Kamuoyunda Nebi Hatipoğlu’nun av fotoğrafları paylaşılıyor. Şimdi zavallı tavşanların gözüne gece karanlığında araba farı dayayıp, saçma ile ateş edilmesinin sporla bir ilgisi yok; düpedüz cinayet bu.
Kamuoyunda Nebi Hatipoğlu’nun av fotoğrafları paylaşılıyor. Şimdi zavallı tavşanların gözüne gece karanlığında araba farı dayayıp, saçma ile ateş edilmesinin sporla bir ilgisi yok; düpedüz cinayet bu.
Öte yandan yasal avcılığın da sporla ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Hatipoğlu’nun yasal avcılık yaptığını varsayıyorum. Yine de size Sayın Hatipoğlu’nun başında gururla poz verdiği koca bir geyiğin avıyla ilgili ayrıntıları anlatayım. İşin içinde ne kadar spor olduğuna siz karar verin.
Zaman zaman Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri geyik avına izin veriyor. Artık yürüyemeyecek kadar yaşlanan iki veya üç geyiğin öldürülmesi işi ihaleye çıkarılır. Mesela geçen sene Mudurnu Sırçalı’da 4 geyiğin katledilmesi için 104 bin lira ihale edilmişti.
Daha sonra bu ihaleye Sayın Nebi Hatipoğlu gibi bir zengin arkadaşımız girer ve geyiklerin tanesinin öldürülmesi için – mesela – 100 bin lira fiyat biçerek Avrupa’dan zengin bir züppe getirir. Yani 20 bin liraya aldığı yürüyemeyen geyik öldürme ihalesini, mesela 200 bine Polonyalı bir züppeye satar.
Avcı olduğunu zanneden bu Avrupalı zengin züppe, Türkiye’de tüfeğine, av rehberine, kiraladığı jipe ve kalacağı yere kadar on binlerce lira paralar saçar. Parayı harcamaz, bildiğiniz savurur…
Daha sonra gariban geyik çalılıkların arasında bir yerde tabiata salınır. Ama zengin züppe Avrupalı, tamamıyla düzmece olan bu avdan şüphelenmesin diye herkes sesini keser. Gerçekte insanların arasında büyüyen geyik, yanında cep telefonundan son ses pop müzik çalsanız, hatta Ramazan davulu vursanız bile kaçmaz. Çünkü insanlara alışmıştır.
Ama zengin züppe Avrupalıya durum çaktırılmaz.
Zengin züppe Avrupalının yanındaki av rehberleri, tiyatro oynamaya devam eder ve tüfeği geyiğin bulunduğu konuma göre yerleştirir. Hatta Zengin Züppe beceremeyeceği için tüfeğin namlusunu güzelce kum torbasının üzerine bile yerleştirirler.
Bu arada gariban geyik geviş getirmekte, çalı – çırpıları yemektedir. Hayatında insandan tehlike görmemiştir çünkü. Karşısında Nebi Hatipoğlu gibi akıllı bir müteşebbisin getirdiği zengin züppe Avrupalının ne yapacağını bilmemektedir gariban geyik.
Daha sonra av rehberleri geyiği nişangahına alır ve 200 metre ötedeki geyiği hedefe sabitler. Sonra yanındaki zengin züppe Avrupalıya nefesini tutarak ateş etmesi gerektiğini söyler. Hatta zengin züppe Avrupalıya nasıl ateş edeceğini defalarca gösterir.
Zengin züppe Avrupalı nefesini tutar ve tetiği çeker…
İşte Nebi Hatipoğlu gibi müthiş müteşebbislerin düzenlediği av turizmi tam olarak budur.
Tabii bu arada Sayın Hatipoğlu gibi “Akıllı müteşebbisler” kendi hesaplarına av yapmayı da ihmal etmezler.
İşte paylaştıkları fotoğraf da – muhtemelen – bu tip bir avla ilgilidir.
Üşümesin diye ayacıklarına geçirdiği termal çorapların tanesi iki asgari ücrettir.
Kullandıkları yivli tüfeğin bedeli 10 milyon liralık bir araba kadardır. Attıkları tek kurşun asgari ücretli bir ailenin haftalık iftar masrafıdır.
Giydikleri montun bedeli en az 5 bin Amerikan dolarıdır.
Giydikleri botun değeri ile, küçük bir köy okulu açmak mümkündür.
Fotoğraf paylaştıkları kamp ateşini bile kendileri yakmamış, adamlarına yaktırmışlardır.
Çünkü odun tutmak, Paris’ten getirdikleri kremle ovuşturdukları ellerine yakışmamakta, manikürlü ellerine zarar vermektedir.
İşte bahsettikleri spor tam olarak budur…
Sayın Hatipoğlu’nu tebrik ederim. Vurdukları geyikle ne kadar gurur duysalar azdır.
Gerçekten çok cesur avcı oldukları ortada. Hani aklıma Şener Şen’in çakıyla arslan öldürmesi geldi…