Eskişehir'de bir vatandaş tarlasını sürerken, Roma İmparatorluğu dönemine ait bir taş eser bulundu.
Eskişehir'de bir vatandaş tarlasını sürerken, Roma İmparatorluğu dönemine ait bir taş eser bulundu. Eserin üzerindeki haç işaretleri, erken Hristiyanlık dönemine ait olduğunu işaret ediyor. Kaymaz'da bulunan eser olayı haber alan Jandarma tarafından kontrol altına alındı. Bu tip haberler Türkiye için sıradan sayılır. Ancak – mesela – Almanya'da böyle bir haberi bulamazsınız. Çünkü bugün etrafa medeniyet dersi verme hadsizliğini gösteren Avrupalıların ataları, tüylü mamutların peşinde, ellerinde sopalarla koşarken, Anadolu toprakları medeniyetlere ev sahipliği yapıyordu. Bu kadim toprakları sıksanız nasıl ki şüheda fışkırıyor, aynı şekilde tarih de fışkırıyor... Ancak biz bu zenginliklerin farkında değiliz. Elbette toprağın altındaki madenler de bizim milli servetimizdir. Ancak iddia ediyorum; tarihi değerlerimiz daha büyük zenginliktir. Oysa ki Türkiye'de Atatürk dönemi istisna, milli bir arkeoloji ve tarih stratejisi hiç oluşturulmadı. Kültür Bakanlarımız ise – Nabi Avcı gibi istisnalar hâriç – bu işlerle hiç ilgilenmediler. Hatta çoğu AK Partili Kültür Bakanı, arkeolojik sit alanlarını, maden işletmelerinin işini engelliyor diye ortadan kaldırmaya bile kalktılar. Eskişehir tarihi değerlerini turizme kazandırarak çok büyük paralar kazanabilir. Ancak bu işi başarabilmek için vizyon sahibi kafalara ihtiyacımız var. Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'den rica ediyoruz, nasıl ki kırsal kalkınmaya el atıp çiftçimizin yüzünü güldürdü, aynı şekilde arkeolojik değerlerimize de el atsın. Zira anlı – şanlı yetkililerin bir şey becereceği yok. Hani Kızılinler'i termal turizme kazandıracaklardı? Kaç sene geçti üzerinden bir hamam bile yapamadık. Bunlar hamamda tellak olmayı beceremezler...
Asgari ücret memnun etmedi
Asgari ücret 5 bin 500 lira oldu. Bu paranın yeterli olma ihtimali yok. Şimdiki gençeler bilmez ancak bir zamanlar Sayın Cumhurbaşkanımız muhalefetteydi ve içinde Devlet Bahçeli'nin de bulunduğu hükûmeti, çay – simit hesabıyla yerden yere vuruyordu. Sayın Erdoğan beş kişilik bir ailenin her öğünde bir tane simit yemesi, yanında da duble çay içmesi durumunda asgari ücretin yetmeyeceğini söylüyordu. Şimdi bu hesabı İstanbul'da yaparsanız bir 5 kişilik bir ailenin toplam masrafının 6 bin 750 lira olduğunu görürsünüz. Yani bir zamanlar Devlet Bahçeli'yi yerden yere vuranlar, aradan geçen 20 yılda bir arpa boyu yol alamamışlar. Kimse kusura bakmasın ama, asgari ücretle simit bile alamıyorsunız, o ülke kötü yönetiliyor demektir. Tabii bir de üzerinde durulmayan bir mesele daha olduğunu unutmayalım. Asgari ücretin net maliyeti 6 bin 471 lira. İşverenlerin büyük bir kısmı, zamsız olan asgari ücreti bile zor ödüyordu. Şimdi bu işveren bu ücreti nasıl ödeyecek düşünen var mı? Yani öyle bir durumdayız ki, asgari ücreti artırıyoruz ama ne işçiyi ne de işvereni memnun ediyoruz. Allah sonumuzu hayır etsin.