Geçtiğimiz hafta, özetle, şöyle bir yazı kaleme almıştım: “Bu takım, bu ligde kalır! Kalır kalmasına da, bunun bazı koşulları var. Bir kere mevcut futbolcuların memnun edilmesi lazım. En azından primlerin teslim edilmesi gerekiyor. Allah var, Mustafa Akgören ve yönetimi bunu yapıyor. İç-dış saha giderleri, fatura ödemeleri ve yemek harcamaları konusunda da sorun yaşamamamız lazım. Yönetim, bunu da sağlıyor. Peki, ya alacaklarını ödeyemediğimiz ve ara dönemde gitme tehlikesi bulunan futbolcuları ne yapacağız? Jesse, Issah, Sissoko ve Feyzi Yıldırım alacaklarının ödenmediği gerekçesiyle TFF’ye başvurdu. İlerleyen günlerde diğer futbolcuların da TFF’ye gideceği konuşuluyor. İşte, futbolcularımız ara dönemde giderse, ligde kalma ümidimiz de tamamen biter. Ve son bir gelişmeyle Marko Milinkoviç gitti! Bununla beraber, İstanbulspor maçında her ne kadar haksızlığa uğrasak da gerçekçi olmak lazım: Takımımız maalesef varlık gösteremedi. O nedenle futbolcuların serbest kalması tehlikesini bir an evvel gidermemiz lazım.
Odunpazarı örnek alınmalı
Son zamanlarda kadın cinayetleri bir hayli arttı. Neredeyse her gün, Türkiye’nin farklı bir coğrafyasından benzer haberler geliyor. Artık şunları konuşmuyoruz: Katilin yargılama süreci, kadın cinayetleri neden artıyor ve niçin durdurulamıyor, cezalar caydırıcı değil mi ya da uygulanmıyor mu, eğitim, vesaire… Peki, konuşulan ne? Maalesef ki cinayetin işleniş biçimi! Sanıyorum bu durum, tıpkı intihar vakalarında olduğu gibi bir özenti yaratıyor. O nedenle tavsiyem, cinayetlerin işleniş biçiminden ziyade nasıl ortadan kaldırılabileceğinin tartışılmasıdır ve farkındalık yaratan haberlerin öne çıkartılmasıdır. Mesela Odunpazarı Belediyesinin duyarlılığı… Belediye, Ceren Özdemir’i, Adalar’da açacağı gençlik merkezinde yaşatacak; merkezin ismi Ceren Özdemir olacak! Dahası da var. Yenidoğan Mahallesinde açacağı Halk Merkezinde ise Ayşe Tuba Arslan yaşayacak. Ve eminim o merkezlerde, kadın cinayetlerine nasıl karşı konulabileceği hususunda da kafa yorulacak.
DSİ göleti bitirsin
DSİ, 2016 yılında Gündüzler Göleti’nin inşaat çalışmalarına başlamıştı. Söz konusu göletin tamamlanması halinde ülke ekonomisine yıllık 5 milyon TL katkı ve 250 kişiye de istihdam alanı sağlanması hedefleniyor. Ayrıca depolanacak su ile de 12 bin 20 dekar zirai arazinin sulanmasını sağlayacak gölet, bölge halkı için büyük önem arz ediyor. Ancak gelin görün ki göletin inşaat çalışmaları bir süre önce durdu! Niye durduğu hakkında herhangi bir bilgimiz yok. DSİ tarafından da konuya ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadı. Bununla beraber Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, inşaatı duran alana gitti ve incelemelerde bulundu. Sonrasında ise şunu söyledi: “Müteahhidin malzemeleri burada bulunuyor ama herhangi bir çalışma veya çalışan gözükmüyor, yarım kaldığı açıkça bellidir. Konu araştırıldığında ise para olmadığı söyleniyor. Bu konuda devletin desteğini istiyoruz.” Konuyu gündeme getirdiği için Ataç’a teşekkür ediyorum ve dediği gibi devletin, kendi kurumu olan DSİ’nin elinden tutmasını bekliyorum.
Aman siyaset bulaşmasın
Yıllardır aynı şeyi tekrarla dururuz: Eskişehir lobisini kuralım! Ancak gelin görün ki bunu bir türlü başaramayız. Peki, lobi kurulmasını niye istiyoruz? Eskişehir tek vücut olarak güç oluştursun ve şehrin sorunları çözülsün, yatırım artsın. Sanki bu sefer, beklediğimiz olacak gibi! Eskişehir’deki 42 Oda, Borsa, Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği, Organize Sanayi Bölgesi, Sanayi Siteleri, İş İnsanları Dernekleri, Eskişehir Girişimciler Kurulu ve Gazeteciler Cemiyeti, Eskişehir Sanayi Odası Meclis Salonunda bir araya gelerek ‘Eskişehir İş Konseyi’nin kurulması için prensip kararı aldılar. Bu harika bir gelişme! Güçlü bir lobi kurulabilmesi için önemli bir adım. Umuyorum ve diliyorum bu prensip karar vücut bularak hayata geçirilebilir ve sonrasında Eskişehir’in geleceği için çalışma yapılır. Bu noktada şuna dikkat edilmelidir. Söz konusu yapıya, kesinlikle siyaset bulaştırılmamalıdır. Eğer işin içine siyaset girerse, yapı dağılır; siyaseti sokanlar ise bedel öder.
Samimiyet testi
“Eskişehir’imizin Alpu Ovası üzerinde yapılması planlanan kömürlü zehir santrali temiz havamızı, suyumuzu kirletecek. Verimli topraklarımızı yok edecek. Zehir santralinin ihalesi 7 kez ertelendi. 1 milyon Eskişehirli bu zehir santraline karşı ve ısrarla yapılmasın diyor. Mahkeme kararlarına rağmen 1 milyon Eskişehirliyi zehirleyecek kömürlü termik santral ısrarından artık vazgeçin.” Bu ifadeler, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’e ait. Peki, Çakırözer bu ifadeleri nerede kullandı? TBMM Genel Kurulu’nda! Biliyorsunuz ki 2020 bütçesine, kömürlü termik santral alındı. İşte milletvekilimiz, bunu önlemeye çalışıyor. Önleyebilir mi bilemiyoruz ama bu noktada şunu hatırlatmak istiyorum: 15 termik santralim bacalarına 2 buçuk yıl daha filtre takılmamasının önünü açan yasa tasarısı, AK Parti ve MHP oylarıyla meclisten geçmişti. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yasayı veto etti! Bu aşamada samimiyet testi başladı! Halka rağmen Eskişehir’e santral kurulacak mı, kurulmayacak mı? Bekleyip göreceğiz.
2020’de 11 fuar geliyor
Eskişehir Ticaret Odasının (ETO) inşa ettiği ve TÜYAP tarafından işletilen fuar, 2019’u harika bir organizasyonla kapattı. Dün sona eren kitap fuarına binlerce vatandaşımız katıldı; kitap aldı, yazarların söyleşilerine katıldı. Peki, ETO Başkanı Metin Güler, fuar ve kongre merkezinin birinci yılında nasıl bir değerlendirme yaptı? Başkan Güler, düzenlenen fuarlarla tüccar ve sanayicinin iş yapma potansiyelinin arttığını, hizmet sektörünün canlandığını söyledi. Merkezin önümüzdeki yıllarda düzenleyeceği kongre ve fuarlarla, şehir ekonomisine daha çok katkı sağlayacağını belirtti. Dahası, Eskişehir’i kongre ve fuar turizminde Türkiye’de ilk 5’in içine taşımak için gayret gösterdiklerini dile getirdi. Metin Güler’in söyledikleri bunlar. İki hafta sonra 2020’ye adım atacağız; merkezde 11 fuar ve onlarca etkinlik düzenlenmesi planlanıyor. Özellikle tüccarlarımız ile sanayicimizde bu fuar ve organizasyonları sabırsızlıkla bekliyor.
Sorunların takipçisiyiz
Verdiği soru önergeleriyle öne çıkan İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukçuoğlu, en son, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan’a Eskişehir’in ulaşım problemlerine ilişkin sorular yöneltmişti. Bakan Turhan, Kabukçuoğlu’na yazılı cevap verdi ve şu açıklamayı yaptı: “URAYSİM Projesi Anadolu Üniversitesi tarafından yürütülmektedir, talep edilmesi halinde TCDD tarafından teknik destek verilebilir. Hasanbey Lojistik Merkezi ile EOSB’yi bağlayacak iltisak hattına ait projeler tamamlanmış ve yapım ihale çalışmaları devam etmektedir. Alpu-Mihalıççık yolunda çalışmalar devam etmektedir, 1 adet köprülü kavşak ve toplamda 15 adet hemzemin kavşak yapılacaktır, 7 adet tarımsal altgeçit talebi ise yatırım süreci içinde değerlendirilecektir.” Bakanın cevabını okudunuz. Cevap verilen her bir konu, yıllardır Eskişehir’in problemi ve bir türlü çözülmüyor. Umuyorum kısa zamanda çözülür; zira Kabukçuoğlu, görüldüğü gibi sorunların takipçisi. Biz de takip edeceğiz…
Seçimlere müdahale var mı?
AK Parti Eskişehir Milletvekili Emine Nur Günay, Paris OECD Konferans Merkezi’nde yapılan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi ‘Siyasi İşler ve Demokrasi’ Komite Toplantısına katıldı. Günay’ın, toplantıda aktardığı bazı ifadeler dikkatimi çekti. O ifadeler, özetle şöyleydi: “Sosyal medyanın önemli rolü, yalan haberler, parti bürokrasisinin artan nüfuzu, siyasi reklamların kötüye kullanılması gibi demokratik sürecin kalitesini etkileyebilecek yeni ortaya çıkan olgular karşısında neler yapılabilir, en önemli gündem konumuzdu. Dijitalleşen dünyada bilgi kirliliğinin boyutu, kamuoyunun görüşünü şekillendirebiliyor; dezenformasyon kampanyaları, yurtdışı kaynaklı seçim müdahaleleri ve manipülasyonları ile sosyal medya ve internette yer alan istismar ve artan nefret söylemleri, üye ülkelerdeki seçim süreçleri ve demokratik süreci etkileyebiliyor.” Milletvekilimizin bu ifadeleri üzerine aklıma ABD seçimleri geldi; Rusya’nın ABD seçimlerine dijital olarak müdahale ettiği iddia edilmişti. Tabii Türkiye’de aklıma geldi; acaba bizim seçimlerimize de müdahale var mı?
BİR TWEET
YILMAZ BÜYÜKERŞEN
17 yaşında bir çocuğun yaşının büyütülerek idam edilişinin acısını ilk günkü gibi yüreklerimizde taşıyoruz. O hala 17 yaşında! #ErdalEren
FOTOĞRAFIN DİLİ OLSA
Sinan Özkar: İl Başkanlığına aday olacağım, listem cebimde, görmek ister misin Cemal?
Cemal Okan Yüksel: Dur abi şimdi gösterme, Gaye abla görmesin.
Gaye Usluer: Şöyle genç, dinamik, yıpranmamış bir isim il başkanı olsa keşke…
AFİŞ
BEKLENMEYEN ŞAHİT
1957 ABD yapımı film, ürettiği onlarca yapıtla sinemanın en zengin ilham kaynaklarından biri olan Agatha Christie’nin yazdığı bir hikayeden uyarlanıyor. Film, cinayetle suçlanan bir adamın duruşmasını beyaz perdeye yansıtıyor. Ünlü avukat Sir Wilfrid Robarts, sağlık problemleri nedeniyle mesleğine ara verdiği bir dönemde, ortaya çıkan bu dava için işine geri döner. Sanık, daha öncesinde tanıştığı ve avukatlığını yaptığı Leonard Vole isimli bir adamdır ve bu adam zengin ve dul bir kadını, Emily French’i öldürmekle suçlanıyordur. Vakti zamanında Leonard’a deliler gibi aşık olan French, ölmeden önce mirasındaki en önemli varisi olarak Leonard’ı atamıştır. Haliyle tüm deliller tutarlı bir şekilde Leonard’ın katil olduğundan yanadır. Altı dalda Oscar’a aday gösterilen filmin yönetmen koltuğunda efsane isim Billy Wilder var.
DÜNYA İNSANLARI
Fotoğraf: Muhammed Muheisen/2004
Bağdat'ta yanan bir Humvee üstündeki Iraklı...
KARİKATÜR
Didie Sri Widiyanto