Yaşamın İçinden: Ömer Duru
Yıllar süren tartışmalardan sonra Yeni stadyumun şöyle yada böyle sıkıntılar olsa da, Sazova’ya yapılacağı açıklandı.
Peki eski stadyumun yeri ne olacak?
Yetkili ya da yetkisiz kimse konuşmuyor.
Bir ara Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı’ya sorduğumda şu yanıtı almıştım:
“Bana sorarsanız burasının yeşil alan yapılmasını isterim.”
Ardından da eklemişti:
“Bir Eskişehirli olarak istiyorum bunu. Başka türlüsüne gönlüm razı gelmiyor. ”
Sahi diyorum.
Büyükler ne diyor acaba?
Eski Stadyumun yeri ne olacak?
TOKİ’mi alacak. Yoksa başkaları mı?
“Zenginin malı” hesabı, merak edenler çok da sorayım dedim.
Eski stadın yerinin ne olacağını hık mık etmeden açıklayacak bir babayiğit çıkmayacak mı?
---//--
Demiryolu köprüsü, demiryolunun yeraltına alınması için yıkılmayı bekliyor.
Kim yıkacak? Nasıl yıkacak? Tramvay ne olacak?
Bilen yok.
AKP Milletvekili Salih Koca bir siyasi nöbetinde demişti ki:
“Onlar yıkmazsa biz yıkarız.”
İnşaat mühendisi Koca’ya:
“Kazmayı şuradan vur”diye yardımcı olan çıkmadı mı yoksa?
Örneğin İnşaat Mühendisleri Odası yol gösterebilirdi değil mi?
Belli olmayan bir konu da yeni gar binası yer altı geçişi.
Yeraltına alınan hızlı tren, Şeker’den tünele girip, Ertuğrulgazi’den yukarı çıkarsa ne olacak?
--//--
İnsanları heyecanlandıran bir Kızılinler projemiz vardı.
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, geceyi gündüze katarak, milyonlarca masrafla projesini hazırlamış, gerekli açıklamayı yapmıştı. Hatta Sayın Ataç teknik ekibini de alarak gittiği Ankara’da iktidar ve muhalefetin altı milletvekiline projeyi sunmuş, kendilerinden Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’la görüşme sözü almıştı.
Aradan aylar geçti.
Kültür Bakanı Ertuğrul Günay Bademlik temel atma törenine gelip gitti.
Ama Kızılinler için “olacak”, ya da “olmayacak” diye bir yorum yapılmadı.
Ne dersiniz? Kızılinler unutuldu mu?
---//---
Son sorum ise Eskişehir’e beş üniversite konusu.
Anadolu ve Osmangazi’den sonra açılacağı söylenen diğer üniversiteleri kim ya da kimler açacak?
Bazı aklı evveller “Beş üniversiteyi kaldırırız” derken işin ardında kimlerin olacağını da söyleseler ya.
Kurucular Avrupa’dan mı, yoksa Amerika’dan mı olacak öğrensek olmaz mı?
Soruları çoğaltmak mümkün şimdilik aklıma takılanlar bunlar.
Gelecek yanıtlar olursa, aynı şekilde köşemizde yer alacaktır.
Belirtmiş olayım.
Günlerin getirdiği
-Ayata, Eski’den Kır’a—
Eskişehir Milli Eğitim Müdürü Erdoğan Ayata ile ayaküzeri birkaç kez görüştük. Tutarlı bir eğitimciydi. Geldiği günlerde öğretmenleri koşmaya çağırınca gülmüştüm. Hatta Anadolu’nun geçen yıl düzenlediği Liselerarası Futbol Şöleni’nde, ne demek istediğini sorduğumda “Sporun temelinde dürüstlük yatar. Centilmenlik yatar. Karşılıklı sevgi ve saygı yatar. İşte bunu demek istedim” demişti gülerek. Sizi bilmem ama ben Sayın Ayata ile ilgili şimdiye kadar olumsuz hiç yakınma duymadım. Hep çalıştı, öğretmenlerin yanında oldu. Buraya kadar iyi de, sayın Ayata’nın bazı sıkıntılarının olduğu gelmişti kulağıma. Zaman bulup da bizzat gidip soramadım. Özellikle iktidar kanadından baskılar geldiğini duymuştum. Biliyorum şimdi sorsam kendisi “Yok böyle bir şey” diyecektir. Onun içinde daha fazla üzerine gitmek istemiyorum. İktidar milletvekillerinden birileri isterse konuşup “Ben şöyle demiştim” diyebilir. Eskişehir eğitim-öğretim yönünden sorunu çok az olan, seviyesi yüzde yüze yaklaşan iki üniversitesi bulunan bir il. Zaten Müdür Ayata da bunu söylüyor. Ve diyor ki “Ayrılmak istiyordum. Dilekçe vermiştim. Ailem Kayseri’de. Kızım Kırıkkale’de. Üç il istemiştim. Şansıma Kırşehir çıktı. Eskişehir’de kaldığım sürede herkese siyasi kanısı ne olursa olsun eşit davrandım.”
Biz de güle güle diyoruz Sayın Erdoğan Ayata’ya. Kusura bakmasın, eğitim -öğretim çevrelerinde adı saygı ile anılıyor. Eskişehir’den Kırşehir’e inmesi farklı yorumlanıyor.
---Tümsekler kime aitse—
Bahçelievler Seylap Caddesi’nde oturan bir okurumuz yakındı. Bu cadde üzerinde gidiş geliş yönlerini kapsayan tümsekler varmış. Dedi ki “Bu tümsekler hız kesmek için yapılmış. İyi, güzel de kim yapmış? Kimisi yüksek, kimisi alçak. Dahası hiç belli olmayan tümsekler var. Bilmeden bu tümseğe çıkan araçlar yükseğe inip kalkıyor. Araçlar dahil, içindeki insanların başı tavana değiyor. Hatta bazı araçların arızalandığını söyleyenler var. Benim merak ettiğim bu tümseklerin belli olmayışı, uzaktan görünmeyişi. Madem bu tümsekler olacak. Hiç olmazsa hepsi aynı yükseklikte yapılmış olsa ya.” Okurumuz gittiği bazı illerde de aynı şekilde hız kesici tümsekleri gördüğünü de belirterek “Bu tümsekler belli renklere boyanmış. Geceleri ışık saçanlar bile var. Bunu gören sürücü aracını yavaşlatıp, tümsekten rahatlıkla geçebiliyor. Biz de neden böyle bir uygulama olmaz? Neden tümsekler belli olacak şekilde boyanmaz?” diye sordu. Doğrusu haklı ve yerinde bir soru ve uyarı. Okurumuzun sorduğu bir önemli soru da bu tümseklerin hangi kuruluşa ait olduğu. Şöyle diyor “Belediyeler veya trafik ekipleri… Bu soruna kayıtsız kalmamalı. ”
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...