Tepebaşı onları unutmadı

Tepebaşı Belediyesi'nin salgın hastalık sürecinde yaşamını yitiren sağlık çalışanları için yaptırdığı anıtı merakla bekliyorum. Öncelikle bütün sağlık çalışanlarımızı saygıyla selamlayalım. Onlar kanatları olmayan melekler gibi üzerimize titrediler. Bizler ailelerimizle mutlu bir şekilde yaşayabilelim diye kendi aile yaşamlarını hiçe saydılar. Bizim yaşamımızı kurtarabilmek için, kendi yaşamlarını hiçe saydılar. Hatta zaman zaman kehdi hayatlarını, bizler için feda ettiler. Haklarını ödeyemeyiz.

Tepebaşı Belediyesi büyük bir duyarlılık göstererek, ülkemizde yaşamını yitiren sağlık çalışanlarımızın adını ölümsüzleştirmek için kolları sovamış durumda. "Sağlık çalışanlarımız pandemi döneminin fedakar savaşçıları konumunda. Onların varlığı, bizim sağlığımız" diyen Ahmet Ataç'a sadece Eskişehir'e yeni bir sanat eseri kazandırmıyor. Aynı zamanda ülkemize de bir vefa örneği sunuyor. Uluslararası Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumunda yer alan sanatçılar olmak üzere Türkiye’nin her yerinden seramik sanatçılarından gelen eserlerin birleşiminden oluşacak anıt, şimdiden estetik olgunluğunu göstermeye başladı. Bir sanat şehri olan Eskişehir'e böylesi bir anıt yakışırdı doğrusu. Emeği geçenleri kutlarız.

"Keşke" diye pişman olanlar

İl Sağlık Müdürü Profesör Uğur Bilge – muhtemelen – olabilecek en zor dönemde Sağlık Müdürlüğü vazifesini üstlenmiş durumda. Son iki senedir olağan üstü zor bir sağlık kriziyle karşı karşıyayız. Başlangıçta maske – mesafe – hijyen kurallarına uyarak hastalığı atlattık. Ancak kesin çözümün aşılanma ile geleceğinin herkes farkındaydı. Daha doğrusu, hemen hemen herkes farkındaydı...

Ciddi bir aşı karşıtlığıyla karşı karşıyayız. Aşı karşıtlarının ileri sürdükleri argümanların hepsini bir araya toplasanız, incir kabuğunu bile doldurmayan açıklamalar olur. Ancak aynı aşı karşıtlarını da mantıklı açıklamalarla ikna edemiyorsunuz. Son olarak Profesör Uğur Bilge, yine iyi niyetli bir çabayla, aşı karşıtlarını uyarmış. "Hasta olup durumun ciddiyetini anladıklarında iş işten geçmiş oluyor ve ‘keşke aşı olsaydım diye pişmanlıklarını dile getiriyorlar" diyen Bilge, "Sosyal medyada paylaşılan olumsuz haberlere itibar etmeyin ve konuları Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü gibi güvenilir sitelerden araştırın. Herkesin gerçek tıp bilimini dinlemesi ve bunun hepimizin hayatını ne kadar etkilediğini anlaması gerekiyor" diyerek devam etmiş.

Sayın Bilge'nin açıklamalaranı yer vermeyi görev kabul ediyorum. Hastaneler – maalesef – aşı olmayanlarla dolu. O kadar sıkıntı yaşıyoruz ki, sağlık sistemi aşı olmayanları kurtarmak için çalışmaktan, rutin işlemlerini bile yapamıyor. Bence hükûmetin aşı olmayı zorunlu yapmayı düşünmesinin zamanı geldi.

Büyükerşen'in ağzının tadı yerinde

Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen Hacı Bektaş Veli Vakfı Kültür Merkezi’nde düzenlenen Aşure Günü etkinliğine katıldı. Büyükerşen'i Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ve partisinin milletvekili Utku Çakırözer de yalnız bırakmadı. "Ben ve arkadaşlarım aşure gününüze katılmaktan büyük onur duyuyoruz. Birlik ve beraberliğin öne çıktığı Muharrem ayında bir arada olmak ve bu geleneksel ritüele her yıl katılmak çok mutluluk verici" diyen Büyükerşen, etkinliğin ev sahibi olan Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı'nı da "Çalışkan ve değerlerimize sahip çıkıp onları yaşatmaya çalışan bir Vakıf" söyleriyle övdü.

Kendisine ikram edilen aşureyi de kaşıklayan Büyükerşen'in belli ke ağzının tadı yerindeydi. Tabii bu durumda Hacı Bektaşı Veli Kültür Vakfı'nın aşuresinin lezzetli olduğu kadar, yapılan kamuoyu araştırmalarının da katkısı olabilir. İşin bu kısmı da bazı kişilerin ağzının tadını kaçırıyordur muhakkak...