Sümeyye'ye çok şey borçluyuz

Paralimpik Takımı Milli Yüzücüsü Sümeyye Boyacı, Portekiz'de düzenlenen Paralimpik Dünya Şampiyonası'nda altın madalyanın sahibi oldu. Sümeyyenin bu kaçıncı başarısıdır saymadım. Bizi her daim gururlandıran kızımıza ne kadar teşekkür etsek az. Sayesinde kaç kere, "Bu ülkede güzel şeyler de oluyor" dedik. Sümeyye Boyacı'nın fotoğrafını ne zaman görsek, içimiz açılıyor. Güzel bakışları ve hayat dolu gülümsemesi bizler için ders niteliğinde. Bizler sahip olduklarımızdan dolayı Allah'a şükredeceğimize, sahip olmadıklarımızdan dolayı yeriniyoruz. Halbuki Sümeyye Boyacı'nın sahip olmadığı o kadar çok şey var ki. Ancak o, yine de mutlu olmasını biliyor. Galiba "Engelli" tanımını biraz genişletmek gerekiyor. Bana sorarsanız günümüzdeki en büyük engelli grubu, "Mutluluk Engelli" olanlar. Aslında hepimiz bu grubun içinde sayılırız.

Zalimler vurmasın

İnönü Belediye Başkanı Kadir Bozkurt, daha önceden geliştirdikleri keklik üretim çiftliğinde yol aldıklarını, 150 yumurtayla başlayan çiftlikte son olarak 300 yumurtadan kuşların çıktığını söyledi.

Keklikler eti, tüyü veya yumurtsası için üretilmiyor. Bu hayvanlar tarım arazileri üzerinde uçarak, zararlı parazitleri ve böcekleri avlıyor. Aslında tabiatta yeterince keklik popilasyonu olursa, bizleri her yıl milyarlarca dolarlık ilaç masrafından kurtarabilirler. Üstelik tarım ilaçlarını ne kadar yıkarsanz yıkayın, yiyeceklerimizde zerre miktarda da olsa kalıntıları kalıyor. Bu da uzun vâdede kanser riskini artırıyor. Halbuki keklikler tabiata hiç zarar vermeden, bizler için tarım zararlılarını ortadan kaldırıyor.

Eğer ki mahlukâtın en zâlimi tarafından vurulmazlarsa, kekliklerin bize büyük faydaları olacak. İnönü Belediyesi'ni tebrik ederiz.

Başınız göğe mi erdi?

Anadolu Üniversitesi'nde yaşanan mezunuyet törenine, özel güvenlikçilerin şiddeti damga vurdu. Olay bazı öğrencilerin Gezi olayları sırasında öldürülen Ali İsmail Korkmaz'ın pankartını açmasıyla yaşandı. Pankartta ise yalnızca, "Ali İsmail Korkmaz yaşıyor!" yazıyordu.

Şimdi böyle bir pankartın açılmasının kime nasıl bir zarar verdiğini ben anlayamadım. O pankart açılsaydı ne olacaktı ki? Hiçbir suç unsuru içermeyen bu pankart açılı kalsaydı, kime ne zararı olurdu? İnanın bu pankartın açılı olmasının 3'üncü sayfalarda bile haberi olmazdı. Bunun yerine pankartı açan öğrencileri yaka – paça götürüp, bir temiz pataklamakla kimin eline ne geçti? Diğer öğrencilerin ve ailelerinin mezuniyet sevincini kursaklarında bırakmaktan başka ne kazandınız? Cidden soruyorum; başınız göğe mi erdi?