Eskişehir Türkiye’nin okuryazar oranı en yüksek illerin başında geliyor. Eskişehir kentleşme adına birçok ilden önde geliyor. Eskişehir modern ne model şehir oldu. Eskişehir Türkiye’de yaşanabilecek illerin arasında ikinci-üçüncü sırada yer alıyor.
Bunları sayarken yaşadığımız bu şehirle gurur duyuyoruz. Birileri bunları sayınca, böyle bir şehirde yaşamaktan mutluluk duyduğumuzu söylüyoruz.
Yukarıda bu saydığım güzellikler tek bir kalemde siliniyor adeta.
Bu şehirde birlik beraberlik yok. Bu şehirde bir birimizi çekememezlik almış başını gidiyor. Çevremizde birisi yukarıya tırmanmaya çalıştığında, kıskançlığımızdan hemen ayaklarından çekmeye başlarız. ‘Ben tırmanamıyorsam o da tırmanmasın’ diye.
Bunu zaten Eskişehirliler olarak birçoğumuz biliyorduk. Ama artık Eskişehir’e görev yapmak için gelen bürokratlarda öğrenmişler. İşte üzücü olan bu. Bu bürokratlar Eskişehir’den başka illere tayin olduklarında bunları anlatıyorlar. Eskişehir’e kötü imaj bırakıyor bu kıskançlık.
Eğer bir birimizi kötülemeye, arkasından dedikodu yapmaya, tırmanmaya çalışanların ayaklarından tutarak engel olmaya devam edecek olur isek, yukarıda saydığım güzellikler öyle sanıyorum ki çok değil üç-beş yıl içerisinde silinecek. Ondan sonra oturup ‘biz ne yaptık’ diyeceğiz ama iş işten çoktan geçmiş olacak.
ESKİŞEHİR’DEN, TÜRKİYE’DEN HATTA
YURT DIŞINDAN BİLE HASTA GELİYOR
Bu konuyu neden açtım? Durup dururken açmadın tabi ki.
Uzatmayalım yakınım ricası üzerine ESOGÜ’de iken tanıştığım Prof. Dr. Yavuz Beşoğul’a telefon ettim. Yakınım sıkıntılarını anlattım. Eskişehir’de yapılan tahlil sonuçlarını mail olarak gönderdim. Onları inceledikten sonra telefon etti. Korkulacak bir durumun olmadığını, ancak ne zaman İstanbul’a gelecek olursa önceden randevu alarak muayene edebileceğini söyledi. Çünkü sadece İstanbul’dan değil Türkiye’nin hemen hemen her ilinden, hatta yurt dışından bile hastalarının olduğunu söyledi.
KAPI KAPI DOLAŞIP KÖTÜLÜYORLARMIŞ
Yavuz Hoca Eskişehir ESOGÜ Hastanesinden ayrılarak önce Medical Park Göztepe Hastanesi’ne gitti. Burada koltuk altından kalp ameliyatlarını yapmaya başlayınca bir anda ünlü oldu. Bütün yaygın basın ve TV’ler peşinde koşmaya başladı. Her gün bir kanalda koltuk altı ameliyatını anlattı. Bu ameliyatta elde ettiği başarı ve isminin yayılması üzerine Özel Kadıköy Florence Nightingale Hastanesi’nden gelen teklif ile Türkiye’nin en önemli hastanesine geçerek başarılarının üzerine yenilerini eklemeye başladı.
Böyle olunca Eskişehir’deki iki meslektaşı nedenini tahmin edeceğiniz gibi gerek ESOGÜ Hastanesi içerisinde gerekse dışarıda, ‘Yavuz Hoca başarısız olunca Özel Kadıköy Florence Nightingale Hastanesi’nden ayrılmak zorunda kalmış’ diye dedikodu yapmaya başlamışlar. Bu dedikodular kendisini üzmüş.
Yazımın başlangıcında da ifade ettim. Bu şehirde kıskançlık almış başını gidiyor. Yaptıkları ameliyatların başarıyla sonuçlanmasıyla hızla yukarılara tırmanan, bu başarısını kıskanan birileri Yavuz Hoca’yı kötüleme kampanyası başlatmışlar.
İşte Eskişehir’in en kötü hastalığı bu. Bu teşhisi dışarıdan gelen kişiler bile koyarken, maalesef Eskişehirliler olarak bu hastalıktan kurtulmak için bir karınca boyu kadar adım atmıyoruz. Bırakın Yavuz Hoca’yı kıskanmayı. Onun yaptıklarından, başarılarından örnek alarak kendilerini geliştirerek onlarda isim yapabilirler.
Hatta bu konuda Yavuz Hoca şunu söylüyor:
“Bıraksınlar kıskançlığı, birilerinin başarılarını gölgelemeyi. İstanbul’a gelmek isterlerse ben buradan hastane bulmaları konusunda kendilerine yardımcı olurum. Ben Eskişehir çocuğuyum. Annem, babam ve eşim, çocuklarım hala Eskişehir’de. Bir gün tekrar Eskişehir’e geri döneceğim. Eğer bir birimizi kötülemeye, başarılarımızı kıskanmaya devam edecek olursak bundan Eskişehir’deki hastalar zarar görür. Ben birilerinin desteği ile değil yaptığım ameliyatlarla buralara geldim. İsterlerse onlarda gelebilirler. Benim burada olmam Eskişehir adına bir şans. Eskişehir’den gelen tüm hastalara gerek kendi dalımda gerekse diğer branşlarda yardımcı oluyorum. Eskişehir’den gelerek bana ameliyat olanlara sorsunlar.”
Bu kıskaçlığımız yüzünden Eskişehir diğer iller kadar hizmet alamıyor, büyüyemiyor, gelişemiyor. Bir birimizin nasırına basmayı bırakamaz, kıskançlık huyundan vazgeçemez ise sadece Eskişehir’in adı büyük kalır, kendisi büyüyemez.
*-*********
“CHP’liler bir birine her zaman omuz veriyor”
CHP Milletvekili Kazım Kurt,’CHP’den gün be gün beklentiler artıyor. CHP’liler bir birine her zaman omuz veriyor. Ülkeyi girdiği bu karanlıktan kurtaracağız’ demiş.
Bende ‘keşke’ diyorum.
Yukarıdaki yazımın içerisinde de var.
Eskişehirliler birlik beraberlik içerisinde olamıyorlar. CHP’lilerde.
Sokaklarda dolaşan vatandaşlara zaman zaman, ‘Hangi partiye oy vereceksin?’ diye soruyorum.
Cevap: Her üç veya iki kişiden birisi ‘CHP’ diyor.
Ancak sandıklar açıldığında, her iki veya üç kişinin oyu sandığa yansımıyor.
CHP bu sorununu çözmeli. Nedenini araştırmalı.
CHP’nin başarılı olmasını canı gönülden isterim.
İktidar olamıyorsa da, güçlü muhalefet olsun. Nefesini iktidarın ensesinde hissettirsin.
Kazım Kurt’un ‘CHP’liler bir birine her zaman omuz veriyor sözüne katılmıyorum.
Eğer Kazım Kurt’un dediği gibi olsaydı CHP bugün iktidarda olurdu.
CHP ne zaman, bir birlerine omuz vermeyi öğrenirse, işte o zaman iktidar olur. Gerisi boş.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...