Bu sözü duyduğumda aklıma hemen o geliyor…
Ne demişti yıllar önce seçmenlerine; tıpış tıpış sandığa gideceksiniz!
MHP ile ağız birliği yapıp(iş birliği desek de olur), Ekmeleddin’i Cumhurbaşkanı seçimlerinde aday gösterdikleri günün ertesinde gelen tepkiler üzerine söylemişti. Şaibeli bir isim olan bu zatın Cumhuriyet değerleri ile uzaktan yakından ilgisinin olmadığını, Uğur Mumcu’nun kitabında ayan beyan açıklamasına rağmen neden bu kişide ısrar edildiğini sorgulayan seçmenlerine böyle demişti Kemal Kılıçdaroğlu; tıpış tıpış sandığa gideceksiniz…
Yani eliniz mahkûm, biz belirledik sizde e… gibi sandığa gidip bizim belirlediğimiz aday için oy vereceksiniz demişti!
Anımsar mısınız, aday belirleme çalışmaları yapmışlar ve bu ankette Yılmaz Büyükerşen ismi açık ara önde olmasına rağmen de aniden karar değiştirip Ekmeleddin’i dayatmışlardı burnumuza!
Ve milyonlarca seçmen ya sandığa gitmeyerek, ya da geçersiz oy kullanarak bu dikteyi şamar atarcasına protesto edip yeni ce ha pe ye tarihi bir ders vermişti…
İşte aynı Kılıçdaroğlu ülkenin kaderini tayin edecek bir oylamada, bir günde sandığa gitmeyerek oyunu kullanmayarak yapacağını yaptı. Hani derler ya, özrü mazeretinden büyük diye? İşte “benim hayır oyum bir şeyi değiştirmeyecek” gibi talihsiz bir açıklama ile hatasına tüy dikti. Bu açıklama aslında neyin tescilidir biliyor musunuz? Benim kendimden bile umudum yok, dolayısı ile parti olarak da(yani yeni cehape)biz umut değiliz kardeşimin tescilidir. Hem de kendi yorumu ile kendi beyanı ile…
Düşüncelerinde, yorumlarında yanardöner biri olmadığımı seven sevmeyen tüm okurlarımız, takipçilerimiz bilir. Atatürk’ün kurduğu bir partiden Atatürk’ü dışlayanların bu kafa ile asla umut olamayacaklarını zaten yıllardır yazıp söylemekte ve hatta haykırmaktayım. TR 705 Sezgin, Kefere Mehmet sadece adı geniş kitlelerce bilinenler. Bir de bilinmeyenleri eklediğinizde Atatürk ile uzaktan yakında gönül bağı, ülkü bağı olmayan insanların parsellediği bir CHP bu seçimlerde de ters gelecek. And olsun ki ters gelecek bakın bunu yazın bir tarafınıza! 15 yıldır iktidar partisinin oylarının her seçimde artmasına vesile olan bir ana muhalefet parti başkanı ve yönetimi daha ne kadar belli edecekler maksatlarını söyler misiniz? Her şey ayan beyan ortada değil mi, kör müyüz, sağır mıyız kardeşim? Amigoluğa, şakşakçılığa, takım tutarcasına yandaşlığa devam etmenin ülkeye ne hayrı var Allah aşkına kim söyleyebilir?
Bakınız bir partinin genel başkanı böylesi bir oylamada en azından tarafını, yerini, duruşunu belli etmek adına önderlik etmek adına oyunu kullanmalıdır. Oyunu kullanmayan bir önderin eleştirmek, şikâyet etmek gibi bir hakkı var mıdır? Sormazlar mı adama, madem azınlıktasın böylesi oylamalarda senin hiçbir hükmün yok neden zamanında sine-i millet diyemedin? Neden halkın ayağına gidip alanlardan haykırmadın ülkenin karanlığa doğru gidişini? On beş yıldır Salıdan Salıya Meclis çatısı altında kendi gurubunda konuştun ha konuştun! Kime yaradı, kimi aydınlattı, kimlere umut oldu bu kifayetsiz söylemler? Salıdan Salıya gelen ziyaretçilerinle objektiflere verdiğin pozların getirisi ne oldu? Bireysel mutlulukların, orgazmların, reklamların dışında en ufak bir toplumsal getirisi ne oldu? Cumhuriyet değerleri ışığında insanlar mı bilinçlendi, Atatürk’e ve onun değerlerine aleni biçimde küfür eden ahlak yoksunlarına karşı bir yaptırım mı oldu?
Oylamaya katılmadığınız gibi sosyal medya üzerinden açıklama yaparak önderlik ediyorsunuz sözüm ona ve şöyle diyorsunuz…
***
Millet can korkusuyla yaşarken, yas tutarken, çözüm mercii olan TBMM'yi bir kişinin başkanlık hırsı için meşgul etmenizi bu millet unutmaz! Terörün, OHAL'in gölgesinde, halktan kaçırılarak yapılan anayasa, halk için değil bir kişinin ve ailesinin geleceği için yapılan anayasadır! Günümüz ve tarih, tek adama teslim edilmiş ülkelerin felaket örnekleri ile doluyken, yeni bir felaketi ülkemize getirmek istiyorlar. Anayasalar değişebilir. Biz mevcut anayasanın değişmesine değil, tüm gücün tek bir kişinin elinde toplanmasına ve denetlenmemesine karşıyız…
***
Kemal Bey, bu tür açıklamaları biz vatandaşlar zaten sosyal medya üzerinden yapıp bir nebze rahatlıyoruz. Kendimiz gibi insanların olduğunu görerek, birbirimize umut vermeye çabalayarak bizler zaten hiç değilse bu demokratik hakkımızı kullanıyoruz…
Siz!
Atatürk’ün kurduğu partinin genel başkanı, siz Sayın Kılıçdaroğlu! Neden oyalıyorsunuz bu milleti boşu boşuna? Neden umutlarının son kırıntılarına dek yüreklerimizdeki ışığı karartıyorsunuz?
Atatürk böyle mi yaptı milletine, mücadelesini böyle mi sürdürüp başarılı oldu zafere ulaştı? Bakınız öz be öz kardeşiniz dahi iktidar partisinin saflarına geçmek istedi ama iktidar partisi onu kabul etmedi. Buradan çok acı bir kıssadan hisse ile hiç değilse bundan sonraki süreçte, umutlarımızın tamamen yok olmaması adına gereğini yapsanız keşke! O gereği siz çok iyi biliyorsunuz inanın. İşimizin sadece Allah’a kaldığı böylesi günlerde hiç değilse bunu yapın, bu Ulus’a bu Vatan’a bu Cumhuriyet’e ne olur bunu bari çok görmeyin! Rahmetlik Uğur Mumcu ne demişti anımsar mısınız?
İnsanlar sadece konuştuklarından değil, sustuklarından da sorumludurlar…
Ve şöyle devam etmişti;
Ben Atatürkçüyüm... Ben, cumhuriyetçiyim... Ben lâikim... Ben antiemperyalistim... Ben tam bağımsız Türkiye'den yanayım... Ben insan hakları savunucuyum... Ben, terörün karşısındayım... Ben, yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım…
OZANCA
AYRILIK
Ayrılık nedir biliyor musun?
Ne araya yolların girmesi
Ne kapanan kapılar
Ne yıldız kayması gecede
Ne cephede tren tarifesi
Ne de turna katarı gökte!
İnsanın içini dökmekten
Vazgeçmesi ayrılık... Şükrü ERBAŞ