Süper Vali

Yüzünü görüp, elini sıktığımız son valimizdi "Kadir Çalışıcı..."
Belediye eski başkanlarından "Sabahattin Günday" a benzer yanı vardı...
Ölü evinde "Mevlit…"
Düğün evinde    "gazel" okurdu...
En güzel yanı da "Atatürk Stadı"nda yaşattığı heyecandı...
Eskişehirspor için unutulmaz katkılar sağladı...
Kolay kolay kimseye "Baba" denmez...
"Vali Baba oldu..."
……..
Önceki günkü "Anadolu"nun manşetinden anımsadık bunları…
"Bizim vali her yerde " diye atmışlar başlığı:
"Süper Vali..."
Çanakkale’den gelmişti "Güngör Azim Tuna..."
Eskişehir'e gelmeden önce de, kendisi için düzenlenen veda töreninde almış sazı eline, vurmuş “Aşık Mahsuni Şerif” ten:
"İşte gidiyorum" demiş:
"Heyecanı bile kalmamış,
Eski bir şehre doğru!"
Haklıydı Vali Tuna...
Porsuk'ta "Venedik"i ya da "Strazburg"u görür gibiyiz...
Heykeller "Prag"ı, "Viyana"yı…
Köprüler "Amsterdam"ı anımsatıyor...
"Heyecan mı kaldı kentte?"
…….
Vali Bey geldiler ve iktidarın sunduğu büyük bir nimet kendilerine nasip oldu...
"Kültür Başkenti Eskişehir..."
Dünya adımızı duydu...
“Vali Bey de heyecanı buldu!”
Daha sonra da Eskişehirspor'a el attı...
Sahada, deplasmanda, hatta soyunma odasında bile vardı... Başlattığı SMS kampanyası ile zor günler yaşayan ES ES’e destek oldu...
Anadolu'nun manşeti gerçekten yerindeydi...
"Vali Baba" olur da...
"Süper Vali" olmaz mı?
Ahh! Keşke "Kültür Başkenti"nin o şaşalı günlerinde gelseydi bu heyecan…
“Takım çoktan kurtulmuştu…”
**************************
Büyük usta Oktay Akbal 93 yaşında
20 Nisan, son yıllarını yaz-kış Akkaya'da geçiren Türk edebiyatının anıtsal yazarlarından "Oktay Akbal"ın doğum günüydü...
Evet… Akbal 93 yaşında...
Kendisini "Edebiyata karşı ilk alakanız ne zaman ve nasıl başladı?" sorusuyla anıyoruz...
-Taa ilkokul sıralarında. Bir takım manzumeler, macera romanları yazardım. Afrika'da geçen heyecanlı bir hikaye üzerinde günlerce çalıştığımı hatırlıyorum.
"Nasıl yazarsınız? Mevzularınızı arar mısınız ve sırf yazmak ihtiyacıyla masa başına geçtiğiniz olur mu?"
-Bazen çok kolay, bazen çok zor. Ama çoğu hikayelerimi gece yarısından sonra yazdım.
"Konu aramak bilmem ne demek?”
-Eline kalemi alırsın, makinenin başına geçersin. Kafanda belirli bir hal almamış, şekil ve mana kazanmamış, senin bile açıkça tayin edemediğin bir hayal, bir fikir veya bir olayı başlarsın anlatmaya..."
……..
Yukarıdaki söyleşi böyle sürüp gidiyor...
1 Haziran 1951 "Varlık" dergisinde yayımlanmış...
Üstadın 2007 yılında Cumhuriyet'te çıkan "Niye bu aşağılık duysusu?" başlıklı yazısından esinlenerek aktarmak istedik...
O günde "Bir denge sorunu mu? Dengesizlik sorunu mu?" diyerek şöyle özetlemişti:
"Dink cinayetinden sonra iyice azdırdılar. Türk'ü, Türklüğü horlama alışkanlıklarını! Artık utanç duyuyorum..."
……..
"Konu aramak bilmem ne demek" diyen Akbal, yıllar önce hayal bile edemediği bir olayı anlatıp, utanırken, kim bilir nasıl zorlanmıştır o güzel beyin...
Saygıyla anıyoruz...
 *************************
Kıssa-dan
Boşuna panikleyip, korkmayın.
Kapitalizm ölmeden, onun suret-i haktan, sözde “özgürlükçü”, utangaç ama yahşi savunucusu “neoliberalizm” ölmez...
                                                                           Güray Öz
***************************
Gerilim
Akademisyenler, gazeteciler, Genelkurmay Başkanı hapse giriyorsa, demokrasi mücadelesi veren her CHP’li hapse girmeye hazır olmalı...
                                                                      Kemal Kılıçdaroğlu
**************************
Cuk
Eyyy haddini bilmez Alman
Ananı da al git, Böhmermann!
                                      Mine Söğüt
***************************
Özdeyiş
Ahırında atı olan, yaya gitmekten utanmaz.
                                                 Yahudi Atasözü
**************************
Günün İncisi
Geçmişi unutmak, gelecekte yapılacak hataların kaynağı olur...
******************************
Günün Sözü
Asılmakta olan insanın dahi, "ip kopacaktır" diye "bir ümidi vardır...
******************************
Kolsuz Yaşar’dan
Bedavaya gitme sen, bunun da ihalesi var.
"Ceketinin üstünde hala fiyat etiketi var..."
********************************
Günün Balı
Zekâ, genel olarak "algılama" hızıyla, doğa ve çağ koordinatlarına en verimli "uyumu" sağlayabilme kapasitesini belirler...
*********************************
Oy kullanmak hak ama!
"Emma Goldman" dünyada anarşist yazar olarak tanınır...
Yaman bir kadın ve işçi hakları savunucusuydu...
1919 yılında ABD’den sınır dışı edildi.
En güzel sözlerinden biri şudur:
“Eğer oy kullanmak bir şeyleri değiştirecek olsaydı, yasadışı olurdu…”
*********************************
Yargıca koyun gönderince
Arazi davası ile ilgili mahkemede hakkını savunmak için dava açan "Mehmet Ağa" avukata demiş ki:
"Yargıca bir koyun göndersek nasıl olur?"
"Sakın haaa!" demiş avukat:
"O yargıç sapına kadar namuslu adamdır. Koyunu görür görmez davayı aleyhimize sonuçlandırır. Aman koyun moyun gönderme..."
Mahkeme kısa süre sonra sonuçlanmış.
Mehmet Ağa avukatı çekmiş kenara:
"Bak gördün mü, gönderdiğim koyun nasıl işe yaradı?"
"Neee?" demiş avukat:
"Koyunu yine gönderdin mi?"
"Gönderdim göndermesine emmeeee" demiş ağa:
"Karşı tarafın adını verdim!"
**************************************************************
Papa ve patron
Patron yanında çalışan memuruna "Benden çekinme evladım" demiş :
"Benim Papa’dan ne farkım var?"
Memur, "Haklısınız ama" diye karşılık vermiş mutsuz bir ifadeyle:
"Papa sadece elini öptürüyor!"
**************************************************************
Günün Şiiri
Özlem kıyıları
Uzak ve sürgün tayfaların iri direnci
Beni yaklaştırsın bu kıyılara
Bir öksüz çocuk gibi yalnız ıpıslak
Kaptan bey, süslemek istiyorum şehirleri
Duy beni, anla beni, uyar beni
Esirlere sarhoşlara zalimlerin vurduğu
Kıyılara vur beni
Yıllar var bıraktım bu kıyıları
Büyüdü ellerim ayaklarım çirkin
Sonuna vardır düşlerin hey
Düşten gayrı her şey çirkin
Açık denizlerde yitirdim körüm
Bu aralar aygırlar yedi gözlerimi
Korsanlar geceleri önümü kesti
Birlikte avladık beyaz ve kadınsı gemileri
 
                                       M.K. Canpolat (Varlık-1960)
 ************************************
İzmir ve Eskişehir
 
Bu topraklarda yaşayan tüm insanlar dinine, mezhebine, diline, kökenine bakılmaksızın hayatın ve hukukun tüm alanlarında eşit olsalardı, böylesi erken ölümlere tanık olur muyduk?
Ne yazık ki böyle bir ülkeyi kuramadık.
"Daha beter bir hayata yelken açtık!"
İzmir gibi Eskişehir de, büyük kentlerin belli semtleri de aslında birer getto! Bu gettolara yerleşip kendimize layık gördüğümüz hayatları yaşamak için çabalıyoruz.
Türkiye, yaşanan hayatlar açısından ayrışan bir ülke, dolayısıyla insanlar birbirlerine karşı yabancılaşıyorlar. Bu sonu hiç de iyi olmayan bir süreç!
                                                                                Deniz Kavukçuoğlu
 ****************************
Günün Olayı
IŞİD yine Kilis'i bombaladı. İktidar dünyanın dört bir yanına gönderdiği Türk askerini nedense bir tek IŞİD’in üzerine gönderemiyor...  
Günün Biberi
Memleket müthiş gergin zamanlardan geçiyor.
Buna bir de sürekli yargılanan ve hatta tutuklanan milletvekillerinin getireceği gerginliği eklemenin kimin işine yarayacağı ortada.
                                                                                                                     Özgür Mumcu