Siz kimsiniz ya?

22 Kasım 2016 09:18
A
a
Sütiş Eskişehir
Hep mi Cumhurbaşkanı soracak bu soruyu her kızdığında?
Ben de bu yurdun bir ferdi olarak kendime hak görüyorum kardeşim. Hayatı çekilmez kılanlara karşı, sabır taşımızı çatlatanlara artık zerre kibarlık gösterme zamanı değil bu zaman. “Sonradan görmüş, güle güle ölmüş” türünden güruhların her yanı sarmaladığı böylesi dönemde; hakkımızı, hukukumuzu haykırmanın zamanı geldi de geçiyor belli ki!
İsimlerini zikretmeyeceğim bu güruhların. Onlar zaten tuttuğum aynaya baktıklarında kendi nursuz suratlarını (sıfatlarını) görecekler. Site adı altında yüzlerce insanın birlikte oturduğu yerleşik düzen alanları peydahlandı son yıllarda gani gani. Adı site olmasına site de; sitenin içeriğini, yani donanımını yerine getirecek kurallara kaç tanesi uymuş, bir elin parmaklarını geçmez. Örneğin site dendiğinde en kabasından bir çevre duvarı gerekir etrafını sarmalayan değil mi?
Site diye adlandırılan alandaki tüm konutlar da bu duvarın içerisinde güvenli biçimde yerini alır. Sitenin giriş çıkışlarında kontrollerin sağlandığı bir giriş (danışma) merkezi ve bu merkezde 24 saat görev yapan güvenlik görevlileri bulunur. Bu kadarla da sınırlı değil elbet olması gerekenler. Lakin onlarca maddelik koşulları yerine getirmemiş nice oluşumların yöneticileri iş tamim yayınlamaya geldiği zaman padişah fermanını andıran bildirileri site mensuplarının ellerine tutuşturmaktan da geri kalmazlar ne hikmetse! Astığım astık, kestiğim kestik anlayışından yola çıkıp, bu anlayışı iliklerine kadar içselleştiren muhterem yöneticiler kanun yasa tanımaksızın fermanlarını yayınlarlar. Örneğin ismini vermeden sadece ayna tutacağım (dediğim gibi o aynada suratlarını görmelerini sağlayacağım) sözde bir sitenin yöneticisi bakın neler buyurmuş…
-Site içerisindeki ortak ve bağımsız alanlarda yönetim planının 9. Maddesi’nde hüküm olduğu üzere kedi, köpek, tavuk gibi hayvanların beslenilmemesi, mangal yakılmaması, her türlü bitki ve ağaç dikilmemesi oy birliği ile kabul edilmiştir. Site içinde dikilen ağaçların sökülmesi, sökülmemesi halinde yönetim kurulumuz gerekli işlemleri yapacaktır…
Vay vay vay! Bu ne şiddet bu celal kardeşler?
Yahu köyünden kasabasından da gelse, kentte yaşamayı kabullenmiş insanların artık kentin ortasındaki sitelerde tavuk, horoz ya da keçi beslemeyeceklerini hepimiz biliriz. Mangal yakmayacak kadar evrim geçirdiğini biliriz! Burada tek hedefin olduğunu da biliriz merak etmesin! Tek derdiniz, kedi ve köpekleri çok seven, evlerinde de bu masum patilerle birlikte yaşayan insanlardır derdiniz, tasanız.
Bir saçmalığınızı daha vurayım suratlarınıza durun! Velev ki sitede yaşayan insanların bazıları ağaç dikmeyi de insan erdeminden saymakta, yaşam biçimi etmekteler kendilerine bunu. Ve olabildiğinde ağaç dikiyorlar bulundukları alanlara; ne anormallik var bunda? Peyzaja görsel zarar diyeceksiniz hemü gurban? Seveyim sizin peyzajınızı ben. Yahu biçareler; Allah’ın hangi güzel ağacı (fidanı) dikildiğinde, yeşerdiğinde ve tohum açtığında, hangi peyzaj çalışmanızın güzelliğini katleder bana söyler misiniz?
Bir de sözüm ona sosyete sitesi diye kendilerine sıfat takılmış bir başka sitede bazı sonradan görmeler de, sokak köpeklerine mama ve su verenlere ferman salasıymış! Şöyle yakarlarmış, böyle yıkarlarmış! Şöyle çevresi olan bir bayanmış, böyle nüfuzluymuş! Kendinizi kanunların üzerinde görüyorsanız (sanıyorsanız) buyurun hodri meydan. Elinizden geleni ardınıza koyarsanız, o masum sokak hayvanlarına ve onlara emek veren yüreği güzel insanlara gününü göstermezseniz ayıp size ayıp! Buyurun hodri meydan! Böylelikle hayvan hakları ile kanun maddeleri başta olmak üzere biraz da beşeri ilişkileri öğrenmiş olursunuz. Bunları öğrenirken bizler de sizi bu köşemizden Eskişehir halkına tanıtmaktan mutluluk duyarız. Sen Allah’ın hangi dağından, bayırından geldin de Eskişehir’e kondun diye sorgulayan da yok, kimselerin böyle bir hesap sormaya hakkı da yok değil mi? İşte aynen bu şekilde sokak köpeklerine de senin böyle bir hesap sormaya hakkın yok. “Bu bölgede yaşayamazlar, çocuklarımız korkuyor, süsümüz bozuluyor” türünden ıvır zıvır gerekçelerin kanunları bağlamaz. Yasa diyor ki, bu sokak hayvanları kısırlaştırılır ve alındığı sokağa geri bırakılır. Yani sen nasıl bir yerlerden gelip bu kente kondun ve buna kimselerin hesap sormak gibi bir hakkı yoksa, senin de sokak hayvanlarına hayatı dar etmek gibi bir hakkın yok yenge, ya da emmi!
Allah kimseyi sonradan görme etmesin…
 
 
SİZİN SESİNİZ
 
Delege!
 
İzmir’den CHP ilçe yönetiminden (öğretmen) bir dostum aynen şunları sormuş…
Belediyelere ait eğitim kurumlarının kapatılması, Osmanlı döneminin Milli Eğitim Bakanı Emrullah Efendi'nin, “Şu mektepler olmasaydı maarifi ne güzel idare ederdim” anlayışının devamıdır…
Bakın bu günlerde, İzmir’deki belediyelerin dershaneleri kapatılıyor!
Bu dershaneler Fetullah'ın mı? Hayır.
Herhangi bir cemaatin, tarikatın mı?  Hayır.
Mürit mi yetiştiriliyor? Hayır.
Belediyelerimiz, sadece yoksul çocuklara parasız dersler vererek, ayaklarının üzerinde ve tamamen özgürlük içerisinde, kimseye biat etmeden yaşamaları amacıyla, sosyal bir destek veriyor. Ancak, devlet olanaklarıyla ve kendi tekelinde dinci, biatçi bir başka ucube neslin peşinden koşan zihniyet bu kurumlara bir türlü tahammül edemiyor.
Kapatıyor! İzmir’deki CHP’li belediye başkanlarından bir kaç arkadaşın kendi lokal çevresiyle, kendi olanaklarıyla tepki gösterdiklerini bu gün sosyal medya'da görünce hüzünlendim!
Oysaki halkımız, örgütlerimiz bu tepkilere ortak edilmeliydi, çağrılmalıydı. Kim ya da kimler bu dayanışmayı istemiyor.
Acaba diyorum gizli bir el(ler) bizde de mi var?
Demek neymiş #delegelik: Tamam kardeşim, bizde delegelik sadece bir zarftan ibarettir. At sandığa oyunu hadi evine demekmiş!
Bana #GÜVEN
Gerisini merak etme sen demekmiş.
Evet, bir eğitimci olarak  #UTANIYORUM...
                                                 ***
Sevgili meslektaşım inan İzmir-Eskişehir-Hatay-Mersin durum her ilde aynı. Köşe yazılarımda yıllardır ben bu konu ile ilgili görüşlerimi çekinmeden yazanlardanım. Delegelerin, belediye meclis üyelerinin bir kısmı için ideoloji, cumhuriyet değerleri, bağımsızlık, Atatürk umurlarında değildir. Varsa yoksa kızını-oğlunu yerel olanaklardan yararlandırıp bir iş sahibi etmektir. Kısacası kendi ikballeri uğruna rant kapısı görmektir bunların beklentileri. Onun için de yazgı değişmiyor işte; muhalefet…
 
OZANCA
 
Toprak utandı çocukları bağrına basarken
Kuşlar utandı masmavi gökyüzünde süzülürken
Ağaç utandı, çiçek utandı
Bu neyin nesi diye.
Gül utandı rengini kan kırmızıdan aldı diye
Barış utandı kanatlarına ölü çocuklar takıldı diye
Bir insanoğlu utanmadı yaptığından... Ayşe Akdoğan
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi