Dem Dem takılmadı Sümer’in başında Ali Onur Özer çıktı İşitme Engelliler yaşa takılıyor Birbirlerini tebrik ettiler Heyecanlı maça ilgi vardı Anadolu Üniversitesi kampüsünde sonbahar temizliği… Eskişehir parkındaki dubalar tepki çekti Eskişehir’de "Köpekli Park" hayvan dostu heykeller… Eskişehir İsmet İnönü Caddesi’nde futbol efsaneler… Eskişehir’in simgesi köprü, yılbaşı için hazırlanı… Eskişehir'in arka sokaklarında park sorunu büyüyor… Tepebaşı Belediyesi'nden çevre dostu atık getirme … Bitkilere Şekerli Su Vermek: Faydaları ve Zararlar… Eskişehir’de ilçe yollarına dev yatırım: 124 milyo… Akaryakıt istasyonu yanında yangın paniği! Eskişehir'in gözde ilçesinde yatırımcılara yeni fı…

Üye Girişi

Üye Ol

Eskişehir

Alpu

Spor

Gündem

Eskişehir Hava Durumu

Resmi İlanlar

Eskişehir Nöbetçi Eczaneler

Afyon

Bilecik

Eskişehir Gezi Rehberi

Eskişehir Parkları Eskişehir Müzeleri Eskişehir Yemekleri Eskişehir Camileri, Külliyeleri ve Anıtları Eskişehir Alışveriş Merkezleri Eskişehir Restoranları (Yeme İçme) Eskişehir Gece Hayatı

Magazin

DİĞER

Kütahya Ekonomi Eskişehir etkinlik Kültür Sanat Dünya Sağlık Teknoloji Eğitim Röportaj Biyografi Eskişehir Siyasetçileri Yaşam Ramazan

Eskişehir Videoları Foto Galeri Yazarlar Eskişehir İş İlanları Seri İlanlar İletişim

24.11.2024 - Pazar

Soner Yüksel

Tüm Yazıları Diğer Yazarlar

Tonozlu bina ne olacak?

Soner Yüksel

15 Ocak 2015 23:01

Eski Kurt Kiremit Fabrikası içinde Eskişehir’in tarihine, belleğine selam duran bir binaydı Tonozlu Bina. Pişmiş Toprak Sempozyumlarının galerisi, kent mirasının nadide parçalarından biriydi.
Geçmiş zaman eki kullanıyorum zira bu belleğin kolu kanadı kırıldı, çatısı çöktü geçtiğimiz günlerde. Koca bir tarihin tozlu yüküne dayanan çatısı, yoğun kar yağışına direnemedi, yıkıldı.
Malumunuz bu alan hem özel mülkiyet hem de tescilli. Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu izin vermeden herhangi bir işlem, tadilat, yenileme yapılması kati suretle mümkün değil.
Gel gelelim bu işin bürokrasisi yüzünden bu tür nadide binaların korunamadığını gerçeği de gün gibi aşikâr.
Şimdi binanın yarısı göçük durumda, şayet gerekli koruma sağlanamazsa diğer yarısı da çok direnecek gibi durmuyor ve bununla ilgili herhangi bir adım atılması için yine bazı bürokratik, uzun süreli işlemler gerekiyor.
Gelip geçerken belki birazda içiniz burkularak göreceksiniz o alanı ve o binayı ve keşke diyeceksiniz birçoğunuz eminim.
Kimi arkadaşlar Belediye bu alanla ilgili düzeltme yapacak falan demiş ama bilgi eksikliğinden sanırım. Çünkü Belediye bu noktada sadece güvenlik işlemi yapabilir. Zaten Tepebaşı Belediyesi çöken ve tehlike arz eden alanı çevirmiş ve gerekeni yapmış. Yani iş Mülkiyet sahibi ile Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu arasında. Başka bir kurum ya da tüzel kişilik araya girip çok istese bile bir işlem yapamaz. Kanun gereği bu mümkün değil.
Sanırım mülkiyet sahibi bu bina ile ilgili bir proje çizdirmeli ve aslına uygun bir şekilde bina yeniden yapılmalı. Mülkiyet sahibi bunu ne zaman yaptırır, kurul ne zaman toplanır, proje kabul olur mu derken geçecek zamanı varın siz düşünün.
Tabi bu sürede binanın kalanı yıkılmaz, çökmez ve iş işten daha da geçmiş olmazsa.
“Sultan Alaaddin Camii’de bürokrasi kurbanı”
Bu bürokrasi yüzünden korkarım İnönü İlçesindeki Sultan Alaaddin Camii’de yıkılacak. Önceki gün gözlerimizle gördük. Camii’nin minaresi 40 cm ayrılmış ve Camii duvarlarında büyük çatlaklar var. Durumla ilgili Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne haber verilmiş, inceleme falan da yapılmış ama sonuç yok. Camii ibadete açık ve etrafında evler var. Tescilli bu Camii yıkılırsa sadece tarihi eser yıkımı değil aynı zamanda yaralayıcı hatta öldürücü etkisi de olabilir.
Bu konuda da Vakıflar Genel Müdürlüğü bürokrasisi devreye giriyor ve çözüm ne zaman olur ya da olur mu kimse cevap veremiyor.
Demem o ki
Tescil etmekle ne bina ne de tarih korunmuyor. Önemli olan seviyorum demek değil, sevdiğimizi hissettirmek. Çünkü Sevgi Eylem Gerektirir...