Teşekkürler saygın okurlarımız…

SİZİN SESİNİZ
 
Bugün köşe yazımda tamamen sizin sesinize yer vermeyi uygun görüyorum. Çünkü taleplerinizi kamuoyu ile paylaşmak hatta kamuoyu yaratmak da görevimiz dâhilindedir…
                                                 ***
Öncelikle fotoğraf sanatçısı ve gazeteci Barkan Tigin'in hazırladığı “Adsız Dünya Çocuklarına” adlı fotoğraf sergisi haberi ile başlayayım. Bugün (16 Aralık 2016) saat:19.00’da Haller Gençlik Merkezi’ndeki açılışa tüm Eskişehirli sanatseverler davetli. Sadece sanatseverlerle sınırlı değil bu davet. Savaşa karşı olan, çocuklar ölmesin diyen tüm duyarlı yüreklere bu davet. Gazeteci Barkan Tigin 1963 yılında eski Yugoslavya Cumhuriyetlerinden Makedonya doğumlu. Üsküp Üniversitesi Filoloji Fakültesi, ardından Atina Üniversitesi Sinema bölümüne devam etti. 1984 yılında eğitimini sürdürürken Epikerotita Gazetesi’nde foto muhabiri olarak gazetecilik hayatına atıldı. Bir yandan gazetecilik diğer yandan sinema eğitimine devam ederken üç kısa metrajlı film çekerek yönetmenlik konusunda kendisini sınadı ve üç ödül birden kazandı. Gittiği Latin Amerika ülkelerinden Küba, Nikaragua ve El Salvador’da yaptığı haberler ve çektiği fotoğraflar kendisine yılın en iyi haber ve fotoğraf ödülünü getirdi. Konuştuğu diller arasında İngilizce, Yunanca, Makedonca, Sırpça ve Bulgarca bulunmaktadır. Yazdığı birçok makale ve öyküleri çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlanmıştır. Bunların dışında yurtdışında kurduğu bir müzik grubunun gitaristi olarak birçok konser düzenlemiştir…
Sıkıntı şurada saygın okurlarım! Böylesi bir değerimize sahip çıkan, bu sergisine öncülük edecek tek bir kurum çıkmamış iyi mi? Kendisini arayıp minik bir söyleşi yaptığım Sayın Barkan Tigin, kibar bir üslüpla yüreğinde sızıya dönüşen bu gerçeği şöyle dillendirdi: Sergimi kendi olanaklarımla açıyorum, maalesef hiç bir belediye desteği verilmedi. Özellikle Büyükşehir Belediyesi’nden ismini verip incitmek istemediğim bir beyefendi bütçesinin olmadığını bahane ederek hiç bir destek vermedi. Oysa bir hafta önce kendi abisinin resim sergisinde kokteyl vererek, billboardlarını tahsis ederek açmıştı…
Maalesef böyle dedi sanatçı-gazeteci dostumuz.
Asklında ben de sormak isterim; sahip çıkmamanızdaki nedeni bizlerle de paylaşır mısınız? Biz de bilelim ve geçerli bir nedeniniz varsa haklılığınız kamuoyu ile paylaşalım ki haksızlık etmeyelim size!
Belediyeler destek vermese de biz Eskişehirliler yürek veririz sanatçı dostumuza ve bugün 19.00’da omuz omuza, yürek yüreğe oluruz anlamlı sergisinde.
 
Erol Aykan (Sanatçı): Şinasicim, emeklilerin 65 yaş üstü, belediye otobüslerine ücretsiz binmemesi için imza toplanıyormuş. 
Ben fazla otobüse binmememe rağmen bu olay ağırıma gitti.
Bu konuya baktınız mı? İlgilerin için şimdiden teşekkürler...
 
Hülya Şenel (Öğretmen): Şinasi Hocam merhaba, umarım bu mesajımı görürsünüz. İsmim Hülya Şenel, emekli bir öğretmenim ve Ertuğrulgazi Mahallesi’nde oturuyorum. Mahallemizde çok önemli bir sorun yaşıyoruz. Malumunuz mahallemizde müstakil evler çokça olup, sessiz ve huzurlu bir görüntü mevcuttur. Lakin bu huzurun bozulmasında rol oynayan komşumuz sayesinde ağzımızın tadı kaçmaktadır. Ben de evimde üç kedi besleyen bir hayvan koruyucuyum, dostum onlara. Ama komşumuzun başıboş bıraktığı tasmasız olarak sokaklara saldığı Haski köpeği yüzünden mahalleli mahkemelik oldu birbiriyle. Bu dünya güzeli özel hayvan mahalledeki tüm sokak köpeklerine liderlik ederek bölgemize topluyor. Maalesef hemen her gün bir sokak kedisini boğazlayarak ölümüne neden oluyor. Bu köpeğin günahı yok, bunu sadece bir oyun ya da görev sanıyor ve içgüdüleri ile hareket ediyor. Günahkâr olan bu köpeği başıboş bırakıp sokak köpeği konumuna düşüren sahipleridir. Belediyelerimize de defalarca konuyu açtık ama maalesef çözüm olmadılar. Haski liderliğindeki tüm sokak köpekleri çöp poşetlerini her gün delik deşik ederek yollara saçıyor. Çöpleri toplayan emekçi de her gün isyan ederek (arada küfür) topluyor bu kirli görüntüleri…
 
Cem Demir (Emekli Assubay): Hemşireleri seks objesi olarak göstererek bu kutsal mesleği hakir gören Murat BOZ ve ekibini esefle kınıyorum. Bu sahneler gösterimden kaldırılmadığı takdirde filmi izlemeyerek protesto etmenizi öneriyorum. Toplumun uyarılmasında ki çabanızı takdir ediyorum hocam saygılarımı sunuyorum…
Filmin vizyona girmesine sayılı günler kala servis edilen bu görüntüler özellikle hemşirelerin tepkisini çekti. Hemşireler cinsel obje değildir söylemi altında bir araya gelen sağlık çalışanları, filmin bu sahneleriyle ilgili bir kampanya başlattı. Filmin vizyona girmesine kısa bir süre kala paylaşılan bu görüntülerin rahatsız edici olduğunu söyleyen sağlık görevlileri filmin bu sahnelerle çıkması halinde protesto edeceklerini söylediler. Sağlık Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Özgür Yıldırım, filmde kutsal bir görev yapan hemşirelerin rencide edildiğini belirterek, “böyle bir sanatı kabul etmiyoruz” dedi.
Eskişehir Sağlık Sen Şube Başkanı Hasan Hüseyin Köksal da, Murat Boz’un oynadığı bir sinema filminde hemşirelik mesleğini rencide edici sahneler olduğunu söyleyerek, söz konusu sahnelerin filmden çıkarılmasının gerektiğini ifade etti. İfade etmesi güzeldi de bu açıklamayı objektiflere gülerek yapması ilginçti…
 
OZANCA
 
Televizyon denen sihirli kutu
Farkında olmazsın yedirir dutu
Turfanda gösterir çürük armudu
Derdimize deva ah şu reklamlar…
                 Bayan Pakize’nin saçının fönü
                 Assolist Sibel’in arkası önü
                 İzdivacın dizinin ilginç her yönü
                 Derdimize deva ah şu reklamlar…
Benim bankam senin bankan onun bankası
Sör vayvırın bitmiyor hiç tantanası
Hayalle mi dolacak pazar çantası
Derdimize deva ah şu reklamlar…
                 İstikrar türküsü mazide kaldı
                 Umudun yerini kaygılar aldı
                 Tozpembe umutlar griye çaldı
                 Derdimize deva ah şu reklamlar… Şinasi KULA