Taraftar duruma el koydu

Kulüp yönetiminin ortaya koyduğu '26 saatte 26 bin forma' kampanyasına beklenenin üzerinde ilgi gösterildi. Sanırım Başkan Osman Taş'ın, "Hepinize çok teşekkür ediyorum. Allah razı olsun" sözleri durumu özetliyor. Sayın Taş ve Yönetim Kurulu arkadaşlarının nasıl ağır bir yük altında olduklarını biliyoruz. Zaman zaman yöneticilere haksızlık yaptığımızı düşünüyorum. 180 milyon lirayı bulan borçla, yöneticilerin yapabileceği çok az şey var. Bazen yöneticilerimiz bir konuda başarısız oldukları zaman kendi kendimize, "Başkaları yönetici olsaydı, onların da hataları olur muydu?" diye soru sormamız lazım. Eğer ortada 180 milyon lirayı bulan bir borç varsa, kim yönetici olursa olsun, bazı konularda başarısız olacaktır. Bu gerçeği kabullenip, yöneticilerimizin moralini bozmamalıyız. Forma satışlarına gösterilen ilgi, taraftarın kulübüne sahip çıktığını gösterdi. Böylesine muhteşem bir taraftarın basit bir ferdi olmaktan dolayı kıvanç duyuyorum. Tabii burada bir parantez açıp Adana Demirspor Başkanı'ndan bahsetmemek olmaz. Başkan Murat Sancak 1000 forma satın alarak, kara gün dostu olduğunu göstermiş oldu. Kendisine ayrıca teşekkür ederiz.

Kazım Kurt kampı değerlendirdi 

Cumhuriyet Halk Partili Belediyelerin katıldığı Afyonkarahisar kampı sona erdi. Tabii kampın dikkat çeken isimleri arasında Eskişehirli belediye reisleri de bulunuyordu. Kamp hakkında değerlendirmelerini şahsımla paylaşan Kazım Kurt, genel olarak kampı çok başarılı bulduğunu ifade etti. "Öncelikle tarihe bir not düşmesi açısından Afyonkarahisar kampını çok önemsiyorum" diyen Kurt'a sonuna kadar katılıyorum. Biz Türkler – her nedense – tarihe not düşmek açısından başarısız bir milletiz. Tarih yazan bir milletin tarihe not düşmek konusunda isteksiz olması tuhaf bir durum. Ancak tarih ders çıkartmak için vardır. Bundan yüz sene önce yaşamış bir politikacının anıları bile, günümüz politikacılarına ışık tutabilir. CHP'li belediyelerin yaşadığı sıkıntılar da günün birinde tarih olacak. Bu sıkıntılardan da torunlarımız ders çıkartacak. Kamp sırasında çalışma atölyeleri kurulduğunu da belirten Kazım Kurt, özellikle eski belediye başkanlarının, yenilerine tecrübelerini anlattığını ifade etti. Daha önceki benzer çalışmalara nazaran Afyonkarahisar Kampı'nın daha başarılı olduğunu ifade eden Kazım Kurt'un tecrübeleriyle partisinin yeni belediye başkanlarını bilgilendirdiğine eminim. Gerçi hem Kurt, hem Ahmet Ataç hem de Yılmaz Büyükerşen, şu anda şanslı bir dönemdeler. Zira belediye meclislerinde çoğunluk onların. Ancak geçmiş dönemlerde bunun tersi bir durum vardı. Çok iyi hatırlıyorum; Yenikent'te bulunan bir pazar alanının bile üstünü kapatmak konusunda AK Partili meclis üyelerinin engellemeleriyle karşılaşmışlardı. Düşünebiliyor musunuz; bir pazar yerinin üzerini kapatıp, halka hizmet verecek yeni ofis binalarının kurulmasını bile engellemişler. Şimdi benzer baskıları CHP'nin yeni belediye başkanları da çekecek gibi gözüküyor. Dolayısıyla Kazım Kurt gibi, yıllarca AK Partili üyelerle çalışmak zorunda kalmış, bir başka değişle 'Feleğin çemberinden geçmiş' kişilerin tecrübeleri önemlidir.

Eskişehir Emniyeti örnek olsun 

İl Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı polislerimiz internet siteleri ve sosyal medya üzerinden av tüfeği satışı yapan kişilerin yakalanmasına yönelik çalışma başlattı. Türkiye'de çok ciddi bir silahlanma sorunu var. Özellikle av silahları yivsiz oldukları için ayrı bir statüde bulunuyor. Bu tip silahları satın almak ve kullanmak çok kolay. Böyle olunca da önüne gelen av silahı satın alıyor. Tabii burada polisimizin hiçbir kabahati bulunmuyor. Milletvekillerimizin konunun ciddiyetini kavrayıp, bir takım yasal düzenlemeler yapması lazım. Son olarak Eskişehir Polisi eş zamanlı operasyonlar düzenleyerek 50 tane av tüfeğine el koymuş. O tüfekleri kimsenin tavşan avlamak için aldığını zannetmiyorum. Olayla ilgili iki zanlıyı gözaltına alan polisimizi tebrik ederim. İnternetten kıyafet alır gibi tüfek alınmasının önüne geçmek lazım. Eskişehir İl Emniyet Müdürlüğü, diğer 80 ildeki Emniyet Müdürlüklerine örnek olsun