Su(salım) dedik ama…

Son günlerde Eskişehir’deki içme ve kullanma suyuna dair söylemler aldı başını gitti. Özellikle içme suyumuz Kalabak hakkında konuşulanlar türlü türlü efsanelere dönüştü ve gerçekten işin suyu çıkmaya başladı.

Su önemli ve iddia kaldırmayan bir husus olduğundan susalım, insanların içine bir kuşkuda biz düşürmeyelim, kesin bilgi olmadan yanlış bir işe kalkışmayalım dedik ama…

Biz sussak bile vatandaş susmuyor. Sadece Bayram’da Kalabak ile ilgili 58 çeşit rivayet dinledik.

Kalabak su kaynağı kurumuş…

Kalabak suyuna kimyasal katılmış, kaç gündür ishalim…

Kalabak su diye başka bir firmanın suyu dağıtılıyormuş…

Senelerdir içtiğimiz su Kalabak değil zaten…

 

Kalabak suyunda bakanlık zararlı madde bulmuşta, kamuoyundan saklıyorlarmış…

Mış, muş diye akıp giden ve söyleyenlerin bir kısmının körü körüne kendini inandırdığı hikâyeler var ortalıkta.

Aslında bu hikâyelerin böyle olmasını arzu edenler de var ama… İşin aslı o değil tabi

İşin aslı Kalabak Su kaynağında kurak, özellikle kar yağışı olmadan bir kış mevsimi yaşadığımız için beklenen, istenen seviyeye ulaşılamadı. Hal böyle olunca da sıcaklığın en yoğun olduğu bugünlerde ihtiyaç artınca talebe yetişilemez oluyor.

Ama nedense karı yağdıran, kaynağı besleyecek olan bile Büyükşehir Belediyesiymiş gibi su üstünden siyaset yapanlara da fırsat doğuyor.

 

Bu konuda Büyükşehir’in tek suçu bu dedikoduların önünü kesmek adına sıkıntının yaşandığı ilk günlerde kamuoyunu aydınlatacak net bir açıklama yapmamış olması.

En baştan bu belirtilmiş olsaydı inanın bu kadar senaryo, şehir efsanesine fırsat verilmez, sırf bu dedikodular yüzünden suyumuzun tadı kaçmazdı. Haksız mıyım?

 

“Su Demişken…”

Su demişken, yaz mevsiminin en sıcak günlerini yaşadığımız bugünlerde unutmamamız gereken bir detayı hatırlatmak isterim. Sokaklarda bir tas suya muhtaç dilsiz, çaresiz canlarımız var. Bugünlerde gerçekten çok zorlanıyorlar ve yemekten daha çok suya hasretler. Lütfen bir kap suyu esirgemeyin onlardan. Emin olun sıfır maliyetli bu yardım size gün gelir dünyalar kadar huzur ve sevap kazandırır. Goethe’nin dediği gibi Bir semtin sokak hayvanları sizden kaçmıyorsa, orada yaşayın çünkü komşularınız güzel insanlardır... Gelin Eskişehir farkını bu konuda da gösterelim.