Ömer Duru yazdı
Başbakan Davutoğlu demişti ki:
“Nefsimi ayaklar altına alırım. Bir faninin terk etmeyeceği düşünülen her makamı elimin tersiyle iterim…”
Kendisine sormuşlardı:
“Bu sözleriniz istifa edeceksiniz diye yorumlandı. Böyle bir durum var mı?”
Yanıt kısa olmuştu:
“Henüz kararımı vermedim…”
--//--
Başbakan Davutoğlu böyle diye dursun…
Başbakanlık için isimler dillenmeye başlamıştı:
“Binali Yıldırım… Berat Albayrak… Ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ…”
Cumhurbaşkanı Erdoğan AKP milletvekillerini sarayda toplamaya başlamış.
AKP’nin 316 olan milletvekilinden 50 kadarı Davutoğlu’na destek veriyormuş.
Hatta bunlardan bazıları:
“Her şart altında beraber yürürüz” diyorlarmış…
İktidar cephesinde son durum şu:
“Cumhurbaşkanı AKP milletvekillerini sarayında topluyor. Erdoğan üç grup halinde konuşacağı milletvekillerinden Davutoğlu için karar bekliyor.”
“Davutoğlu ile yola devam mı? Tamam mı?”
Sorusuna yanıt aranacaktı…
--//--
Politik gözlemciler soruyordu:
“Davutoğlu direnmeli mi? Yoksa istifa etmeli mi?”
Ve ardından hatırlatmalar yapıyorlardı:
“Küçük kardeşim dediği Hakan Şükür ne oldu?”
Ve soruyorlardı:
“Abdullatif Şener… Abdullah Gül… Bülent Arınç… Hüseyin Çelik… Ali Babacan...”şimdi neredeler?..
--//--
Kim nasıl yorumlarsa yorumlasın…
AKP’de ipler gerildikçe gerildi.
Ve en sonunda koptu.
22 Mayıs’ta olağanüstü kongre yapılacak…
Bu çıktı ortaya.
Yani belli oldu…
Belli olmayan bir başka konu da Davutoğlu’nun görevden ayrılma senaryosu…
“Alınmış mı” olacak?
Yoksa kendi isteği ile:
“Ayrılmış mı?”
AKP’deki duruma gelince…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın saraya çağırdığı yüz kişi ve imza altına aldıkları:
“MKYK’nın atama yetkisi” bu ipleri gerdi...
“MKYK kararını gören Davutoğlu’nun arkadaşlarına ‘geri çekilip Topal Ördek pozisyonuna düşmeyelim’ dediğini belirten ilgililer, Davutoğlu’nun Salı günü AKP grubunda:
“Nefsimi ayaklar altına alırım. Bir faninin terk etmeyeceği düşünülen her makamı elimin tersiyle iterim” şeklinde konuştuğunu vurgulamışlardı.
--//--
Tüm bu olup bitenlerden sonra, durum net olarak çıktı ortaya:
“Davutoğlu gidiyor…”
Yerine kim gelecek?
Beki Bozdağ mı? Binali Yıldırım mı? Berat Albayrak mı? M. Ali Şahin mi?..
Başka değişiklikler olacak mı?
Yardımcılarından,
“Kimler gidecek, kimler gelecek?”
Bu değişiklik partinin tabanına yansıyacak mı?
Yansırsa neler olacak?..
Bunu da zamanla göreceğiz.
Göreceğimiz bir başka konu da:
“Ülkede bir erken genel seçimin konuşulmaya başlanması…”
Günlerin getirdiği
--İlkin Genel Başkan, sonra Başbakan---
Ülkemizde yaklaşık 20 aydır Başbakanlık yapan Ahmet Davutoğlu’nun görevinden ayrılıyor olması
farklı yorumlanmaya başladı. Aynı şekilde, Davutoğlu’nun yerine atanacak kişinin geliş ve gidişi de yorumlanıyor. Durum şu… AKP’de ilkin 22 Mayıs’ta kongre yapılacak. Ardından da yeni Başbakan seçilecek… Saray’da yapılan MKYK toplantısında bütün yetkileri elinden alınan Davutoğlu’nun destek arayışının boşa çıktığını belirten gözlemciler, “Başbakan konuştuğu kişilerden ters tepki almanın sıkıntısını yaşadı” diyorlar. MKYK toplantısında bazı üyelerin Başbakan Davutoğlu’na sert çıktıklarını vurgulayan gözlemciler bazı partililerin Davutoğlu’na “Bu partinin bir lideri var. O da Recep Tayyip Erdoğan’dır. Biz hepimiz ona bağlıyız. AKP’de siyaset böyle yapılır. Beğenmeyen gider” şeklinde çıkışanlar oldu diyorlar…
Görünen o ki “İktidar partisi, AKP’de ipler daha fazla gerilmeye dayanamayıp koptu. Başbakan Davutoğlu “Bu karar benim değil. Koltuğa hakkını vermek için gece gündüz çalıştım. Ben partili seçmene 4 yıllık bir süre sözü vermiştim. 22 Mayıs benim kararım değil. Emanetçi Başbakan olmadım, olmayacağım” diye konuşuyorsa, şimdi ne olacak? Evet, ülkemizde demokratik yaşam böyle. Yüzde 49.5 oyla seçim kazanmış bir partinin genel başkanı, isteği dışında, görevden uzaklaştırılıyor… Diyeceksiniz ki “şimdi ne olacak?” Hemen belirteyim… Gözler MHP’ye ve Meral Akşener’e çevrilmiş durumda. Bekleyip göreceğiz… Günler ne getirecek?