CHP’de kavga erken başladı.
İl Başkanı Ersen Yeniceli söyleyeceklerini söyleyip, Pazar toplantısını terketti.
Toplantıda dikkatimi,
muhalefet kanadından kimsenin olmayışı çekti.
Uzatmaya gerek yok.
CHP bildiğimiz gibi.
Muhalefet dediğimiz isimlerden kimsenin olmadığı toplantıda olacaklar uç verdi.
Tartışmalar açıkta ve kapalı kapılar arkasında da olsa,
değişen bir durum yok.
Olacakların ucu göründü çünkü.
“Sabrın taştığı yerdeyiz” diyen Ersen Yeniceli, ilk kongrede aday olacaksa eğer hazırlıklarına başlamalıdır.
***
Her neyse.
Gündemde yeni hükümetin kurulması var.
Başbakan Davutoğlu’nun hükümeti kurmak için ilk ortaklık teklifini kime yapacağı merakla bekleniyor.
MHP’ ye mi?
Yoksa:
CHP’ye mi?
MHP’ye yaparsa eğer seçim sırasında söylenenler yutulacak mı?
MHP teklifi kabul etmezse,
CHP’nin tutumu ne olacak?
Aralanan kapıdan,
küt diye içeri dalınacak mı?
Göreceğiz...
***
Politik gözlemciler, bir yandan ortaya çıkacak olasılıkları yorumlarlarken, bir yandan da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı konuşuyorlar.
Ne diyecek?
Nasıl diyecek?
Ve bir erken genel seçim gelip dayanıyor kapıya.
Sorular yumaklanıyor.
Seçime aynı adaylarla mı gidilecek?
Yoksa,
seçilmiş milletvekilleri değişecek, seçilmişlere yeni adaylar eklenecek mi?
***
Her kafadan bir ses çıkıyor.
Kimisi olacak diyor.
Kimisi yorgunu yokuşa sürüyor.
Kimisi de Devlet Bahçeli’ye dikmiş gözünü.
Uzatmaya gerek yok.
Bekleyip göreceğiz.
Davutoğlu, hükümeti nasıl kurulacak?
Tabir yerindeyse
‘dananın kuyruğu kopacak mı?’
Yoksa …
Asılanlar ‘sırt üstü’ düşecekler mi?
****
Günlerin getirdiği
-Partinin dediği olsaydı-
2014 yılıydı. Cumhurbaşkanlığı için Bahçeli, durup dururken ‘çatı aday’ formülünü ortaya attı ve üzerine atladı. Hâlbuki cumhurbaşkanı ilk turda seçilemezse ikinci tura Recep Tayyip Erdoğan ile CHP’nin adayı kalacaktı.
MHP’nin seçmeni ya CHP’nin adayına ya da Erdoğan’a oy verecekti. MHP’de dengeler karışacak, Bahçeli koltuğunu çatı adayına takılarak kaybedecekti. MHP aslında Bahçeli’nin koltuğunu kurtardı.
CHP’de milletvekillerine, il başkanlarına, belediye başkanlarına ‘adayımız kim olsun’ diye sordular. Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen çıktı. Hem de açık ara çıktı.15 Haziran günü CHP’nin tüm belediye başkanları Eskişehir’de buluştu. Medyaya haber verildi. Büyükerşen adı bizzat genel başkan tarafından açıklanacaktı. Sürpriiiiiz.. Açıklanmadı. CHP’liler şaşkındı. Medya şaşkındı. Ertesi gün çıktı, ‘Adayımız Ekmeleddin İhsanoğlu” dedi. Çünkü her şey tiyatroydu. Partide kimsenin haberi yoktu. Ama Mısırlının aday olacağı altı ay önceden belliydi.
Olay, kimsenin içine sinmemişti. Yine de oy verelim diye düşünülüyordu. Tam bu sırada ortaya çıktı. “Tıpış tıpış gidip oy vereceksiniz” dedi. Tarihi boykota neden oldu. Üç milyon CHP’li sandığa gitmedi. Bu boykot sayesinde Tayyip Erdoğan kıl payı yüzde 50’yi geçti. Kaybetme sanatının zarif bir örneğiydi. Tek hamlede hem Devlet Bahçeli’nin koltuğunu kurtarmış, hem de Tayyip Erdoğan’ı seçtirmişti.
Bu yazıyı, değerli yazar Yılmaz Özdil’in 3 Temmuz 2015 tarihli Sözcü’de ki ‘Kaybetme sanatı’ başlıklı köşe yazısından aldım.
Sevgili Özdil, yazısını şöyle bağlamıştı.
“Üzülüyoruz, haklı olarak. Öfkeleniyoruz ama.
Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenirse, sil sile halinde diğerleri de yanlış gider.”
Gerçek budur.
Ne dersiniz.
İnsanlar unutsa bile bazı gerçekleri tarih unutmuyor değil mi?
***
-Hatboyu ağır aksak-
Okurlarımızdan gelen sorular arasında özellikle ‘hatboyu’ eleştirilerinin arkası kesilmiyor. Çalışmaların ağır aksak sürdüğünü belirten okurlarımız, “Nedense hatlar üzerinde birkaç kişi dolaşıyor. Hepsi bu. Böyle giderse, bu kış da çalışmalar bitmeyeceğe benziyor” diyorlar. Hat boyunda sadece ortada bazı çalışmaların yapıldığını belirten vatandaşlar, “Kenarlar ne olacak? Ortaya park yapılacak denmişti ne oldu merak ediyoruz” diye soruyorlar. Gerçekten ilginç. Durumu sorduğumuz görevliler “Biz söylenenleri yapıyoruz” diyorlar. Ama ne söylendiğini kimse bilmiyor.