Stepne

Pirincin içindeki siyah taşlardan değil, asıl beyaz taşlardan korkunuz…   A. N. ASYA
 
Ne zaman, nerede kullanılacağı belli değildir…
Büyük bir keyifle yola koyulursunuz. Deponuz tam doludur. Aracınızın modeli en son çıkandır. Artık tak kasedi demenize de gerek yoktur. Son teknoloji ses ve müzik sistemi vardır.
Ana yollar, köprülü geçişler pırıl pırıldır. Çok büyük bir aksilik olmazsa gideceğiniz hedefe ulaşırsınız. Yolda giderken stepne aklınıza bile gelmez…
Ne zaman ki; araç modeli eskir, lastikler yavaş yavaş kabaklaşır, hele bir de ana yoldan çıkar, biraz bozuk yollara saparsınız, işte o zaman her an tehlike içerisindesiniz demektir.
Sapa yolda ne ile karşılaşacağınız belli olmaz. Araçta sizinle yolculuk yapanlar da sıkılmaya başlar, belki sizinle yola koyulmayı tercih etmezler. İlk terk edenler olurlar. Ne de olsa rahat koşullara alışmışlardır. Sıkıntıya gelemezler. Tekerin patlaması ve yolda kalma riski büyüktür. O zaman iyi bir stepne çok iş yapar. O güne kadar değer vermediğiniz, bir kez bile yüzüne bakmadığınız ama yeri geldiğinde ilk başvuracağınız stepne birden bire değer kazanır. Ya olmasaydı?
Stepne kendisine ihtiyaç duyulduğu için çok mutludur da, nereye, nasıl gidileceği konusunda yine söz hakkı yoktur. Kaptan şoför ne isterse onu yapar.
Keyfi ve forsu en yakın tamirciye kadardır. İş biter, o yerine gider…
Ailede, iş dünyasında, siyasi partilerde, siyasette, sporda, hayatın her alanında stepneler vardır. Bazen iyi niyetli olarak, ama neye hizmet ettiklerinin farkında olmadan stepne görevi üslenirler. Stepne görevi aldıklarında da nereye, nasıl gideceklerini ve ne yapmaları gerektiği konusundaki ana fikir ve düşüncelerini unuturlar. Kullanıldıklarının farkına bile varmazlar.
Aynen yedek lastik gibi işleri biter, tarihin çöplüğünde yerlerini alırlar ve çoğu zaman da unutulurlar. Ya da çok kötü niyetli gelişmelere sebep oldukları için sevgi (!) ile anılırlar…
Sözüm meclisten dışarı. Yazımda hiçbir kurum ya da kişi hedef alınmamıştır. İstediğiniz konu ve durum için benzetmede bulunabilir, hayal gücünüzü kullanabilirsiniz. Ne de olsa teşbihte hata olmaz.
“Yarası olan gocunur” diyerek noktayı koyalım…