştirilmeyecek. Muhalefet partileri ile konuşulmayacak. İktidarın karşısındaki belediyelerin yaptıkların öven konuşmalar yapılmayacak… Yapılırsa ne olur demeyin. Politikanın demokrasi anlayışının hışmına uğrarsınız. Tıpkı Liberal Demokrat Parti İl Başkanı Önder Artan gibi. Bir küçük soru. İktidarın yaptığı neyse ne de. ESGAZ yönetimi böyle bir suçlamanın altında nasıl kalkıyor? İşte bu çok önemli.
A.Ü’de Ufuk Aydın atağı
Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü’nün talebi üzerine, aynı üniversitenin Hukuk Fakültesi tarafından ”Yeni Üniversiteler Yasasına ilişkin taslak” hazırlanmış. Hukuk Fakültesi Rektörü Prof. Dr. Ufuk Aydın tarafından yönlendirilen çalışmada eğitimin kamusallığı ilkesi kabul edilirken, kamusal çıkarın üstünlüğü ilkesi öne alınmış.
Araştırtmacıların ve kurumların akademik özgürlüğünün güvence altına alındığı yeni yasa taslağında, bu kurallara
Uyulması halinde vakıf üniversitelerinin de kurulmasında sakınca olmadığı vurgulanıyor.
Prof. Dr. Ufuk Aydın başkanlığında, Doç. Dr. Ertuğrul Uzun, Yrd. Doç Dr. Kasım Akbaş, Yrdç. Doç Dr. İlker Gökhan Şen ve Yrd Doç Dr. Meral Gürbüz’den oluşan komisyonun hazırladığı Üniversiteler Yasa Taslağı’nın 11 Ocak 2013 günü Rektörlüğe sunulduğunu belirten yetkililer ”Bu öneriler ancak anayasa değişikliğinden sonra gündeme alınabilir”yorumunu yapıyorlar.