Görüşler
Bir gün sohbet ediyorduk...
Öyle bir konu geçti ki, korktu galiba!
Hemen orta parmağını önce kulağına götürüp sıktı, daha sonra da arkasındaki duvara tıkladı...
"Hayrola" dedik:
"Hani ateisttin?”
Güldü :
"Ya varsa!.."
………
Sevgili “Murat Atikel’in yazısından bir gün önceydi…
Saat 23.00’e doğru geliyordu...
Bir telefon:
"Rektör Davut istifa etmiş..."
- Olur mu ya?
"Bal gibi olmuş işte! Akşam saatlerinde basmış istifayı..."
- Ama fakülteleri gezip seçimlere hazırlanıyordu... Neden böyle bir şey yapsın ki?
"Var var... Nedeni de var!"
-Neymiş?
"Yaş haddi de geliyor ya... Rektörlükten bir şey beklemiyor olabilir... Ya da tekrar seçilmesinin riskini taşımaz..."
-Bunlar neden olamaz!..
"Evet... Olamaz, şimdi sıkı dur... Davut Hoca, Odunpazarı'ndan belediye başkanı aday adayı olacak..." --Hangi partiden?
"Orasını da sen bul artık!"
………
Telefonu kapattıktan sonra hemen Davut Hoca'yı aradık... Yanıt yok... Kapalı...
Yaklaşık bir ay önce bir dostumuz "Önce sen bil" demişti:
"AKP’in Büyükşehir adayı Nabi Avcı..."
-Bakanlığı bırakır mı?
"Tayyip Bey isteyecek de bırakmayacak haa!"
Aynı dostumuz, bundan önceki yerel seçimlerden önce de "AKP’nin adayı Hasan Gönen" demişti...
Okurlarımız anımsayacaktır...
Sütunlarımızda dile getirmiştik bunları...
Tebessümle karışık tepkiler aldık!
Ama bakıyoruz da, bugünlerde "Nabi Avcı"nın adı fazla geçmeye başladı...
………
Sekreterine de not bırakıp iki gün yanıt bekledik Davut Hoca'dan...
Ses yok... İstifa yok!..
“Nedir o zaman kaşınan? Rüya mı?
Çok basit..
“Ya varsa!..”
Günün Şiiri
Güney
Ben kendi maceramda seni yaşamaktayım
Sen uzak iklimler gibisin ağlamaklı
Hadi dur elerini verme yalnızlığına
Hadi dur bölme uykularını
Bu acı karanlığında bu evrenin
Senin anıların yitik
Ezilmiş ağlamalar, duyarında yorgan
Bu acı karanlığında bu evrenin
Şimdi bir macera içinde ikimiz
Sen uzaksın bir şeylerden eksilişin
Aksan yalnızlığı pencereni dövmekte
Yıldızlar ışımakta beni beklemektesin
H. Vasfi Uçkan (Varlık-1959)
Deniz Hoca’yı Türkiye alkışlandı
Anadolu Üniversitesi’nin yeni öğretin yılının açılış töreninde konuşan Prof. Dr, "Deniz Taşçı", Üniversiteye ayrı bir onur verdi...
Yürekliydi Deniz Hanın...
Açık açık vurguladı:
"Gezi Parkı eylemlerinde gençler bize ders verdi..."
Konuşmanın neredeyse tamamı gazetelerde yayımlandı ana bazı bölümlerini aktarmak istiyoruz:
-Gezi direnişi sırasında çocuklarımız, dünyanın dört bir yanındaki akranları ile rekabet edecek kadar iyi donanımlı olduklarını, iyi yetişmiş olduklarını ispatladılar. Onları yetiştiren bir anne ve bir öğretim üyesi olarak, sadece onlarla değil, bizimle de gurur duydum. Ama sonra, bizim yani Gezi’de medeni, kararlı ve seviyeli bir direniş sergileyen bu çocukları yetiştirenlerin, dünyadaki akranlarımızla rekabet edecek donanıma sahip olup olmadığımız sorusu aklıma düştü...
"İtiraf etmem gerekiyor ki, iyimserliğin de, ümidim de bir hayli azaldı..."
Rektör adaylarına da seslendi Deniz Hanım:
Lütfen, girdiğiniz son derece kutsal bu yarışta, kendi gücünüz ve kendi olanaklarınızla yarışınız.”
Siyasetçilerimizin bilmesi gereken bir şey var.
"Üniversite kutsal bir iş yapıyor..."
Bu yüzden, bütün kalbimle ve samimiyetimle talep ediyorum :
"Lütfen rektörlük seçimlerine müdahale etmeye kalkmayınız..."
………
Yürekten kutluyoruz Prof. Dr. "Deniz Taşçı"yı...
Bize Barolar Birliği Başkanı "Feyzioğlu"nun, Yargı yılı açılışındaki konuşmasını anımsattı...
Ruh ikizini arıyormuş!..
Kızımla büronuzda sohbet ederken bir ara "Bizim kuşak çok şanssız" dedim :
"Üniversitede, sınıftaki herkes sanki mecburmuş gibi birbiriyle evlendi.. Ben de anneni oradan seçtim."
Kızım, "Ne güzel baba" dedi:
"Okuldan mezun olunca kimseyi bu kadar yakından tanıma şansın olmazdı ki..."
Ben de "Tamam da kızım, daha ruh ikizimi bulamadan evlendim. Bulmam lazımdı" dedim.
"Offf baba!" dedi kızım sinirlenerek:
"Sen ruh ikizini değil de, sanırım yaşın itibarı ile Rus ikizini arıyorsun!.."
Savaş gerekçesi
İki asker siperdeki sohbette birbirlerine sormuşlar…
Biri "Neden buradasın?" deyince diğeri "Ben bekarım ve savaşmayı seviyorum, ya sen?" diye karşılık vermiş...
O da "Valla ben de evliyim" demiş:
"Huzuru burada buluyorum!..."
Günün Olayı
Polis okulu dualarla açıldı ya...
Normaldir!
Vatandaşa karşı "cop, mermi, tazyikli su, gaz bombasıyla " işlenen günahlar için dua gerekiyor...
Akif Kökçe
Günün Biberi
Demokrasilerde “çareler” tükenmez, ileri demokrasilerde ise hiç tükenmez...
"Cop" olmazsa, "biber gazı", biber gazı olmazsa "tazyikli su", tazyikli su olmazsa "barikat" devreye girer...
Gani Yıldız
Oktay Akbal'dan
Yıl 1937 idi...
Bir yazar nasıl yetişir diye hiç düşündüğünüz oldu mu?
Ban hep Kemalizmi savundum "Atatürk"ün devrimci atılımlarıyla, Türkiye çağdaş uygarlığın öncülerinden, savunucularından biri olumştu. Bu inançla genç yaştan bu yana gericilik, ilkellik gibi tutumlularla uğraştım durdum. Hatta sağın ünlü bir yazarıyla yıllarca mahkemelik olduk. Kiminde ben, kiminde o kazanırdı.
Şimdi o arkadaş yok…
Böyle şeyler olur, geçer gider.
Gazete yazarlığıdır bu.
"Doğruları yazmışsanız siz kalırsınız, karşınızdaki İse unutulmuş gitmiştir..."
Atatürk'ün huzurunda…
Atatürk bir sofra Muhabbetinde “Hasan Ali Yücel"e sorar:
-Bugün sizin mantık kitabınızı incelerken "usul" diye bir konu gördüm. Demek matematikten de anlıyorsunuz...
"Biraz Paşam..."
-Peki "sıfır” diye tam olarak neye denir?
"Huzurunuzda bana sıfır derler Paşam!.."
Cuk
“Düşenin dostu olmaz" der birileri..
Sanki "ayakta olanın" dostu çokmuş gibi...
Balthör
Kolsuz Yaşar’dan
Duygularımıza sahip olamazlardı hani..
Bak, onca reklam karşılığı bedavaya sahip oldular…
Merak etmeyin, arada bir yine reklam karşılığı güldürürler de...
Günün Sorusu
Politikacıyı ne kurtarır?
Yanıt:
"İktidardayken dokunulmazlık, muhalefetteyken zamanaşımı..."
Özdeyiş
Söyleyecek sözü bulunmayanlar, söylenmeyecek sözleri kullanırlar...
Y.Güngör Özden
Gerilim
Atatürk Devrimleri’nin adı açık açık "devrim"di...
Karşı devrimlerin adı "açılım, süreç, uyum, normalleşme, demokratikleşme” vb. oluyor…
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...