Yaşamın İçinden
--Tam isabet—
İçtihat dergisini yayımlayan Abdullah Cevdet’in bir şiirinde ki “Ben bu vatanın öksüzüyüm” dizesi yanlışlıkla “Ben bu vatanın öküzüyüm” biçiminde çıkmış.
Bu duruma çok kızan Abdullah Cevdet önüne gelene dert yanıyormuş:
“Hiç böyle şey olur mu?
Öksüz ile öküz ayrılmaz mı?”
Günlerden bir gün Abdullah Cevdet, Babıali’den inerken ünlü şairlerden Süleyman Nazif’e uzun uzun dert yandıktan sonra sormuş:
“Üstadım bu işe ne dersin?”
Süleyman Nazif yanıtı bastırmış:
“Tam isabet. Tam isabet.”
---//--
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’ndan sonra,23 Nisan Ulusal Egemenlik veÇocuk Bayramı da meydanlarda yok artık.
Önceki gün gazeteler son kez 23 Nisan diye yazınca, başka işimiz yok bunlarla mı uğraşacağız dedim kendi kendime.
Bir hayli ilginç.
23 Nisan 1920’den bu yana stadyumlarda ve meydanlarda kutlanan Ulusal Egemenlik Bayramı
93 yıl sonra, dar alanlara sıkıştırılmanın kılıfına sokulmaya çalışılıyor.
Tıpkı 19 Mayıs gibi.
Bunun adı büyük kurtarıcı Gazi Mustafa Kemal’in yarının büyüklerine bıraktığı armağanına saygısızlık değil de nedir?
--//--
Önceki gün yapılan bayrak mitinginde arkadaşlar sordu:
“Bir zamanlar 15-20 bin insan bir araya geliyordu. Şimdi ne oldu bu insanlara?”
Gerçekten ilginçti.
Adalar’da birbirini tanıyan 250-300 kişi var yoktu.
İşte bu dedim soranlara.
Cumhuriyet, laiklik, demokratik Türkiye ve en önemlisi Türk Bayrağı’na olan saygının kuşatılması.
Yalnız ulusal egemenlik için değil.
Bir yanlışlık var ama çözemiyoruz bir türlü.
Son bir hafta içinde yapılan etkinlere şöyle bir bakın.
Köy Enstitüleri, sanat ve edebiyata yönelik gösteriler,23 Nisan’da Tepebaşı Belediyesi’nin sunumları ve son olarak bayrağını al gel mitingi.
Gelenler aynı. Saflar sıklaşmıyor nedense!
Açık konuşmak lazım.
Bir hata var, ama söyleyen yok.
Öyle dedi bir arkadaşım:
“Bu etkinliği Tepebaşı Belediyesi’nin Fevzi Çakmak’taki belde evinde yapsanız onlarca insan gelirdi.”
Ne dersiniz?
Yol mu yanlış yöntem mi?
Günlerin getirdiği
--Saadet’in hanımları—
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Eskişehir’de coşkuyla kutlandı. Stadyumda, okullarda ve kentin değişik meydanlarında ellerinde Türk Bayrağı ile bayram kutlayan çocukların sevincine anne ve babalarının da katılması doğrusu Ulusal Egemenlik kavramına ayrı bir anlam kazandırdı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle yapılan açıklamalar arasında, Saadet Partisi İl Hanım Gençlik Kolları Başkanı Feray Saran’ın bir açıklaması dikkat çekici geldi bize. Saran Hanım diyordu ki; “Bu ülkenin geleceği için çocuk çok önemlidir. İnsanların mutluluğu, dünyamızın güzelleşmesi çocuklarımızın korunmasına ve iyi yetişmesine bağlıdır. Biz Saadet Partisi Hanım Gençlik Kolları olarak diyoruz ki, geleceği emanet edeceğimiz çocuklarımız en iyi imkanları sağlamalıyız. Ahlaki ve manevi değerlerine bağlı, vatan sevgisiyle büyüyen bir nesil yetiştirdiğimiz de geleceğimiz güvende olacaktır.”
Çok güzel değil mi? Sizi bilmem ama SP İl Hanım Gençlik Kolları’nın böyle bir açıklaması anlamlı geldi bize. Kutluyorum kendilerini.
--Küçük vali öğretilmiş gibi—
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle gelenekselleşen çocuk vali, çocuk başkan gibi kavramları artık bir daha yaşayamayacağız. Yani bu yıldan sonra çocuk vali, çocuk başkan olmayacak. Hemen belirteyim. Bu uygulamanın kime zararının olduğunu anlamış değilim.
Her neyse… Vali Kadir Koçdemir’in koltuğuna kısa bir süre için oturan Orkun Gürbüz’e sormuşlar:
“Eskişehir’de yeterince oyun alanı var mı?”
“Var” demiş küçük Vali Orkun Gürbüz:
“Büyükşehir Belediyesi çalışıyor. Bunun için ciddi projeler üretiyor.”
Eski stadın yerini sormuşlar Küçük Vali’ye:
“Burası ne olacak?”
Orkun Gürbüz gene aynı yanıtı vermiş:
“Büyükşehir Belediyesi gerekeni yapacaktır. En iyisini, düzenleyecektir. Kimse merak etmesin.”
Bir hayli ilginç değil mi? Vali Kadir Koçdemir ve yardımcılarını güldüren, küçük valinin bu konuşması bakalım politik kulislere yansıyacak mı?