Fransız devlet adamı “Napolyon Bonaparte” asırlar önce nasıl “para, para, para” demişse bizde bu haftadan itibaren “futbol, futbol, futbol” demeye başlıyoruz…
Futbolu ilk kez modern anlamda ve bir kurallar manzumesi içinde oynamaya başlayan İngilizler bile aradan geçen yüzyıl sonrasında futbolun tüm dünyayı tutkuyla saracağını, renk, dil, din, ırk gibi kavramları tek bir potada eriteceğini en önemlisi dev bir ekonomik Pazar yaratacağını tahmin edememişlerdir…
Ve bu meşin yuvarlağın büyüsünün acı, hüzün, gözyaşı ya da yüreklerden ve dillerden coşkuyla taşan mutluluk şarkıları olacağını özetle insanların adeta bir yaşam tarzı olacağını sanırım asla düşünmemişlerdir…
Ülkemizde profesyonel anlamda ilk kez 1959 Yılında “Milli lig” adıyla başlayan bu maraton 1963-64 sezonundan itibaren “1. Lig” adını almış ve 2001-2002’ den sonrada şu andaki ismiyle yani “Süper Lig” olarak tescillenmiştir…
Eskişehirspor ise günümüzdeki adıyla “Süper Ligi” 1968-69, 1969-70, 1971-72 sezonlarında üç kez ikinci sırada 1972-73, 1974-75 sezonlarında iki kez üçüncü olarak ve 1970-71, 1973-74 sezonlarında ise yine iki kez dördüncü olarak bitirme başarısını göstermiştir…
Tarihimizin en büyük iki kupası olan “Türkiye Kupası” ve “Cumhurbaşkanlığı Kupası” yine 1970-1971 Sezonunda kazanılmıştır…
Yine Avrupa Kupalarında “Sevilla” yı elememiz, Avrupa’ nın güçlü takımlarından “Twente” yi yenmemiz “Fiorentina ve Köln” ile başa baş oynadığımız maçlar bu yıllara rastlar…
Bu başarılar maalesef uzun yıllar yakalanamamış “Abdullah Gegiç” in önderliğinde “İsmail, Kamuran, Fethi, Nihat, Ender, Vahap, Koko Burhan, Abdurrahman, İlhan, Riva Halil” gibi isimlerin büyük başarılara imza attığı bu altın jenerasyona taraftar “efsaneler” adını vermiştir…
Ve bu yıl 56. Sezona merhaba diyecek olan “Süper Lige” ilk kez yeni başkan, yeni yönetim ve yeni bir hoca ve yeni bir ruh ile başlayacağız…
Eskişehirspor kurulduğu yıldan beri sürekli hedefleri olan bir kulüptür. Ancak dönem dönem ekonomik zorluklar ve kötü yönetimler nedeniyle alt liglerde buhranlı sezonlar geçirmiştir…
Kentin mayasındaki futbol tutkusu, taraftarın yüreğindeki siyah kırmızılı sevda ve rasyonel yönetimlerle bütün zorluklar aşılmış ve Eskişehirspor yeniden görkemli günlerine dönüş sinyalleri vermektedir…
Pazar günü ezeli rakibimiz Bursaspor ile yapacağımız ilk karşılaşma oldukça önem taşıyor. Geçen sezondaki Akhisar kazasını bu kez yaşamak istemiyoruz. Lige iyi başlamak gelecek güzel günlerinde müjdecisi olacaktır…
3 Temmuz 2011 den itibaren Türk Futbolunda yeni ve temiz bir sayfa açılmıştır. Dirayetli ve güçlü bir yönetimle Türk Futbolunun şaibelerden ve kirlerinden arınacağına inanıyoruz…
Ve; çıkar odaklarının başlarının ezildiği, emeğin ve alın terinin en yüce değer görüldüğü, hakem odalarının tekmelenerek girilemediği, baskı lobilerinin etkili olamadığı, şaibesiz, şüphesiz, şikesiz ve giderek tüm spor dallarını kemiren doping illetinin yaşanmadığı bir sezon diliyoruz…
Kısaca “Fair-play” ruhunun (eşitlik ve adalet), sevginin, barışın ve hoşgörünün her tarafta egemen olduğu bir sezonun şölen havasında geçmesi umuduyla “ hoş geldin futbol” diyoruz…