İkinci hafta kendi evinde açık futbol oynamayı tercih eden Sivas Sporu 4-2 yenmesinden sonra yüzler biraz olsun gülmüştü. Taraftar golcü Gekas’ın attığı üç golden sonra, bu sezon gol sıkıntısı yaşanmayacağı inancına kapılmıştı.
Ancak madalyonun diğer yüzü farklı idi. Transfer döneminde alınan futbolcuların çoğu ismi belli olmamış, ya elinde bonservisi olan ya da transfer bedeli düşük futbolcular tercih edildi.
Transfer yasağı olan Mersin İdman Yurdu’nun dışında tüm takımların yaptıkları transferlerle Eskişehirspor’un yaptığı transferleri karşılaştırın.
Gekas’ın dışında; “bu futbolcunun transferi Eskişehirspor’a yakıştı” denilen kaç futbolcu var?
Sivas Spor karşısında da oynan futbol göz doldurmamıştı. Eğer maç 10 dakika uzamış olsaydı Sivas Spor beraberliği koparır, belki de üç puanla dönebilirdi.
Ligin üçüncü haftasında Rizespor karşılaşmasında sergilenen futbol, bu sezonda da geçen yıl yaşanan sıkıntıların yaşanacağının sinyallerini vermişti.
Eskişehirspor ile Eskişehir’de berabere kalan Rize Spor, kırmızı-siyahlı takımın deplasmanda 2-0 yenildiği Eto’o’lu Antalyaspor’a beş gol atabiliyorsa Siyah-Kırmızılıların yeni sezonda da mevcut kadro ile işinin ne kadar zor olduğunun göstergesi.
İki deplasmanda alınan iki mağlubiyet, kendi evinde oynadığı üç maçtan alınan 4 puan tehlike sinyallerinin şimdiden yanmasına neden oldu. Özellikle Kasımpaşa’ya kendi evinde 3-0 gibi net bir skorla yenilmesi Eskişehirspor’un uçuruma doğru yuvarlandığının habercisi bence.
Öncü depremler tek tek vurmaya başladı. Bu ileride büyük depremin olacağının habercisi… Eğer bu büyük deprem öncesi alınması gereken önlemler alınamaz ise, şiddeti 8’mi olur? 9’mu? Bilemem. Ama büyük hasar verir.
Özellikle iç sahadaki maçları kazanamazsanız, deplasmanda nasıl kazanacaksınız? İç sahada oynan üç maçta da oynanan futbol, sergilenen performansla taraftarlar hayal kırıklığına uğradı.
Geçtiğimiz Cumartesi günü kendi sahasında aldığı 3-0’lık Kasımpaşa yenilgisinden hem yönetim hem futbolcular hem de Teknik Direktör Skibbe önemli dersler çıkarmalı. Bu üzücü mağlubiyet kazası (ben felaket tellallığı yapmamak adına kaza diyorum) yaşandıktan sonra da, yoğun bir şekilde sarf edilen, 'şöyle ya da böyle olsaydı, bu tür bir kaza yaşanmazdı; şu şu tedbirler alınmış olsaydı, bu kadar puan kaybı olmazdı...' gibisinden sözlere muhatap oluyoruz.
Maçın hemen ardından ve Pazar günü konuştuğum futboldan anlayan, geçmişte futbol oynamış veya antrenörlük yapmış uzmanlara mağlubiyetin nedenini sorduğumda, Teknik Direktör Skibbe’nin sezon başından beri kadro tercihinin yanlış olduğunu, oynaması gereken futbolcuları kulübe de tutarken, bazı futbolcuları da ısrarla oynatmasına akıl erdiremediklerini özellikle vurguladılar.
Önümüzde Bursaspor deplasmanı var. Fenerbahçe karşısında izlediğim Bursaspor dişe diş mücadele etti. Maçın hakkı da beraberlikti.
Eskişehirspor’un Yeşil-Beyazlı takım karşısında işi zor. Alınacak beraberlik bile büyük başarı olur. Ardından şampiyonluk için oynayan Beşiktaş gelecek.
İki hafta üst üste zorlu iki maç…
Bursaspor ve Beşiktaş karşılaşmalarından 4 puan alamazsa Kırmızı-Siyahlı takımda testi çatlayacak. Oynan 7 maçta 4 puanda kalınırsa o zaman çatlayan testi su sızdırmaya başlar. Devre arasına kadar tamiri de çok zor.
Ancak sezonun birinci yarısı bittikten sonra ara transferde alınacak futbolcularla tamir şansı var. Parayı gözden çıkarırsanız…
“Efendim Halil Ünal şu kadar borç bıraktı. Bu borçla transfer yapılmaz. Kulübü daha fazla borca sokamayız. Ayağımız yorganımıza göre uzatıyoruz” edebiyatı artık tutmuyor.
Borçtan korkuyorsanız, o zaman seçimde aday olmasaydınız. Veya borçtan kurtulmak istiyorsanız, maç kazanacaksınız. Maç kazanamazsanız borçta ödenmez.
Borcu yapan Halil Ünal’da adaydı. Bıraksaydınız yaptığı borcu kendi ödeseydi.
Eğer bile bile lades dediyseniz mazeret üretmeye hakkınız yok.
Fecebokta bir taraftar paylaşmış.
“Eskişehirspor’da forma giyen futbolcuların yarısı bırakın birinci ligi, ikinci ligde bile oynayamazlar”.
Takımı gençleştirdik diye övünüyorsunuz.
Kasımpaşa maçında taraftar ne diye bağırdı?
“Hürriyet, Hürriyet. Diego, Dioge” …
Alınanlarla gönderilenleri karşılaştırdığımızda, gönderilenler daha ağır basıyor.
Onların döneminde maçlara güle oynaya gidiyordu taraftar…
Bugün ise, ”acaba galip geleceğimiz mi?” endişesiyle..
İnşallah teknik kadro bir an evvel, yani testi kırılmadan alınması gereken önlemleri! Alırda, geçen sezon yaşadıklarımızı bu sezon yaşamayız.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...