Sadi Seda yazdı
İzin bitti. Bugünden itibaren yazılarıma kaldığım yerden başlıyorum…
Birkaç günden beri şehirde geziyorum…
Epeydir ihmal ettiğim dostların kapılarını çaldım…
Hem sokaktaki hem de kapılarını çaldığım dostlarla uzun uzun sohbetler yaptık…
Bu arada 15 Temmuz “Darbe Kalkışmasının” birinci yıl dönümü hem de 16 Temmuz akşamı tutulan “Demokrasi Nöbetleri” ne de katıldım…
Vilayet Meydanı’nda karşılaştığım AK Parti İl Başkanı Dündar Ünlü, Odunpazarı İlçe Başkanı Volkan Doğan, Tepebaşı İlçe Başkanı İbrahim Yılmaz Kaynarca ile ilçelerimizin belediye başkanları ile de samimi sohbetlerde bulundum…
Sadece AK Partililerle değil, meydana gelen her siyasi görüşe sahip tanıdığım dostlarla da çay içip son günlerde şehirde olup bitenler hakkında konuştuk…
***
Vilayet binasının arkasındaki çay bahçesinde karşılaştığım sosyal demokrat görüşe sahip 4 arkadaşla selamlaştık…
Masalarına çay içmeye davet ettiler…
Sosyal Demokrat görüşlü dostlara, ”Sizi burada görmek beni şaşırttı” dedim…
Yanlarındaki tanımadığım arkadaşlarını işaret ederek, ”Onun ısrarlı davetini kıramadık. Geçen yılki Demokrasi Nöbetlerine gelmemiştik. Merak ettik. Meydanda tur attık. Şimdide oturup kritik yapıyoruz” dediler…
“Gözlemleriniz hakkında kısa kısa görüşünüzü alabilir miyim dedim?”
Çok eskiden beri tanıdığım adı Mevlüt olan sosyal demokrat görüşe sahip arkadaşım, ”Tamamen AK Parti’nin bir etkinliği gibi. Sadece AK Parti amblemli bayraklar yok. Eğer onlarda olsaydı AK Parti etkinliği tescillenmiş olacaktı. Recep Tayyip Erdoğan şarkısı çalınıyor. Recep Tayyip Erdoğan’a övgüler yağdırılıyor. AK Partinin propagandası yapılıyor” diye cevap verdi…
Diğerleri de Mevlüt’e katıldıklarını söylediler…
***
Kendisine göre haklı olabilirler…
Ancak, Valilik tüm siyasi partilere, tüm sivil toplum kuruluşlarına, “15 Temmuz Darbe Kalkışması”nın 1.Yıldönümü nedeniyle vilayet meydanında yapılacak etkinliğe katılmaları için resmi davet yazısı gönderdiğini biliyorum…
15 Temmuz’un 1. Yıldönümü gecesine davet edilen siyasi partilerden AK Parti’nin dışında MHP İl Başkanı Kadir Bıyık ve Demokrat Parti İl Başkanı Nazım Dölekçekiç ile BBP’nin Eskişehirli Genel Merkez Yöneticisi Ahmet Namık Akdoğan dışında katılan olmadı…
Merkezdeki belediyelerden ise bir tek Tepebaşı Belediye Başkan Yardımcısı Erdoğan Aydoğmuş’u gördüm…
15 Temmuz 2016’daki Darbe Kalkışması nedeniyle vilayet meydanında tutulan “Demokrasi Nöbetleri” nedeniyle meydana gelenlerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere açılan stantlara da merkezdeki belediyelerden yine bir tek Tepebaşı Belediyesi katılmıştı…
Sosyal Demokrat Partiler, CHP’li Belediyeler ve AK Parti dışındaki partilere mensup kişiler meydana gelmez, sanki 15 Temmuz kalkışması sadece AK Partililere karşı yapılmış gibi düşünülüyorsa ki hala öyle düşünenler var. Bu doğru olmaz…
15 Temmuz gecesi yapılan Darbe Kalkışması başarılı olsaydı, bugün tüm siyasi partiler tıpkı 12 Eylül’de olduğu gibi kapanacaktı…
Demokrasi askıya alınacak, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yönetimi FETÖ’cülerin eline geçecek, belki de devletin başına Fetullah Gülen gelecekti…
Siyasi Partilerin Genel Başkanları tıp ki 12 Eylül’de olduğu gibi bir yerlere götürüp hapsedilecekti…
Veya Allah göstermesin 1960’da Demokrat Parti Genel Başkanı ve Başbakan Adnan Menderes gibi FETÖ’cüler tarafından ya asılacak ya da kurşunlanarak katledileceklerdi…
15 Temmuz gecesi sokağa dökülen, tankların önüne yatan, darbecileri püskürten her düşünceye sahip insanların sayesinde kalkışma başarılı olmadı...
Meydana diğer siyasi partilere mensup başkanlar, yöneticiler ve sempatizanlar gelmezse sadece AK Parti’nin etkinliği gibi olması normal…
Bunu anlattığımda, “haklısın ama burada sadece AK Parti’nin müziği çalınırsa onlarda gelmez” diye cevap verdi…
“Diğer siyasi partiler de gelseydi o zaman o müzikler çalınmazdı. Karma şarkılar türküler seçilir. Onlar çalınırdı” dedim…
***
Sosyal Demokrat Partiler ve görüşe sahip insanlar “15 Temmuz Darbe Kalkışması”nın bundan sonraki yıldönümlerine de katılmaz ise, 2019 da yapılacak seçimlerde halk “darbecilere destek verdiniz” düşüncesiyle sandıkta gereken cevabı verecektir. Bu sadece benim değil, iki gün boyunca meydanda sohbet ettiğim yüzü aşkın insanlar da aynı düşünüyor…
Hatta sadece AK Parti’ye gönül verenler değil…
MHP, BBP, Demokrat Parti ve hatta hatta sohbet ettiğim sadece vilayet binasının arkasında çay içmeye gelen sosyal demokrat düşünceye sahip sayıları da az da olsa dostlarda aynı düşünüyorlar…
*-******
Eskişehirli Teknik Direktör çalıştırmalı
Öncelikle yeni seçilen başta Eskişehirspor ve Eskişehir Basket ’in Başkanı Sinan Özeçoğlu ile yönetimini kutluyorum…
Bu zorlu dönemde Siyah-Kırmızılı Kulübün Başkanı ve yönetim kurulu üyesi olmak, ateşten gömlek giymekle eşdeğer…
Onlar, Eskişehirspor’a ve Eskişehirspor’a gönül veren binlerce insana hizmet etmek için “Ateşten Gömleği” giymeyi tercih ettiler…
Görüyoruz ki işleri çok ama çok çok zor…
Buna rağmen Sinan Başkan, bu sezonda şampiyonluk için savaşacak bir takım yaratmak için kolları sıvamışken, UEFA’dan transfer yasağı geldi…
Geçen sezon transferle şampiyonluğu kovalayan bir takım yaratılmıştı…
Transfer yasağına rağmen eldeki mevcut futbolcular, geçen sezon siyah-kırmızılı formayı giyen, zorluklara rağmen tercihlerini yine Eskişehirspor’a kullanan başta Erkan Zengin olmak üzere bu futbolcuların bu sezonda şampiyonluk mücadelesi için savaşacaklarına inanıyorum…
Birkaç günden beri Sinan Başkan, Eskişehirspor’a Teknik Direktör olması için teklif götürdüğü isimler çeşitli bahaneler öne sürerek kabul etmiyorlar…
Ben diyorum ki, dışarıdan Teknik Direktör aramaya gerek yok…
Nihat Atacan ile birlikte Antrenör olarak görev yaptığı Malatyaspor’u şampiyon yaparak Süper Lige taşıyanlardan birisi de Eskişehir de yaşayan “Eskişehir çocuğu Cengiz Seçsev…”
Eskişehirspor’un süper ligden düştüğü sezonda Bay Mesut Hoşcan takımın başına getirmeyi çok istedi…
Ama atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmiş Cengiz Hoca, Batmanspor ile söz kesmiş, hatta sözleşme imzalamak için yola bile çıkmıştı…
Hoşcan’ın israrlı talebine “Batman’a söz verdim, gitmezsem kendime olan saygımı yitiririm” sözleriyle herkesin gözü kapalı atlayacağı bir görevi reddederek müthiş bir karakter dersi vermişti...
Enerjisi ile, bilgisi ve deneyimi ile ve lider vasfı ile Cengiz Seçsev bence en önemli isim...
Artık Eskişehir’in çocuklarına güvenme vakti geldi...
Antrenörlük için adı geçen İbrahim Üzülmez, Mesut Bakkal, Mehmet Özdilek, İrfan Buz gibi isimlerden fazlası vardır, eksiği yoktur Cengiz Hoca’nın yeterki güvenilsin, şans verilsin...
Korkmayalım, cesur olalım, bir kez yürekli davranalım...
Bu sezon Eskişehirspor’u birde Eskişehirli teknik adamlara teslim edelim…
Bütün kalbimle inanıyorum ki; onlar en azından para için değil, bu şehir ve bu şehrin en önemli simgesi olan Eskişehirspor’a daha faydalı olmak için çalışırlar…