Tarih; 5 Eylül 1965…
Bütün kenti saran coşku inanılmaz…
Şehirde siyah kırmızılı kumaş kalmamış…
Annelerin, ablaların sabahlara kadar diktiği Es Es bayrakları kentin bütün caddelerini hatta sokaklarını bile süslemiş…
Atatürk Stadı yeni tribünleri ve yemyeşil zeminiyle yeni ev sahibine kapılarını açıyor...
19 Haziran’da kurulan Eskişehirspor, iki buçuk ay sonra tarihinin ilk karşılaşmasında İstanbul’un en köklü kulüplerinden Kasımpaşa’yı konuk ediyor…
Ve bu ilk karşılaşma, Fethi Heper ile Mahmut Şölenişçi’nin attığı gollerle kayıtlara 2-0 olarak geçiyor…
Eskişehirspor futboluyla, başarılarıyla, devrimci ruhuyla ve taraftarıyla Anadolu’da rüzgâr gibi esmeye başlıyor…
İstanbul hegemonyasına son vererek, bir futbol direnişin sembolü oluyor…
Tarih 20 Kasım 2016…
Aradan koca 51 yıl geçmiş…
Eskişehir yine kıpır kıpır, yine coşku içinde…
Yeni Atatürk Stadı hizmete girmek üzere...
Kolay değil, üç yıl süren büyük emeğin, alın terinin meyvesi alınıyor…
Avrupa’daki benzerlerini bile gölgede bırakacak bir anıt, bir mabet, bir eser yükseliyor şehrin bağrından…
Ve Yeni Malatyaspor’u konuk ederek başlıyor tarihi yolculuğuna…
Hani derler ya; “Tarih tekerrürden ibaret …”
Aynen öyle oluyor. Tarih yine tekerrür ediyor…
Yeni Atatürk Stadı’ndaki ilk karşılaşma tıpkı 51 yıl öncesinde olduğu gibi 2-0 Eskişehirspor’un galibiyetiyle sonuçlanıyor…
Üstelik ilk golü atmak yine bir Eskişehir çocuğuna nasip oluyor…
Hasan Hüseyin Acar, attığı altın golle adını Fethi Heper’in yanına yazdırıyor…
Y. Malatya maçı çok önemliydi…
Ancak bu muhteşem tesisin hizmete girmesi çok daha önemliydi…
Bu sanat, spor ve kültür kentine ne kadar da yakıştı…
Stadın anıtsal anlamdaki heybeti maçın çok çok önüne geçti…
Tribünlere ilk kez ayak basanların soluğunu kesen atmosfer…
Hele hele tribünleri erken saatlerde dolduran taraftarın ışık ve atkı şovlarını…
Adeta gökyüzünü tırmalayan, ses duvarını aşan o tezahüratın yarattığı akustik ambiyans…
Hiç abartısız söylüyorum;
“Mutlaka gidilmeli, görülmeli ve yaşanmalı…”
Son bir not tribünlerin yılmaz temsilcilerine…
51 yıl önce Amigo Orhan ve arkadaşlarının ellerinde yükselen Fair-play ruhu rehberiniz olsun…
Onların tutuşturduğu devrim ateşi hiç sönmesin…
Bu tesisi yapmak kadar, sahip çıkmak da önemli…
Bu mabet; fanatizm, holiganizm ve vandalizm gösterilerine sahne olmasın…
Unutmayalım; “Bu tesisin çimentosunda, demirinde harcında, her santimetre karesinde saçı, tüyü bitmedik yetimin hakkı var…