Sosyal güvenlik

13 Ekim 2016 09:29
A
a
Sütiş Eskişehir
Dev eserleri taşlar değil, onları işleyenler meydana getirir. J.T.Motley
 
Televizyon programları içinde zaman zaman denk geldiğim, vatandaşların evlenmek için gittikleri canlı yayınlar var.
Herkes özgürdür. Gidebilirler, beğenilerini ortaya koyabilir, şov yapabilir, ağız torba değil ya konuşur da konuşur.
Konumuz programlar değil. İçerikte özellikle kadınların konuştukları. Talep ve beklentileri.
Evi olsun.
Arabası olsun.
Geliri olsun.
Beni gezdirsin.
Bana baksın.
Eh bu arada da elektrik alabileceğim yakışıklı, kendisine bakan biri olsun. Beni taşısın.
 Kısadan hisse, benim Sosyal Güvenlik Kurumum olsun. Olur da kocamın başına bir haller gelirse açıkta, çulsuz kalmayayım.
Neden bu konuya girdim? Türkiye’de son dönemde trafik kazasında bir polisi öldürüp, diğerini yaralayan şöhretli bir babanın oğlu var gündemde…
Yasal süreç başlıyor. Mahkeme sürerken basında yazıldığı üzere eş davasından vaz geçmek için milyon lirayı bulan para alıyor. Davasından vaz geçiyor… Sanık da tahliye ediliyor.
Evlilik, aşk evliliği olsa o kadın, kocasının ölümüne sebebiyet veren birisinin ceza almasını istemez miydi? Kaldı ki ölen kocasından güzel bir maaş da kalacak. Geçinebilecek. Ama konu yüklü miktarda bir para olunca akan sular duruyor. Böyle bir fırsat bir daha ele geçmez denilerek kolay yaşam için her şey unutuluyor.
Evet, asıl konu evliliklerde erkeklerin Sosyal Sigortalar Kurumu yerine konulması. Kadın olarak ben okumadım. Ayaklarımın üstünde duramıyorum. Fikirlerimi tam olarak ifade de edemiyorum. Yaşam kavgası içinde yer alamıyorum. Bana bakacak, yeri geldiğinde hor görecek ama öldüğünde maaşı kalacak, parası ve malı olan biri kocam olsun yeter.
Ne güzel değil mi?
İlahi aşk neredesin?
Duygular yerini maddiyata bu kadar kolay mı bırakacak? Yaşamın diğer alanlarında da çıkar, para pul işlerini çok gördük de; sevgi , saygı ve aşk temelinde aile yaşantısında böyle bir anlayışı görmek gerçekten insanın içini acıtıyor.
Ben sizleri babanızın ölümüne sebep olan adamın parasıyla büyüttüm. Okuttum. O sayede rahat bir yaşantımız oldu derken, vicdan hiç sızlamayacak mı?
Konumuz yıllardır hep aynı. Asiye nasıl kurtulur?
Ne yazık ki kadınlarımız giderek evlere kapatılmaya ve yaşam alanlarından uzaklaştırılmaya çalışılıyor. Giyim kuşam bahane ediliyor. Saldırılıyor, dövülüyor, haksızlıklara uğratılıyor. İş bulabilmesi içinse, kendi tercihi ile radikal değişimden geçmesi şart kılınıyor.
Birlikte yaşamak, birlikte üretmek ve karşılıklı saygı içinde özgürce davranabilmek… Gelecek erkeğin yanında boy gösteren değil kendi ayaklarının üstünde durabilen kadınlarla daha güzel olacaktır.
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi