Tek adam rejimini seviyoruz!

Bu başlığı nereden çıkardım…
Derin bir analiz yazısı değildir. Anket, araştırma falan hiç değildir.
Eskişehir’in en büyük kuruluşlarının seçimlerine tek adayla gidiliyor da ondan, tek adam rejimini sevdiğimizi çıkardım…
Açıklayayım…
Cumhurbaşkanlığı sistemine geçildikten sonra muhalefetin en çok dillendirdiği propagandasını yaptığı konu belli:
-Tek adam rejimi!
Muhalefet, tüm güçlerin tek elde toplandığını söylüyor!
Hakları var diyelim...
İyi ama şöyle çevrenize bir bakın. Her yerde tek adam yok mu?
En büyük ve güçlü partilerimiz…
CHP, MHP, İYİ Parti, HDP tek adam partileri değil mi? İkinci bir adaya asla tahammül edilmiyor. Zaten artık rakip falan da çıkmıyor…
Sendikalara, derneklere bakın ikinci bir aday çıkmıyor…
Yakında seçimlere gidilecek Eskişehir’deki odalara bir bakın…
ESO’da Celalettin Kesikbaş, ETO’da Metin Güler, Borsa’da Ömer Zeydan, tek adaylar ve tek adamlar…
Baro seçimleri yaklaşıyor. Görünen o ki Mustafa Elagöz’de tek aday…
EOSB’de Nadir Küpeli seçimleri tek aday olarak girdi ve kazandı…
Şehrin ileri gelenleri demokratik toplumu teşvik etmiyor. Benim adamım, benim arkadaşım kazansın, devam etsin gerisinin önemi yok…
İşte kazanıyorlar ve tek adamlıklarını ilan ediyorlar…
Eskişehir’in en büyük 5 sivil toplum örgütünde seçimlere tek adayla girilmesi tek adam rejiminin kök saldığını sevildiğini gösteriyor.
Tek adamı eleştirmek isteyenler, önce tek adamlıktan vazgeçmesi gerekir…
Gerçek şu ki dostlar 12 Eylül 1980’den bu yana tek adamla yönetiliyoruz ve çoğulculuğu rafa kaldıralı çok oldu.
Sadece bazılarımızın bundan yeni haberi oluyor…
 

YAŞADIĞIMIZ GÜNLER!

Yeteneksiz ve güçsüz insanlar layık olmadıkları sorumlu mevkilere yükselirlerse uğradıkları her başarısızlığı bir başkasına yüklerler. Kulluk etmede çok hünerli olanlar büyük mevki ya da şöhrete kavuşunca herkes kendisine kul olsun isterler. Böyle insanların yerlerini kaybetmemek için yapabilecekleri aşağılık işlerin sınırı yoktur. Bürokratların, hırsızların ve sadistlerin egemen olup beraberce yönelttikleri bir ülkeyi  hiç bir rejim kurtaramaz!
…/…
Yukarıdaki satırları Şeker Fabrikaları'nın kurucusu Kazım Taşkent'in “Yaşadığım günler” isimli kitabından aldım.
Günümüzde durum pek de parlak değil!
 

KURT-KOYUN-İNSAN

İngiliz felsefeci Thomas Hobbes, koyun-kurt ve çoban ilişkisini şöyle tanımlıyor:
-Koyunlar ömrünü kurttan korkarak geçirir. Hal bu ki, sonunda onu yiyen çobandır.
Büyük şairimiz Özdemir Asaf’ın iki dizesi ise şöyledir:
-Sürüden ayrılanı kurt kapar, ayrılmayanı da keserler.
Ve atalarımızdan gelen bir söz…
-Gece kurtla bir olup koyuna saldırıyorsunuz, sabah da çobanla beraber yas tutuyorsun…
 

İLERLEME

Eğer kolay ilerliyorsanız...
Dikkat edin!
Yokuş aşağı gidiyor olabilirsiniz!
 

GÜNÜN SÖZÜ!

Zenginler fakirlere tanrıdan başka bir şey bırakmadılar.
Nietzsche
 

GÜNÜN KARİKATÜRÜ