Yaşamın İçinden: Ömer Duru
Yeni Valimiz Sayın Güngör Azim Tuna bu hafta göreve başlayacak.
Giden Vali Kadir Koçdemir kendisinden,
“Çalışkan bir arkadaşımız” geliyor diye söz etmişti.
Bakalım sayın Tuna buna nasıl karşılık verecek?
--//--
Kadir Koçdemir’in durup dururken merkeze alındığına ilişkin gerekçe olarak “ Türk Dünyası Kültür Başkentliği” çalışmaları gösterilmişti.
Hatta biz de bu konuda ortaya atılan iddiaları yazarak,
“İlgisi ve bilgisi olanlar konuşmalı ”demiştik.
Gerçi erken ama kafalardaki soruların yanıtı bulunmalıdır.
Örneğin…
Türk Dünyası Kültür Başkentliği için:
“400 milyon denen ödenek geldi mi?”
“Çalışmalar için ne kadarı harcandı?”
“Kimlere yaptıkları hizmete karşılık ne kadar para ödendi?”
Bulunmalıdır ki, kimsenin kimseye bir diyeceği kalmasın…
--//--
CHP Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt, Orman ve Sulama Bakanı Veysel Eroğlu’na yazılı olarak sormuştu:
“Eskişehir’de elektriği kesilen sulama kooperatifi var mı?”
Varmış.
Eroğlu şöyle yanıt vermiş:
“Eskişehir’de sulama kooperatifleri aracılığı ile yapılmış 95 adet sulama tesisi vardır. Bunlardan 15 tanesinin elektrik borcundan dolayı faaliyetleri durdurulmuştur. Bu konuyla ilgili işlemlerin bakanlıkla bir ilgisi yoktur. Elektrik kesinti ve borçlarla ilgili dağıtım şirketleri ilgilenmektedir.”
Elektrik özelleşti ya.
Bakan Eroğlu onu anlatıyor.
Peki, mevsimin adı belli.
Mahsulünü sulayacak vatandaş ne yapsın?
Kazım Kurt ise, “İşte özelleştirmenin getirdiği sıkıntılardan birisi ”diyor.
Ve ekliyor:
“Özelleştirme ile yeni tekeller oluşturuluyor. Vatandaşın değil sermayenin ekmeğine yağ sürülüyor.”
--//--
Cumartesi günü yanıma CHP’nin” Kongreler” döneminde adı çok anılan isimlerinden biri geldi,
Havuz başında çaylarımızı içerken sordum:
“İşler nasıl gidiyor? Hızın kesildi galiba?”
“Haklısın” dedi gülerek,
“Umduğumuz dağlara kar yağdı. Kongreler sırasında peşimizi bırakmayanlar şimdi bizleri görmezden geliyorlar. “
Kazım Kurt, Erman Gölet, Erdal Çakıcıer, Garip Yıldırım, Erdal Caferoğlu, İbrahim Arslan ve de Tüpçü Yaşar’ın kulaklarını çınlatarak;
“İsteseydim hepsine birer çizik attırırdım” dedi.
“Sonra” dediğimde ise şöyle konuştu:
“Sonrası yok. Onlar kişisel hesaplar için çalışsa da ben CHP’liyim. Partim için çalışıyorum. CHP’li olmak kolay değildir çünkü. Önemli olan bundan sonra hata yapmamaktır.”
Dıştan belli olmasa da CHP’de içten içe bir mücadele sürüyor. Ve partide birlik ve beraberliği sağlayacak bir “ağabey” arayışı halen devam ediyor..
Günlerin getirdiği
-İstenirse oluyor demek ki—
Tepebaşı Belediyesi’nin yaşama geçirdiği “mobil vezne” uygulaması için bazıları ”canım kimse aramaz, ne gereği var” gibi yorumlarda bulunmuştu. Bölgede yaşayan engellilerin, gazilerin, yaşlıların ve hasta olanların ayağına kadar giden, tam donanımlı “Mobil Vezne” gerekli vergi tahsilatını yapıyor. 2012 yılından beri hizmet veren Mobil Vezne’yle vatandaşlar belediyeye kadar gitmiyorlar. Vergisini yatıramayacak durumdaki sakat, gazi ve hasta vatandaşlar “Alo Tahsilat” diyerek belediyeyi arayıp adreslerini veriyorlar. Aynı istikamete giden araçlardan vergisini evinde ödemek isteyenler de yararlanabiliyorlar. Bu hizmetin gerçekleşmesini sağlayan Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç diyor ki “Hemen her mahallemizden arayanlar var. Yaşlılıktan dolayı iki yıldır evinin vergisini yatıramayanlar çıkıyor. Şimdiye kadar mobil araçla 5 bin 411 kişiye ulaşılarak yaklaşık 1 milyon 600 bin liralık tahsilat sağlandı. Mobil el vezneyle de bin 712 vatandaşa ulaşıldı. Bizim için önemli olan belediyeye gelemeyecek derecede hasta ve özürlü olan vatandaşa ayağında hizmet vermektir” diyor. Evet, demek istenirse oluyormuş. Kolay gelsin diyoruz çalışanlara.
--Nadir SuĞur’un futbol yorumu--
Kent Konseyi Bbaşkanı ve Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nadir Suğur’un “Sporda şiddet ” konulu söyleşisini okudum. Suğur, sporda şiddetin her zaman Türkiye’nin gündeminde olduğunu belirterek “Sezon sonuna doğru kritik maçlardaki gerilimli ortamlar şiddeti oluşturuyor. O dönemlerde saha içi ve saha dışı olayların artığını izliyoruz” diyor. Şiddet uyuyan bir devdir, belli zamanlarda ortaya çıkar diyen Suğur “Toplumsal tabandaki temel sorunları çözemediğimiz sürece sporda şiddetle her zaman karşılaşırız. Sporda şiddeti şiddetle önlemeye çalışmak yanlıştır.. Polisin gücü şiddeti önlemeye yetmez.. Futbolda söylemlere bakın, militarist düşünceyi yeşil sahalara yansıtır. Alman panzerleri kaleyi bombaladı. Ezdi geçti. Parçaladı gibi söylemler. Gazete manşetleri. Teknik direktörlerin açıklamaları. Hep böyle duygulara prim verir. Dikkat edin basın, taraftar ve sporcular bunları kullanıyor.. Spor, şiddet dilinden ve nefret söyleminden uzaklaşmalıdır.” Prof. Dr. Nadir Suğur haklı. “Parçala. Vur . Ez. Bombala” gibi sözlerin yanında, küfrün her türlüsü yeşil sahalarda var oldukça medya olayları körüklemeye devam ettikçe, futbolda şiddeti önlemek kolay olmaz.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...