16 Nisan’da yapılan referandumda Anayasa değişikliğinin kabul edilmesiyle, 21 Mayıs’ta toplanan AK Parti’nin 3. Olağanüstü Büyük Kongresinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeniden genel başkan seçildi…
989 gün sonra kurduğu partisinin başına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 ay süreyle il ve ilçe teşkilatlarının performanslarını takip edeceğini söyledi…
Kendi performansına ayak uyduramayan teşkilat başkanlarını değiştirilecek…
Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildikten sonra, doğrusu ne Ahmet Davutoğlu ne de Binali Yıldırım koltuğunu dolduramadı…
Bu benim düşüncem…
Katılır veya katılmazsınız…
***
Eskişehir’in aralarında bulunduğu birçok ilde, 2014 ve 2015’de yapılan üç seçimde ciddi oy kayıpları yaşandı…
AK Parti’nin oylarında ciddi oranda erime söz konusu…
Bu erimeyi kimileri Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasıyla partinin başından uzaklaşmasına, kimileri ise 16 yıldır iktidarda olan AK Parti’de oy kaybı yaşanmasını normal olarak yorumladılar…
***
21 Mayıs’taki 3. Olağanüstü Büyük Kongrede önündeki yasal zorunluluğun kalkmasıyla yeniden Genel Başkanlığı üstlenen Recep Tayyip Erdoğan, önümüzdeki 6 aylık süreç içerisinde gerek bakanların gerekse teşkilatların performanslarını takip edeceğini söyledi…
2017 yılının Aralık ayına kadar bakanları ve il teşkilatlarının performanslarını takibe alacak…
Karneleri zayıf olan bakanları ve il teşkilatlarını görevden alacak…
***
2019’un Mart ayında yapılacak yerel seçimler öncesinde bakanlıklara ve teşkilatlara taze kan nakli yapılacak…
Tayyip Erdoğan, yerel seçimleri de önemsiyor…
Ancak, hedef 2019’un Kasım ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerini daha çok önemsiyor…
Hedef kendisinin yeniden cumhurbaşkanı seçilmesi ve AK Parti’nin yüzde 50’yi aşan oy alması…
Bunun için bir avantaj yakaladı…
O da, AK Parti Genel Başkanlığı…
2019’da yapılacak yerel ve genel seçimler ile cumhurbaşkanlığı seçimlerinde önündeki engel kalktığı için AK Parti Genel Başkanı olarak il il dolaşarak miting yapacak, seçmenlerden AK Parti’ye oy isteyecek…
“TAZE KAN GEREKLİ”
Dün AK Parti’nin il eski başkanlarından birisi telefon etti…
Facebook’ta doğum günüm olduğunu görmüş…
Doğum günümü kutladı…
Kendisine bu bahaneyle Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden AK Parti’nin Genel Başkanı olmasını, Harun Karacan’ın MKYK üyeliğine seçilmesini nasıl karşıladığını sordum…
İsmi bende saklı…
Çünkü “söylediklerini yazacağım” deseydim belki o sözleri sarf etmezdi veya “Oftirikort” (aramızda kalsın, yazılmasın) diyebilirdi…
Verdiği cevap şöyle oldu:
“Sadi Bey AK Parti’de bir hastalık var. Bu hastalık bizim dönemimizde de vardı, bugün de devam ediyor. Nedir bu hastalık? Diye sorarsanız söyleyeyim. Nasıl olsa Genel Başkanımız çalışıyor, il il geziyor. Seçmen kendisine büyük teveccüh gösteriyor. Bizim çok fazla performans sarf etmemize gerek yok. Ne kadar koşarsak koşalım, seçmen yine bildiğini okuyor. Bir kere bu hastalıktan kurtulmamız gerekir. İkincisi ise Eskişehir teşkilatı artık üst üste gelen seçimler, referandum derken yoruldu. Performansları giderek düşüyor. 2019’a kadar görevde kalırlarsa güçleri daha da azalacak. Arkadaşlarımız ellerinden geleni yaptılar. Ancak geçmişte bizde de olmuştu, bedenen ve zihnen yoruldular. Teşkilatların yenilenmesi, taze kan enjekte etmek gerekir. Zaten Tayyip Bey’de bunu özellikle vurguladı.”
“HARUN KARACAN DAHA
FAZLA ENERJİ SAĞLAR”
MKYK Üyeliğine seçilen Harun Karacan’a ayrı bir sayfa açtı…
“Harun Karacan keşke Büyükşehir Belediye Başkanı seçilebilseydi. Kendimiz adaymışız gibi birlikte görev yaptığımız bugün hala irtibatımızı kesmediğimiz arkadaşlarla o dönem koşuşturduk. Daha önce de söylediğim gibi ‘nasıl olsa kazanırız’ düşüncesiyle partililerde bir rehavet vardı. Bu nedenle çok çok fazla performans gösterilmedi. Bu 2019 seçimlerine de yansırsa belediyeleri kazanamayız. Milletvekili sayımız da düşebilir. Bunu sanıyorum Harun Karacan da görmüştür. Kendi heyecanına, kendi hızına ve temposuna ayak uyduracak isimlerle çalışmak isteyebilir. Buda hakkı.”
Harun Karacan ile Olağanüstü Büyük Kongreden sonra görüşmedik…
Teşkilatlarla ilgili düşüncesi nasıl bilmiyorum…
Sorsam da,”bu bizim iç meselemiz. Kamuoyu ile paylaşmak doğru olmaz” diyebilir…
Derse de, yerden göğe kadar haklı…
Zaten benim de hatime düşmez,”teşkilatlardan memnun musun?” diye sormak…,
*-*****
Cesaret Biterse!
Bir Hint masalına göre, kedi korkusundan devamlı endişe içinde yaşayan bir fare vardır. Büyücünün biri fareye acır ve onu bir kediye dönüştürür.
Fare, kedi olmaktan son derece mutlu olacağı yerde bu kez de köpekten korkmaya başlar.
Büyücü bu kez onu bir kaplana dönüştürür. Kaplan olan fare, sevineceği yerde avcıdan korkmaya başlar.
Büyücü bakar ki, ne yaparsa yapsın farenin korkusunu yenmeye imkan yok. Onu eski haline döndürür. Ve der ki, "Sen cesaretsiz ve korkak birisin. Sende sadece bir farenin yüreği var. O yüzden ben sana yardım edemem."
Shakspeare, bu konuda söyle diyor:
"İnsanların çoğu” sevmekten korkuyor kaybetmekten korktuğu için.
Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.
Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.
Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin kıymetini bilmediği için.
Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için.
Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için."
& & &
Hayati bilmeden, zamanın farkında olmadan yaşamak gibi…
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...