Arif Anbar yazdı
İşletme okudu.
Yetmedi, Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi alanında yüksek lisans eğitimi aldı.
Bununla beraber 90’lı yılların başında, şirketler grubunun bayrağını babasından devralarak yönetim kurulu başkanı oldu.
İlk işi şirketi kurumsallaştırmaktı ve kısa sürede başardı.
Enerji, gıda, nakliye ve sigorta sektörlerinde hızla büyüdü.
*
2009 yılında Eskişehir Ticaret Odası (ETO) Başkanlığına seçildi.
Ardından, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi oldu. Bununla beraber, TOBB Ticaret Odaları Konsey Üyeliği ve Genç Girişimcilerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini üstlendi.
*
ETO’da görev yaptığı bir dönem, projelerini tamamlaması için yetmedi.
Bu nedenle bir kez daha aday oldu ve 2013 yılında ikinci kez, ETO Başkanı ve TOBB yönetimine seçildi.
*
Tüm bunları yaparken…
Uluslararası Platformda da ismini duyurdu.
Makedonya Cumhuriyeti; Eskişehir, Afyon, Bilecik ve Kütahya Bölgesinden sorumlu Fahri Konsolosluk görevini üstlendi.
*
Bütün bunlar yetmedi.
Sivil toplum kuruluşlarına (STK) da hayli ilgisi vardı ki bu alanda yaptığı çalışmalar, gelecekte kendisine ciddi bir kapı açacaktı.
Bu çalışmalardan sadece birkaçını aktarmak gerekirse…
Formula İstanbul Yatırım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekilliğini üstlendi.
Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliğini yaptı.
Türkiye Çim Hockeyi Federayonu Yönetim Kurulu Üyeliği görevini gerçekleştirdi.
Bununla beraber, çeşitli STK’larda birçok sosyal sorumluluk projesi içerisinde yer aldı.
*
2014 yerel seçimlerinde, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı adayı oldu.
Ancak Cumhuriyet Halk Partili mevcut Başkan Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen karşısında başarılı olamadı.
*
İlk siyasi tecrübesinde hem partisi, hem kendisi, hem de iktidar partisine gönül veren seçmen hayal kırıklığı yaşadı.
Ancak buna rağmen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ona bir şans daha verdi, milletvekili adayı olmasını istedi.
1 Kasım 2015 tarihinde yapılan genel seçimde milletvekili seçildi.
Görevine oldukça hızlı bir giriş yaptı ve bununla beraber Ekonomi İşleri Başkan Yardımcılığı, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkan Vekilliği görevlerini yürüttü.
*
Böylece, ilk siyasi tecrübesinde başarısız oldu ancak milletvekili olduğu sırada bu başarısızlığını telafi etti.
Öyle ki bu telafi ve inat, iktidar partisi içerisinde en tepenin bir altına atanmasına sebep oldu.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 3. Olağanüstü Kongresinde MKYK üyesi seçildi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından, iktidar partisinin genel başkan yardımcısı olarak görevlendirildi.
Görevlendirildiği alan ise hiç de yabancı olmadığı bir alan:
Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkanlığı.
*
Kimden bahsettiğimi, ‘O’nu ya da politikayı yakından takip edenler tahmin etmiştir.
O kişi, tabii ki Harun Karacan!
*
Karacan’ın; siyasi, ticari, sivil ve sosyal kariyerinin; büyükşehir belediyesi başkanı adaylığı dışında oldukça başarılı olduğunu ifade edebiliriz.
*
Bazıları Karacan’ın söz konusu ticari yükselişini, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklığıoğlu’na bağlayabilir.
Yine bazıları siyasi başarısını, iktidar partisi kadrolarının yetersizliği olarak savunabilir.
Ancak şu çok iyi bilinmelidir ki, hiçbir başarı tesadüf değildir.
İnsanların gayretlerinin yanı sıra bir takım faktörler de söz konusu gayreti ya baltalar ya da o gayrete ivme kazandırır.
Bunu Eskişehir’deki üst düzey siyasetçilerin ve ticaret erbaplarının birçoğunda görebilmemiz mümkün.
*
Şimdilerde ise…
Özellikle Eskişehir Sanayi Odası (ESO) ve Eskişehir Ticaret Odası (ETO) seçimleri üzerinden Harun Karacan, ciddi bir biçimde yıpratılmaya veya itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor.
Bu yıpratma operasyonunun gerekçesi ise, seçimlere müdahale ettiği iddiası.
Yahu Allah aşkına soruyorum: Seçimlere hangi siyasi müdahale etmiyor?
Ve hatta…
Müdahale edenlerin çoğu, hayatı boyunca ticaretle alakası olmayan siyasetçiler!
Ben bu müdahale işinin fazla abartıldığını düşünüyorum.
Çünkü şu gerçeği kabul etmemiz lazım.
Siyaset, hayatımızın tam merkezinde.
Ve irisinden ufağına kadar herkes, küçük de olsa bir mevzi kapma peşinde.
*
Peki, söz konusu seçim süreçlerine müdahale eden birçok politikacı varken niçin herkes Karacan’ı ön plana çıkarmaya çalışıyor?
Çünkü hem iktidar partisinin ciddi bir kanadı, hem de CHP; Harun Karacan’ı önemli bir tehdit olarak görüyor.
*
Tüm bunlar yaşanırken Karacan ne yapıyor?
Doğrusunu söylemek gerekirse söz konusu iddiaları çok da dikkate aldığını düşünmüyorum.
Bildiği doğrunun dikine gidiyor.
Tıpkı Yılmaz Büyükerşen gibi…
Dahası, insanlar onunla uğraşarak enerji harcarken, o, ulusal ve uluslararası meselelerle mesai harcıyor.
Tıpkı Yılmaz Büyükerşen gibi…
*
Bakarsınız Karacan’ın bu başarısı ilerleyen yıllara da sirayet eder ve Karacan, Eskişehir’in gururla övüneceği bir insan haline gelir.
Tıpkı Yılmaz Büyükerşen gibi…