Suriyeliler oy kullanacak mı, Seçsis ne olacak?

Gerek okurlarımızın, gerek takipçilerimizin, gerek sosyal medyadaki binlerce arkadaşlarımın sıkça sordukları soru bu;
Suriyeliler oy kullanacak mı, Seçsis ne olacak?
Nermin Hanımefendi de bana bir nüfus kâğıdı yollayarak sormuş bu sorunun aynısını. Savaşı gerekçe göstererek ülkelerinden bizim kaçarak bizim topraklarımıza sığınan milyonlardan sadece birisi bu. Suriyeli sığınmacılardan olup, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına kabul edilen ve nüfus kâğıdı verilen birisi. Sekiz milyon sığınmacıdan söz ediliyor malumunuz, gerçek sayı hakkında farklı söylemler var.
Hele ki sandıktan çıkacak oylar güvence altına alınırsa, seçim hilesi diye bir gerekçe ortadan kalkarsa işin renginin değişeceğini belirtenlerin sayısı da az değil! Soru başlıkları şöyle sıralayalım;
*Suriyeliler oy kullanacak mı?
*Seçsis ne olacak?
Bu soruların muhatabı elbette ki ben değilim.
En başta hükümetin yetkin ağızları bir açıklama yapmak zorundadır. Yüksek Seçim Kurulu diye bir organ var öyle değil mi? Malatya Seçim Kurulu’nda olduğu gibi ‘evet’ oyu kullanacağını sosyal medya hesabından açıklamaktan öte, Kılıçdaroğlu’nun kellesi ile uğraşmaktan öte halkın bu sorularını yanıtlamalılar öncelikle, kamuoyunu aydınlatmalılar!
Bana sorulan sorulardan birkaç örnekleme vereyim izninizle…
Zerrin Gültekin; iyi de bunlarla nasıl baş edeceğiz Şinasi Bey?
Mesut Aslanyürek; yıllar ve geçmiş seçimler, bu referandumda sandıklara sahip çıkılamayacağını göstermektedir.
Burak Dilek; Şinasi Hocam bu saatten sonra ne yapıp edip o sandıklardan istedikleri sonucu çıkarırlar.
Şükriye Kotan; Bu CHP meselesi değil herkesin meselesi sandıklarda ve her yerde herkes görev almalı.
Gülten Ekbek; Bir sürü Suriyeliler var onları boşuna mı duruyor?
Semra Bademci Sezgin; CHP ye biraz haksızlık etmiyor muyuz acaba?
Bahattin Saylam; Seçsis ne olacak hocam?
Saygın okurlarımız! Yüksek Seçim Kurulu dışında 81 vilayette İl Seçim Kurulu var biliyorsunuz. En azında bu merciden bir açıklama gelirse ben de büyük bir hazla doğruları sizinle anında paylaşırım.
 
SİZİN SESİNİZ
 
Amatör sporlarda sınıfta kaldık!
 
Eskişehir’de maalesef amatör sporlara destek konusunda sınıfta kaldık. Yıllardır yetiştirdiğimiz sporcular şampiyonalara kendi cebinden ödeyerek gidiyorlar. Bu yüzden birçok başarılı sporcu para yüzünden şampiyonlara katılamıyor…
6 Nisan 9 Nisan arası Antalya’da yapılacak Uluslararası Kickboks Türkiye Şampiyonası var. Bu şampiyona dört gün sürecek bir sporcuya maliyeti çok ağır. Önce katılım için 100 TL yatıracak sonra dört gün otel parasını peşin yatıracak. Günlük 170 TL’den dört gün 680 TL yol parası derken toplam maliyeti 1000 TL’yi buluyor. Bu yüzden böyle önemli şampiyonaya Eskişehir’den katılım neredeyse yok denilecek kadar az. Oysa her gün uzun yıllardır antrenman yapan başarılı sporcular böyle yarışmalarda yok! Nedeni açık ve net SPONSOR BULAMIYORUZ…
Sponsor bulsak katılımda yüksek olacak başarıda sponsorluk işini Eskişehir’de yaygınlaştırmak ve sürekli hale getirmek için kimse çabalamıyor. Sadece ceplerinden kasalarından para çıkmak olarak görenler bu gün sporseverler baksınlar devşirme ithal sporcu eder hale geldik. Bunun en açık nedeni bu sponsor olmamaları ve sponsorluğa sıcak bakmamaları. Şimdi herkes taşın altına elini koyma zamanı, bu büyük yarışmaya götüreceğimiz değerli sporculara sponsor olma zamanı! Eskişehir kendi çocuklarına sporcularına sahip çıkma zamanı. Yaptıkları masraflar boşa çıkmayacak nice değerli sporcuların önünü açarak Eskişehir’e kazandıracak. Yaptıkları masrafları da fatura karşılığında devletten geri alabilecekler. Bu da bilmeleri gereken bir husus! Şimdi bizlere sponsor olacak kocaman yürekli spor severlere sesleniyorum; gelin sponsor olun bu şampiyonada sizlerinde imzanız isminiz olsun…
                                                     ***
Böyle bir çığlık atmış Mehmet Ömürlü kardeşimiz. Başta tüm salon sporları olmak üzere; DSİ Bayan Voleybol Takımı’na sponsor olmaları için Eskişehir’deki tüm iş adamlarına seslendik gazetemizden. Bir değil, iki değil belki on kez seslendik hem de. Lakin bu kentin nimetlerinden yararlanıp İstanbul’larda ya da dış ülkelerde yemeyi seven nicesinin umurunda dahi olmadı çığlıklarımız. Tribünlere oynamayı çok seven bu kesimden yana asla umudum yok Mehmet kardeşim. Ama ben yine de sizler adına bir çığlık daha atayım. Belli mi olur bir insan evladı sesimizi duyar!
 
 
OZANCA
 
DAVET
 
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket, bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
Ve ipek bir halıya benziyen toprak,
Bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
Yok edin insanın insana kulluğunu,
Bu davet bizim.
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşçesine,
Bu hasret bizim... Nazım Hikmet RAN