Yaşamın İçinden
Telaşa gerek yok
Maçın en heyecanlı yerinde Temel ortağına bağırmış:
“Ula Hamza. Gördün mü olanı?”
Hamza sormuş:
“Ne oldu?”
“Ne olacağı var mı? Yazıhaneden çıkarken kasayı kilitlemeyi unutmuşum. ”
Hamza sağa sola baktıktan sonra gülerek yanıt vermiş:
“Bunda üzülecek ne var ki? İkimizde buradayız. ”
---//--
Sabah gazeteye geldiğimde, ilk işim yerel gazetelere bakmak oluyor.
İsim vermeyeyim.
Yazar arkadaşlarımın hepsini severek okuyorum.
Kimisi uzun uzun, kimisi kısa ve öz olarak değiniyor sorunlara.
Eskiler neyse de, gençlerin yazdıkları hoşuma gidiyor.
Eskiler dediğime bakmayın.
Yazının başlığına bakar bakmaz içindekileri tahmin ettiklerim onlar.
Gazeteci eskimez çünkü.
Yazmanın güçlüğünü biliyorum.
Haftanın yedi günü yazmak, özellikle de yerel konuları irdelemek kolay değil.
--//--
Her zaman söylerim.
Yerel basında okuyucu sizi, siz okuyucuyu tanırsınız.
En olmadık zamanda soranlar çıkar:
“Dünkü yazınız çok güzeldi. ”
Düşünürsünüz:
“Hangisiydi acaba?” diye.
Dahası bazıları yol gösterir:
“Şunu da yazsana ağabey. ”
Fıkra anlatanları dinlerim.
Şunu sezerim:
Siz okurunuzu değil, ama okurunuz sizi izler...
Şimdilerde pek yaşamıyoruz.
Yaklaşık 15 yıl önce yerel basın çalışanlarının iş bittikten sonra buluşma geleneği vardı.
Ünlü “Çiçek Pasajı”nın kenar masalarını paylaşırdık.
Sabahtan akşama kadar konuştuklarımız yetmezmiş gibi yaptıklarımızı birbirimize anlatır, ertesi gün için plan yapardık.
--//--
Sabahları gazetelerin özellikle köşe yazılarını okurken geçmiş geliyor aklıma.
Yazmak kadar, okumak ve karşılıklı sohbet de önemlidir bizler için.
“Okumayan insan yazamaz” derdi ustalardan biri.
Onun için genç arkadaşlarıma ”okuyun” derim sürekli.
Okuyun ki, dağarcığınız genişlesin.
Günlerin getirdiği
ESO ve ETO politikayı bastırdı
Eskişehir Sanayi Odası ve Ticaret Odası’nda ardı ardına ortaya çıkan adaylar, kent politikasını tabiri yerindeyse, bastırdı. Nebi Hatipoğlu’nun yaptığı basın açıklamaları ve Harun Karacan’ın mitingi andıran adaylık açıklama töreni her iki kanada dahil olanları hareketlendirdi. Gözlerin üzerinde olduğu ESO Başkanı Savaş Özaydemir de sonunda aday olduğunu açıkladı. Yani ESO cephesinde Nebi Hatipoğlu tek başına kalmadı. ETO Başkanı Harun Karacan’ın durumu da aynen böyle. Karacan “Adayım” dedi. Kendisine rakip çıkar mı belli değil. Bir ara Osman Yüksel filan dendiyse de, arkası gelmiş değil. ETO çevrelerine göre, Harun Karacan rüzgarı ardına almış durumda. Diyeceksiniz ki, “ESO ve ETO’daki kongre havasına politika karışır mı? Karışırsa etkisi, nasıl olur?” Bana göre her üç adayın da özel yaşamlarındaki politik çizgileri aşağı yukarı biliniyor. Onun için de dayandıkları politik cephe kendilerine zarar vermez. Ta ki, her iki meslek odasına yeni adaylar çıkıncaya ve yeni adayların politik rengi belli oluncaya kadar. ESO Başkanı Savaş Özaydemir adı adaylık için geçen İsmail Kadıoğlu için yaptığım yorumların hepsi tuttu. Savaş Özaydemir’in kadro hareketiyle öne çıkacağını yazmıştım, aynen öyle oldu. Özaydemir’in yaptığı kısa açıklama 2023 hedefiyle birilerine işaret ederken, yaptığı kısa açıklamada “Dört yıllık çalışma döneminde Eskişehir sanayisini bütün yönleriyle 2023’e hazırlamak istiyoruz” demesi ilginç geldi bana.
CHP’de inişli çıkışlı
Eskişehir sanayi ve ticaret cephesinde alabildiğine bir kongre yarışı sürerken, CHP nedense bu çalışmalar dışında kalmaya devam ediyor. Oysa bazı siyasi parti temsilcileri bırakın odaları, apartman yöneticiliğinden tutun da koruma derneklerine kadar işin içine politikayı sokuyorlar. Benzeri konular CHP’yi ilgilendirmiyor galiba…
Her neyse. CHP’nin Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’i de arkalarına alarak hemşehri, derneklerine yaptıkları ziyaretin yankıları sürüyor. Aslında gerek Emirdağlılar ve gerekse Mihalıççıklılar Derneği’ne yapılan ziyaretlerin, hazırlıksız oluşu sorun yarattı. Emirdağlılar Derneği’ne yapılan ziyaretin öncüsü kimdi bilmiyorum. Ama Mihalıççıklılar Derneği’ne ziyaretin CHP İl Başkanı Erman Gölet tarafından planlandığını duydum. Neymiş? “Mikrofon yokmuş. Büyükerşen konuşurken, bazı masalarda okey oynayanlar olmuş vs.” Hazırlıklı gidilen siyasi amaçlı bir toplantıda hazırlıklar tam olarak yapılmalıydı. Gürültüden sesi duyulmayanlar ve oyun oynayanların gürültüsüne karşı ”Büyükerşen’in dernek başkanı İsmail Can’a “Bizi sabote ettin” demesi şaka yollu da olsa, yerinde bir uyarıydı. İsmail Can, derneklerine yapılan, haberli bir ziyaret için bu ortama fırsat vermemeliydi. Bilemiyorum, CHP İl Başkanı Erman Gölet bu durumu nasıl yorumlamıştır?