Her ne kadar sevgili hükûmetimiz, "Mayıs ayı gelsin, enflasyon canavarını siz o zaman görün" demiş olsa da, bu tatlı masalların da doğru olmadığı ortaya çıktı.
Her ne kadar sevgili hükûmetimiz, "Mayıs ayı gelsin, enflasyon canavarını siz o zaman görün" demiş olsa da, bu tatlı masalların da doğru olmadığı ortaya çıktı. Son olarak çaya yüzde 44 oranında zam geldi. Bu arada et fiyatları da mart ayından sonra 40 lira zamlandı ki, bunun vatandaşı pek ilgilendirdiğini zannetmiyorum. Çünkü millet olarak zaten kırmızı eti çoktan sofralarımızdan çıkartmıştık. Tabii bir de iyi yandan bakmak lazım; en azından kolesterolümüz düşer. Zaten sigara ve alkole yapılan zamları, "Asrın hükûmetimiz vatandaşının sağlığını düşünüyor. Bu yüzden zararlı şeylere zam yapıyor" diye savunanlar çıkmıştı. Demek sevgili devlet büyüğümüz, "Aman çarpıntı yapmasın" diye çay zammı yapmış. Şekere gelen yüzde 20'lik zam da şimdi aydınlandı değil mi? Boşuna Canan Karatay Hocamız, "En tatlı zehir" demiyor şeker için. Efendimiz bizi o kadar seviyor ki, şeker yiyerek trigliseritimizin yükselmesini istemiyor. Zaten geçen sene 7 liraya satılan tuzun bu yıl 20 liraya yükseltilmesinin de tek sebebi, "Sarsılmaz İrade"nin tansiyonumuzu düşünmesi. Suya gelen zam, iklim değişikliğine karşı bir önlem değildir de nedir? Nitekim şimdiki gençler bilmez, eskiden sular boşa akıtılırdı. Çok şükür asrın hükûmetimiz geldi ve suya sahip çıktı. Benzin zamlarından ise bahsetmeye bile gerek yok. Tamamıyla çevreci hassasiyetler söz konusu. Kahveye gelen yüzde 22 zammın ise gastrit tehlikesine karşı olduğu apaçık ortada. Hâl böyleyken muhalefetin ortaya çıkıp bu zamları eleştirmesi, düpedüz zillet işi değildir de nedir? Hem bakın size bir sır vereyim; ama kimseye söylemeyin tamam mı? Aramızda kalsın. Şu Lozan Antlaşması var ya Lozan antlaşması. Hah işte o! 2023'te o antlaşmanın gizli maddeleri ortadan kalkaçakmış. Karadeniz'de ayçiçek yağı rezervleri keşfedilmiş. O ayçiçek yağlarını bi sattık mı? Üzerine de 7 – 8 tane daha saray dikersek işlem tamam olur. İşte o zaman Amerika ne yapacağını şaşırır. Yeter ki siz sıkı durun, sağlığınıza dikkat edin. Elhamdülillah vatandaşın sağlığını düşünen bir yönetimimiz var. Şükürsüz olmayın kardeşim. Adamın âsabını da bozmayın...
Kurt kadın istihdamını artıyor
Ağır bir ekonomik kriz içinde olmamıza karşın Kazım Kurt yönetimi birbiri ardına kreş ve gündüz bakımevleri açıyor. Son olarak Ihlamurkent Mahallesi'nde Nalan Kaya Gündüz Bakım Evi ve Kreşi açıldı. Elbette küçük yavrularımızın emin bir devlek kurumuna emanet ediliyor olması içimizi rahatlatıyor. Bu açıdan hükûmetin yerine getirmediği vazifeleri üstlenen Odunpazarı Belediyesi'ne teşekkür ederiz. Ancak işin bir de ekonomik boyutu var. Sanırım bunu atlıyoruz. Hemen aklınıza özel kreşlere verilen yüksek ücretlerin geldiğine eminim. Öte yandan kreş ve gündüz bakım evlerinin asıl katkısı, kadınların iş yaşamına girmesini sağlamak. Çünkü pek çok kadın, "Asgari ücretle çalışırsam, aldığım maaşı olduğu gibi kreşe vereceğim. O zaman ne anladım ben o çalışmaktan?" diye düşünüyor. Görüldüğü gibi Kazım Kurt yönetiminin asıl başarısı – bana kalırsa – kadın istihdamının önünü açıyor olması. Emeği geçenleri tebrik eder, tüm Türkiye'ye örnek olmasını dilerim.