Yaşamın İçinden
--Temelden başlanıyor—
Eskişehir’de yeni stadyum ne hikmetse 33 bin kişilik dendi, 30 bine indi.
Özdemir Uçak’ın dediği gibi:
“3 Bin koltuk buharlaştı mı?”
Bakalım bunun gerekçesini açıklayan çıkacak mı?
----//--
Gelelim günün konusu stadyuma.
İçinde bulunduğumuz günlerde yenisinin temeli, eskisinin yeri konuşuluyor.
Eski stadyumun yeri 54 dönüm.
Bunun 40 dönümü Gençlik ve Spor Bakanlığı’na,
14 dönümü ise, Milli Emlak Müdürlüğü’ne ait.
Yapılan açıklamaya göre, arsanın TOKİ’ye devri, haziran ayında gerçekleşecek.
Merak ediyorum.
TOKİ’nin yapacağı 30 bin kişilik stadyumun 107 milyon liraya mal olacağı açıklandı.
Acaba alışveriş gözüyle bakacak olsanız, kent merkezindeki 54 dönümlük arsa kaç lira tutar?
--//--
Henüz eski stadyumun yerini konuşan yok.
Kamuoyunun “meydan olsun” isteği askıya alınmış durumda.
Milletvekili Sayın Ülker Can:
“Bana kalırsa burası meydan olsun derim” demişti.
Hatta Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı da, “Meydan olmasından yanayım” diye konuşmuştu.
Şimdi sıra Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı ve milletvekili Salih Koca’da.
Onlar da bu konuda görüşlerini açıklamalılar ki “İşin önünde ve arkasında kimler olduğu ortaya çıksın”
--//--
Yeni stadyum için bu ay içinde şantiyenin kurulacağı, ardından görkemli bir törenle temelin atılacağı açıklandı.
Eski stadyumun yeri TOKİ’ye devredilirken, devir sözleşmesine gerekli şerhlerin nasıl konacağına ilişkin kimseden ses yok.
Oysa yeni stadyum kadar, kentin en değerli yerindeki 54 dönümlük alanın nasıl kullanılacağını da vatandaş merak ediyor.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------Günlerin Getirdiği
--Karacan daha sakin olmalıydı--
ESO’da Savaş Özaydemir ve Nebi Hatipoğlu yarışı devam ediyor. Yarış sandıkta olacak, ama şimdiden iki aday da değişik yönlü açıklamalarda bulunuyorlar, sanayi kesimi adına yapacakları çalışmaları anlatıyorlar. Önceki gün okudum, Hatipoğlu “Daha güçlü bir Eskişehir, daha atak bir sanayi için değişim gerekir” demiş. Savaş Özaydemir de “Eskişehir sanayi için ne gerekiyorsa yapılacaktır. Şimdiye kadar yaptıklarımız meydanda” diye konuşuyor. Görünen o ki, Hatipoğlu ve Özaydemir’in yarışı son ana kadar sürecek.
Gelelim ETO’daki duruma. Harun Karacan şimdilik ETO’da tek aday olarak görünüyor. Karacan’ın yaptığı reklamlar ve ardından adaylık açıklaması dikkat çekmişti. Hatta bazı çevreler “Rakibi yok, bu reklam ve açılış töreni neyin nesi?” dercesine eleştiri getirmişlerdi. Bu konuda bazı gazetelerde yorumlu yazılar çıkmış, konunun geldiği ETO Meclisi’nde sert tartışmalar yaşanmıştı. Bu tartışmalar sırasında dikkat çeken durum ise, Karacan’ın eleştiriyi getirenlere verdiği yanıtlar ile yazılan yazılara ilişkin yaptığı suçlamalardı. Karacan’ın “Kim ne söylerse söylesin kim ne yazarsa yazsın, kim ne yazdırırsa yazdırsın” şeklindeki sözleri için politik yorumcular “ETO Başkanı daha açık konuşmalıydı. Hedefinde kim varsa söylemeliydi. ETO hakkında yazılan her yazı için böyle düşünüyorsa yaptığı yanlıştır” yorumunu yapıyorlar.
---Gölet’in gerçek yanıtından sonra---
AKP Milletvekili Salih Koca’nın günlerdir süren “CHP İl Başkanı Erman Gölet’i şantiyeden ben kurtardım” şeklindeki açıklamasına CHP İl Başkanı Erman Gölet önceki gün açıklık getirdi. Sezai Şen yazmış. İyi oldu. Gerçek neyse kamuoyu da öğrenmiş oldu. Erman Gölet diyor ki “2000’li yıllarda 657 sayılı yasaya tabi olarak DSİ’de çalışıyordum. Yasada var olan yatay geçişle, Odunpazarı Belediyesi’ne Teknik Başkan Yardımcısı olarak geçtim. Yani kadrom oraya geçti. Beni kimse beni kurtarmadı.”
O günleri yaşayan bir kişi olarak benim bildiklerim de böyle. Ama nedense politikacılara anlatamadık. Hatta demiştim ki “Dönemin belediye başkanları İ. Haşim Ateş ve Burhan Sakallı’ya da sorabilirdiniz. Çünkü konu onları da ilgilendiriyor.”
Her neyse, bu alandaki politik kavgayı daha fazla uzatmak yanlış olur. Bakın işin iç yüzünü bilmeyenler bile Sayın Koca’nın açıklamasını hoş karşılamayıp “ Bulduğu işi, başa kakma” olarak yorumlamışlardı. CHP İl Başkanı Erman Gölet’in dün yaptığı “Kısa pantolon” tartışması bakalım Salih Koca tarafından nasıl değerlendirilecek? Şaka maka da, Erman Gölet’in yorumları Eskişehir politikasına ayrı bir hava getirdi. Bakalım kısa pantolon ve misket havasına Sayın Koca neler diyecek?
-Saadet’ten gelenler—
Numan Kurtulmuş’un peşinden AKP’ye kaç kişi geçti kimse bilmiyor. Bana 500 denmişti. Daha sonra sorduğumda o kadar yok denildi. Şu var ki HAS ve SP’den AKP’ye geçenlere halen üvey evlat gibi bakılıyormuş. Tanıdıklardan birine “Politika nasıl gidiyor?” diye sorduğumda “Arkadaşlarla geçtik. Ama tadı yok. HAS Parti’de daha samimiydik” yanıtını verdi. Şunu duydum: Yerel seçimlerde bazı isimlere belediye meclis üyeliği teklifi yapılmış; hepsi bu. Bakalım Numan Kurtulmuş’a yakın isimler AKP içinde nasıl bir ağırlık koyacaklar? İbrahim Atıcı ve arkadaşlarının ikide bir yaptıkları toplantılar işe yarayacak mı, yakında göreceğiz.