Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna ile kısa süreli bir sohbet etme imkânımız oldu. Kamuoyunda sıkça gündeme gelen ve mevcut alana ne yapılacağı kafalarda netleşmeyen, yıkılan Süleyman Çakır Lisesi hakkında konuştuk.
Bugün detayları haberimizde okuyacaksınız bu yüzden çok derine girmiyorum. Sonuç olarak Vali Tuna’dan öğrendik ki herkes bu alanın alt kısmının otopark, üst kısmının okul, yan tarafının kütüphane olmasını istemesine rağmen bu istekler hep temenni olarak söylemde kalmış. Hal böyle olunca Eskişehir adına hoş olmayan bir görüntüye sahip olan alan için ihale süreci başlamış ve 1 hafta 10 gün sonra başlayacak projede otopark v.s. gibi temenniler yer almıyor.
Arzu edilenlerin yapılabilmesi için herkesin taşın altına elini koyması ve hem sözlü hem yazılı belgeleriyle birleşip hareket etmesi gerekiyor diyor Vali Tuna. Haksız da değil.
Mevcut alanda arzu edilenleri yapabilmek için ciddi bir imar değişikliğine ihtiyaç var. Zemin etüdünden, sondaj çalışmalarına kadar işi uzatacak ciddi bir fizibilite ve maddiyat var. Önce İlçe ardından Büyükşehir Meclisinden karar çıkması gerekiyor. Hatta Kültür ve Tabiat Varlıklarını koruma kuruluda onaylayacak ki, bu iş yürüyebilsin. Şu ana kadar da bu yönde atılmış bir adım yok.
Tüm bunlar gerçekten zaman isteyen meseleler ve bunca zamandır bekleyen bu alan için biraz daha beklemek hele ki muallâk bir konumda beklemek de Eskişehir’e biraz haksızlık olur.
Yine de son bir umut var. 1 hafta 10 günlük süreç içerisinde Valilik, Yerel yönetimler ve ilgili odalar ile Milli Eğitim Müdürlüğü bir araya gelebilir. Bu konuda referans niteliğinde bir protokol yapılır ve yazılı bir adım atılırsa belki bir şeyler değişir.
Zira alandaki molozlar temizlenip, var olan projeye göre inşaat başlarsa bir daha arzu ettiğimiz tabloyu görmek için en az 50 sene beklememiz gerekir. Bu kadar ömrü kimin var bilemem ama elde ufak da olsa bir umut varken bence sonuna kadar zorlayalım. Ne kaybederiz?
“Kendimle çelişiyorum yahu “
Şu Büyükşehir Meclisleri insanın fabrika ayarlarını ciddi oranda bozuyor. Hani Es TV hepsini canlı yayınla izletince ister istemez her anına tanıklık ediyorsunuz. Eskişehir için iyi mi ediyoruz bu yayınlar ile bilmiyorum ama benim için pekiyi olmuyor.
Bilgisayar da köşe yazımı yazarken, TV’de meclis toplantısının canlı yayını açık duruyor. İzlemesem bile dinliyorum, kulağım sürekli TV’de.
Bir ara sesler yükseliyor. Ekrana bakıyorum bir gerginlik, bir laf düellosu, bir tartışma ortamı var. Bu normal diyerek kafamı çevirip yazımı yazmaya devam ediyorum. Sıradan buluyorum kavgayı.
Birkaç dakika geçiyor aradan, ekrandan gülüşme sesleri geliyor. Heyecanlanıyorum. Ekrana bir bakıyorum espriler falan havada uçuşuyor. Şaşırıyor ve yazımı daha sonra yazmak için tamamen ekrana odaklanıyorum. Olağan dışı, sanki yakıştıramıyorum gibi bir tezatlık yaşıyorum.
Sonra kendimi sorgularken buluyorum, kendimi. Kavgaya değil gülüşmelere şaşırıp, heyecanlanacak bir meclis algısı ne zaman oluştu bende, bu ne tezatlık diye. Yine de sonuç memnuniyet verici. Hep tartışınca tek düze oluyor. Arada şaşırtın bizleri, heyecanlandırın. Olmayacak hacıyı deve üstünde yılana sokturun. Sizleri ailecek izliyor ve seviyoruz.