Yaşamın İçinden
Siyasi hava gerildi
Kızılinler projesinin ortalığı rahatlatacağı tahminleri yattı.
Tam aksine, termalin temeli atılmadan, tabir yerindeyse suyu çıktı.
Yetmedi.
Bazıları bir zamanlar destan yazdıkları Eskişehir havaalanını unuttu.
Kızılinler bahanesiyle Kütahya Altıntaş Havaalanı’nın, Eskişehir’i kalkındıracağını bile iddia etmeye başladı.
Tıpkı, kentsel dönüşüm gibi her kafadan bir ses çıkıyor.
Dikkat ediyor musunuz?
İktidar partisi seferberlik ilan etmiş gibi.
Yapılmış, yapılacak demeden politika ekip, politika biçiyorlar.
İl ve ilçe başkanları, Belediye Başkanı Burhan Sakallı ve milletvekili Salih Koca sabah seçim olacak gibi bir havaya soktular şehri.
Doğalgazın sıkboğaz ettiği vatandaşı boş sözlerle ısıtmaya çalışıyorlar ama boşuna.
Bakıyorum iktidar partisi telaşlı.
Yapılamayan işleri, kişilere hücum ederek körletmeye çalışıyorlar.
Bakalım işin sonu nereye varacak?
Halkın barış içinde yaşamak istediği ne zaman anlaşılacak?
--//--
“Son günlerde iktidar partisinde kabine değişikliğinden söz ediliyor.
Eskiden böyle bir olay gündeme geldiğinde aklımıza Murat Mercan gelirdi.
Ve başlardık yoruma.
Şimdi ise Prof. Dr. Nabi Avcı geliyor aklımıza.
Kabine değişikliği olur mu?
Olursa, Eskişehir’e sıra gelir mi?
Gelirse, Nabi Hoca bakan olur mu?”
--//--
Yukarıdaki yazımın tarihi:
15 Ocak 2013.
Dediğim çıktı.
Sorumun yanıtı verildi:
Prof. Dr. Nabi Avcı Bakan oldu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kabinesindeki değişikliği açıkladı:
İçişleri, Kültür ve Turizm, Sağlık, Milli Eğitim.
Değiştirilen bakanlar için farklı yorumlar yapılacaktır elbette.
Kimisi yoruldu denecek, kimisi yordu.
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin isim yapamadan ayrıldı.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ düzeltmek istediği sistemin içinde boğuldu.
Solcu Ertuğrul Günay iki arada bir derede, heykellerin arasında kaldı.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer karne tatiline zor yetişti.
Her neyse.
Gidenler gitti, gelenler geldi.
Siyasi yaşamın cilvesi tüm bunlar.
Önemli olan bundan sonrası.
Prof. Dr. Nabi Avcı’ya hayırlı olsun diyor, yeni görevinde başarılar diliyorum.
İzleyeceğiz kendisini.
Günlerin getirdiği
Emirdağlılar üzerine
Eskişehir’de yüz binin üzerinde Emirdağ kökenli insan yaşadığı söylenir. Böyle olduğu halde nedense Sivrihisar, Mihalıççık ve Seyitgazililer gibi Eskişehir politik yaşamına ağırlık koyamamışlardır. Örneğin, ünlü işadamı ve Eskişehirspor eski başkanlarından Yılmaz Sezer ve gene sevilip sayılan Dr. Sefa Halaç ayrı tarihlerde belediye başkan adayı oldukları halde bir türlü beklenen sonucu alamamışlardı. İçinde bulunduğumuz günlerde AKP ve CHP’den belediye meclis üyesi olan Emirdağlılar var. Ama bunlar meclise girdikten sonra tanışmışlardır. Her neyse… Son günlerde siyasi hava hareketlendi ya. İlkin CHP’li Emirdağlılar tarafından bir birlik çağrısı ile toplantı düzenlendi. Bu toplantıya Kadir Poyraz, Azmi Kerman, Mukaddes Harmancı, Ayhan Türkseven, Ramazan Yaşar Ayvalı, Yücel Yenilmez ve Ali Topkaya gibi isimler katıldılar. Güzel bir birliktelikti bana göre. Ama nedense sonradan durum değişti. CHP’liler Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’i de alarak Emirdağ Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Vakfı’na gittiler. Ardından Muharrem Kubat’ın sanat evine gene Büyükerşen’nin davet edildiğini duyduk. Yani Emirdağlıların başlattığı birlik nedense dağılıverdi. Önceki gün Uğur Mumcu’yu anma töreninde karşılaştığım Emirdağlılar yakındılar. Bazıları “Neden bir araya gelmiyoruz? Niçin kopuk kopuk çalışmalar yapılıyor? Birbirimizi niçin tanımıyoruz? Bir araya gelmezsek gücümüz nasıl belli olur? Birilerinin Emirdağlıları kullanarak yaptığı toplantılardan neden diğerlerinin haberi olmuyor?” diye sordukları için yazdım bunları. Gerçekten ilginç. Herkes yakınıyor. İşe iyi niyetle bakanlar üzülüyorlar. Ne var ki “elini taşın altına sokan” çıkmıyor.
Trafik ve Emniyet Müdürü Kuru’nun görüşü
Eskişehir’de trafik sorunu için konuşan Emniyet Müdürü Naci Kuru “Her caddeye trafik polisi koymamız mümkün değil. Onun için bazı caddelerde paralı otopark olayını destekliyoruz. Trafik polislerini de yoğun caddelere kaydırıyoruz” demiş.
Trafik polislerine “görevlerini yapmıyorlar” şeklinde yapılan eleştirilerin haksız olduğunu vurgulayan Emniyet Müdürü Naci Kuru “Caddelerde paralı park uygulamasına destek veriyoruz. Bu caddelere paralı olmadan öncede esnaf ya da semt sakinleri tarafından araçlar park ediyordu. Şimdi bu durum kalktı. Bir aracın işgal ettiği yerden şimdi sekiz on araç yararlanıyor” diye konuşmakta.
Emniyet Müdürü Naci Kuru haklı. Bazı caddelerde bırakılan araçlar, bırakın sabahtan akşamı günlerce kalıyor. Hatta bu şekilde bırakılan araçların bazılarının üzerinde “satılık” yazısı bile oluyor. Yani parasız caddeler yerine göre “galeri gibi” kullanılıyor da. İşte bunun için Sayın Kuru haklı. Denetimlere gelince. Kent trafiğinin sıkıştığı caddeler belli. Örneğin Kızılcıklı, Şair Fuzuli, Yunus Emre ve Muttalip Caddeleri… Acaba diyoruz, bu caddelere trafik ekiplerince denetim ağırlığı verilemez mi? Vatandaşların en fazla yakındıkları konular arasında bunların yanı sıra minibüs dolmuşlarının rastgele yerde indir bindir yaparak trafiği allak bullak etmesi de yer alıyor.