Prof.Dr. Alper Çabuk

Tarımsal kuraklık

Yaklaşık on yıldır bu köşeden yazıyorum, on yıldır kuraklık tehdidine sık sık yer veriyorum

17 Mayıs 2021 09:03
A
a
Sütiş Eskişehir
Yaklaşık on yıldır bu köşeden yazıyorum, on yıldır kuraklık tehdidine sık sık yer veriyorum. Kimileri bozuk plak gibi aynı şeyleri söylediğimi düşünebilir, ama yaklaşık on yıldır benim ve benim gibi yüzlerce kişinin dile getirdiği meteorolojik kuraklık, artık etkilerini çok artırmış durumda ve ülkemizin özellikle İç Anadolu ve Güney Anadolu Bölgelerinde verim kaybı açısından çok etkili tarımsal kuraklığa dönmüş durumda. Görünen köy kılavuz istemez diye bir deyiş vardır malumunuz. Aslında bu günlerin yaşanacağını görmek için kılavuza bile gerek yoktu.
 
Kuraklık çeşitlerini kısaca özetlemek gerekirse, ölçümlerden elde edilen göstergelere bağlı olarak yağış açısından genellikle en az 30 yıllık zaman periyoduna ait normallerden sapma meteorolojik kuraklığın belirlenmesinde kullanılır. Meteorolojik kuraklık uzun bir zaman içinde yağışın belirgin şekilde normal değerlerin altına düşmesi olarak tanımlanır. Hidrolojik kuraklık, uzun süre devam eden meteorolojik kuraklık sonucunda ortaya çıkan yeryüzü ve yer altı sularındaki azalma ve eksiklikleri ifade eder. Meteorolojik kuraklık sona erdikten uzun süre sonra bile, hidrolojik kuraklık varlığını sürdürebilir. Tarımsal kuraklık ise, meteorolojik kuraklığa bağlı olarak, bitkinin kök bölgesinde, büyüyüp gelişmesi için yeterli nem bulunmaması durumu olarak ifade edilir. Tarımsal kuraklık, ürün verimlerini ciddi oranda düşürebilir. Tarımsal kuraklık, hidrolojik kuraklığa dönüşmemiş meteorolojik bir kuraklığa bağlı olarak da oluşabilir. Son olarak sosyo-ekonomik kuraklık, kuraklığın ekonomik, sosyal ve çevresel etkilerin ortaya çıkması ve bu etkilere bağlı olarak toplumsal anlamda hissedilen sosyal ve ekonomik sonuçlardır. Bu sonuçlar, genellikle istihdam kaybı ve gelir düşüşüne bağlı yoksullaşma olup, sadece tarım sektöründe çalışan kesimi ve ailelerini değil, bağlantılı pek çok sektörü etkiler.  Örneğin ekonomik açıdan tarımsal gelirin payının görece yüksek olduğu bir bölgede, tarımsal kuraklığın ortaya çıkması nedeniyle tarımsal üretime bağlı sektörlerin yanı sıra gelir kaybı yaşayacak halk nedeniyle, tüm esnafın ve işletmelerin olumsuz etkilenmesi sürpriz olmaz. Bana göre kuraklık çeşitleri, genellikle birbirlerinin sonuçları olduğu için aslında kuraklığın evreleri de sayılabilirler.
 
Peki ne durumdayız şu anda derseniz; tahıl ambarı olarak bilinen Konya’da buğday, arpa ve yonca gibi ürünlerde kuraklıktan dolayı alarm zilleri çalıyor. Ekim ayında toprakla buluşan tohumlar, Kasım ayında yeteri kadar yağış yaşanmamasından dolayı sağlıklı bir çıkış yakalayamamıştı. Nisan sonu ve Mayıs ayı başında da özellikle kıraç alanlarda yeteri kadar yağış düşmemesi ekili arazilerdeki ürünleri yakmaya başladı. Konya Ovası'nda yaşanan kuraklık nedeniyle buğday ve arpa gibi ürünlerde yüzde 50'ye yakın rekolte kaybı yaşanabileceğini uzmanlarca belirtiliyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde ise, bir önceki yıla oranla bu sene yağışlar yüzde 40 azaldı. Bu durum, özellikle hububat alanında önemli bir merkez olan bölgede kuraklığa sebep oldu. Kuraklığın, Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa, Şırnak, Siirt ve Batman illerinde buğday ve arpa rekoltesinde yüzde 80’e yakın bir kayıp yaşanmasına sebep olacağı uzmanlarca değerlendiriliyor.
 
Hep söylediğim gibi bir ülkenin bekası için en önemli konuların başında su, gıda ve enerji güvenliği gelir. Bu bakımdan kuraklık, ülkemizin bekasını etkileyecek noktaya gelmeden acil tedbirler almamız gerekiyor.  Mutlaka ulusal bir su yönetimi planının yanı sıra ulusal plana bağlı nüfusun yoğun olduğu büyük şehirlerimizde de su yönetim planlarının yapılması gerekiyor. Bu planların yapımında iklim değişikliğinin kısa, orta ve uzun vadede boyutlarını ve etkilerini çok iyi analiz edip, uygulama planlarına geçilmesi gerekiyor. Tarımsal sulama konusunda daha verimli sistemlere geçilmesi, bunların desteklenmesi ve bu konuda yerel ve merkezi yönetim tarafından altyapı tesis edilmesi ve bu kapsamda mutlaka yeşil altyapı sistemleri, yağmur hasadı vb. yöntemleri çok büyük bir hızla devreye sokulması gerekiyor. Çiftçiyi düşük maliyetli suyla bir şekilde buluşturacak yatırımları önceliklendirmeliyiz. Ülke genelinde üretim desenlerinin, ürünlerin su tüketimi açısından da değerlendirilerek, fazla su tüketen ürünler ekilmemeye gayret edilmesi, tarımsal ürünler için ithalat politikamızın da bu kapsamda az su gerektiren ürünler yerine, çok su gerektiren ürünleri ithal etmek şeklinde şekillendirmesi gerekiyor. Bu tedbirleri büyük bir hızla hayata geçirmeliyiz ki, bu kuraklıktan etkilenmeyelim.
 
Pandemi nedeniyle tam kapanmanın ardından kısmi normalleşmenin başladığı bugünde, toplumun her kesiminde maske, mesafe, hijyen kurallarına çok daha sıkı uyulan, bol yağışlı, sağlıklı, mutlu ve huzurlu günler diler, şimdiden 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlarım.
 
 
 
 
 
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon
Enkidu 11 Şubat 2022 17:59

Türkiye İKLİM KONTROLÜ ile KURUTULUYOR, bunun farkındamısınız? Bu bir Jeofiziksel Savaş yöntemidir! Suriye'de iç savaş 2011 de başlamadan önce en az on yıllık bir iklim kurutulması ve buna bağlı olarak tarımsal ve eknonomik çöküntü oldu. Kuraklık oluşturmak bir jeofiziksel savaş yöntemidir. İklim kontrolü yöntemleri atmosferdeki nem ve ısıyı dikey ve yatay kaydırması ile yapılıyor. Bu yüzden bir alan ısınırken, başka alanlar soğuyor, mesela Arabistan ve Kuzey Afrika gibi. Su olmanyınca hiçbir tarım ve ekonomi olmaz! ​Türkiye İKLİM KONTROLÜ ile kurutuluyor, bunun farkındamısınız?

0 0 Cevap Yaz
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi