Görüşler
Tarih, yaldızlı yazacak
Bazen meslek yaşamımızda gördüğümüz valileri sıralarız...
“Mustafa Karaer'den başlar, Tuna’ya kadar geliriz...”
Ya da Emniyet Müdürlerini...
“Vahdet Erdal’dan başlar, bugüne kadar sayarız...
Düşündük de..
“Genelkurmay başkanları hiç sıralanıp, yazılmamış...”
Sadece akılda kalanlar var!
Örneğin biri İran’a gitmişti...
Gezilmiş, tozulmuş, çeşitli törenler yapılmış ve bizimki yanındaki basın danışmanına sormuş:
“Bu çekilenler İran TRT’sinde bu akşam mı gösterilecek?”
“Atatürk”e hayranlığını her zaman dile getirenini de gördük...
Yanındaki Kara Kuvvetleri Komutanı’na “İsmet” deyip, “K.Atatürk” imzasını taklit etmeye çalışanını da..
“Ne’ tekim!.."
………
Dolmabahçe'nin dili olsa da bir konuşsa, kim bilir neler duyacağız!..
Hani dediler ya, "Bu sır mezara kadar gider..."
Doğrudur, sürüp gidiyor...
Çelik zırhlı makam aracı Saraçoğlu Stadı’nın otoparkını süslüyor!..
"Bugünkü Genelkurmay Başkanı kimdir?" diye Köprübaşı'nda elli kişiye sorsak kaç doğru yanıt alırdık?
"Beşte biri bile olmazdı!"
Ama "Silivri'deki kim?" diye sorsanız, anında alırsınız yanıtını...
“Adam gibi adam İlker Başbuğ..."
Ne diyordu?
"Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin 26. Genelkurmay Başkanı olarak..."
Garip bir tesadüf...
"26 Eskişehir…"
Ne demiş Silivri'den?
"Af değil beraat istiyoruz. Yolsuzluk örtülsün gibi bir takas düşüncemiz yok!"
Tarih, yaldızlı yazacak bu askeri...
Hocam yine yaptı yapacağını!
Bu başlıkla kaleme almış “Şinasi Kula”:
- Daha dün gibi aklımda, geçtiğimiz yıl "Çalışan Gazeteciler" günü vesilesi ile bir kahvaltı düzenlemişti Büyükerşen...
"Vermişti fırçayı duayenlerin gözlerinin içine bakarak..."
Öyle bir fırçaydı ki bu fırçayı yiyenin üzerine adeta toz konmuyordu. Sanırsınız ki Büyükerşen, o yenmez yutulmaz eleştirileri "Rasim Ozan Kütahyalı"ya yaptı!
"Siyasi dedikodu"dan başka yazılar yazmıyorsunuz dedi...
Peki, geçtiğimiz günlerde Kentpark'ta düzenlediği yemekte neler söyledi?
"Bir haber ajansının haberini tüm gazeteler metne kadar aynısını kullanıyor..."
Bizim zamanımızda her köşe yazarının elinin altında imla kılavuzu ve Türkçe sözlük bulunurdu. Onlara bakıp yanlıştan arınırdık.
"Ama sizin elinizin altında Google denen sonsuz bilgi kaynağı olmasına rağmen ne imla kılavuzu, ne nokta, ne virgül çoğunuzun umurunda değil..."
…….
Yemeğe katılamadık ama, Şinasi'nin bu yazısından öğrendik olanları...
Hoca, yine gazetecilik dersi vermiş...
Haksız da değil...
Ama "Siyasi dedikodudan başka yazılar yazmıyorsunuz" sözü biraz ağır kaçıyor!
Ne yazalım Hoca?
"Patlıcan dolmasını mı?"
"Ebe Fethiye'nin hamamını mı?"
"Mektebin bacalarını mı?"
Böyle esprilere sığınıp gidiyoruz ama, Hoca yine haklı!..
Sadece "dedikodu" olsa iyi...
Çoğu zaman "atıyoruz!" yazılarda...
Bunun için Büyükerşen’den bir ricada bulunmak istiyoruz...
Şu "10 Ocak" günlerini iki ayda bir yapsanız da, derse aralıksız devam etseniz olmaz mı?
Gerçekten ihtiyacımız var hocam...
Padişahın bekçisi
Siyahi haremağası, padişahın kapısında, rahatsız edilmesin diye bekliyormuş. Gece, "Sadrazam Paşa", pür telaş saraya gelmiş. Padişaha çok önemli bir arzı olduğunu söylemiş. Lala "Nedir bu önemli olan söyle bana?" diye efendisini uyandırmak istememiş.
Sadrazam lahavle çektikten sonra, elindeki haritayı göstererek, "Rusya donanması Bozlardan geçmek ister? Boğazları açalım mı, kapatalım mı?”
Haremağası tombul parmağını, harikada Boğazların üzerine basar, "Kapattım işte, zatı şahanelerini uyandırmak lazım değil" der.
Sadrazam da yine lahavle çeker:
"Allahım ne olur şu Arabın aklını bir geceliğine bana ver de rahat uyuyayım!"
Günün Olayı
"İrticai eylemle" suçlandıklarında "Post modern darbe", Rüşvet ve yolsuzlukla suçlandıklarında "Dost modern darbe" dediklerine göre bu baskı dönemine de "Tost modern darbe" diyeceklerdir...
Akif Kökçe
Günün Biberi
Türkiye, mezhepler arası çatışma görmüştü ama, "Hüseyin Gülerce"nin ifadesiyle "Sünniler arasında böyle bir yangın" hiç yaşanmadı.
Ülke yönetimine dini sokuşturmanın bedeli bu...
Can Dündar
Günün Şiiri
Cılız ırmaklar
Sizi bu şehirde vuracaklar
Göğsünüzde beş derin bıçak yarası
Sorgusuz sualsiz yiteceksiniz
Sanırım anladınız, bir şurası bir burası
Cılız ırmaklar gibi sevimsiz
Maceramız doğrusu, pek hazin
Herkes bu kadar başkası iken
Sanırım anladınız
Sevişecek vaktiniz var mı sizin
Ben pek iyi bilirim sokakları
Duyuramazsınız sesinizi
Kalbiniz boşuna çırpınır
Bir çiçek gibi korumadan parklarda
Sanırım anladınız
Bir direğe bağlayın kendinizi...
Turgut Uyar (Varlık-1956)
Suçüstü yakalanan hırsız
Son rüşvet ve yolsuzluk olayları, ortaya konan belgeler, telefon konuşmaları, resimler, evdeki para sayma makinesi ve yine evdeki 6 çelik kasa, aşağıdaki fıkrayı anımsatıyor.
- Hırsız bir kümese girmiş.
Ceplerine yumurtaları koymuş.
Ellerinde de torbalarla kümeste suçüstü yakalanmış.
Yakalayan polislere, "Bana bir avukat çağırın" diye bağırınca polisler dayanamayıp sormuşlar:
"Be adam kümesin içinde suçüstü yakalandın.
Ellerinde torbalar, ceplerinde yumurtalar, avukat gelse ne diyecek ki?"
Hırsız gülümsemiş:
"İşte ben de onu merak ediyorum!.."
Kulaklarına ne oldu?
Sarışın yanmış iki kulağıyla doktora gider.
Doktor, ne olduğunu sorunca "ütü yapıyordum" der:
"Birden telefon çaldı. Ben de telefon diye ütüyü koydum kulağıma..."
Doktor, "Peki öteki kulağına ne oldu?" diye sorunca devam eder:
"Lanet olası tekrar aradı!.."
Günün Balı
Boşalan polis kadrolarına hırsızları atasınlar.
Kimse kimseyi soruşturmayacağına göre, sorun kökten çözülmüş olur...
Günün İncisi
Eskiden gemisini kurtaran kaptan vardı, şimdi "kaptancık" var!..
İbrahim Eroğlu
Kıssa-dan
CHP ve diğer bütün muhalif partiler, basit bilgilendirme formatları hazırlayarak, ellere tutuşturarak ve konuşarak, ev ev, esnaf esnaf, sokak sokak seçmen aydınlatma toplantıları yapmalıdır.
Orhan Bursalı
Günün Sözü
Devleti eleştirmek hakkındır. Ama unutma ki devlet sensin.
Alman Posta İdaresi
Cuk
Yalan tek bacak üzerinde, gerçek iki bacak üstünde durur.
Benjamin Franklin