Görüşler
Sinsilesi silly!..
Adı : Metin Külünk.
AKP İstanbul Milletvekili.
"Alo-Fatih" televizyonu, pardon "Habertürk"te 17 Aralık soruşturmaları bağlamında şöyle bir söz ediyor:
"Ayıplar örtülmelidir. Herkesin günah işleme özgürlüğü vardır."
…………….
AKP’den uzaklaştırılan ya da uzaklaşmak zorunda kalan pek çok "liberal" tanıyoruz...
Bu tür liberallere siyasi Jargonda "Useful İdiots" deniliyor...
Yani "Yararlı salaklar..."
Bunlar, kime ve hangi davaya hizmet ettiklerini bilmeden mücadele eden tiplerdir...
Kullanıldıklarını uzun süre fark etmeyecek kadar saftırlar...
"Ya da öyle görünürler..."
…………
İngiliz basını, parlamentonun tatile girip siyaset borsasının hızını kaybettiği ayları iki kelimeyle tanımlar:
"Silly Season..”
Yani "aptallık mevsimi..."
Neden?
Gazetelerin tiraj kaybetmemek için olmadık "aptallıklar" sergilemeleri yüzünden...
Günümüz Türkiye’sinin tam tersi!..
Daha düne kadar "Tayyip Erdoğan"ın Cumhurbaşkanı olması için çalışan Genel Yayın Müdürü, bugün meydan okuyor Başbakan’a…
"Gazetesinin manşetleri bir anda değişti!''
Neden?
"Günah işleme özgürlükleri bitti mi?"
Ne demiş İngilizler?
"Silly Season.."
Ya bizde?
“Sinsilesi silly!..”
Kırım Derneği'nde yaşananlar
- Erdoğan, Kırım Derneği'ni ziyaret etmek istemiş. Arabadan inerken kimse karşılamamış. Elini sıkmamış ve ayağa kalkmamış. Hatta bir kadın, sağ eliyle "bozkurt" işareti yapmış. Bu sırada korumalar anında müdahale ederek, kadının sağ elini yaralamışlar...
Başbakan, daha sonra içerdekilere seslenmiş:
"Biz sizin için uğraşıyoruz. Kırım kurtulsun diye, siz bizi desteklemiyorsunuz.z Obama ile görüştüm, Putin'le görüştüm. Hiç gazete okumuyor musunuz? Bunları bilmiyor musunuz?"
Bu sözlerin ardından içerdekilerden birisi, "Bütün gazeteleri okuyoruz. Hiçbir şey göremedik. Hem Obama ile görüştünüz de ne oldu? Kırım elden gitti" diye çıkışınca yine korumalar müdahale etmiş. Vatandaş, "Ne yapacaksınız? Beni gözaltına mı alacaksınız? Buyurun alın" deyince de Erdoğan küplere binmiş:
"Siz kim oluyorsunuz? Siz hiçbir şeyi haketmiyorsunuz. Kendinizi ne sanıyorsunuz?" şeklinde bağırarak lokali terk etmiş.
…….
Bu satırları "Arif Anbar"ın Sonhaber'deki yazısından aktardık...
Kırım Derneği’ndeki olaylar Eskişehir için gerçekten üzücü...
Aradan 4 gün geçmesine karşın Erdoğan'ın mitinginde yaşananlar hala konuşuluyor...
Cami avlusundaki dayak ve gözaltılar da büyük tepki yaratmıştı...
Üçüncü zarfta ne vardı?
Dul kadın arkadaşlarına anlatır:
"Kocam bana üç zarf bıraktı. Birincisinde 1000 dolar vardı..."
"Ne için?" diye sordu biri.
"Zarfın üzerinde mezar çiçekleri için yazıyordu. İkinci zarfta da 2000 dolar vardı..."
-O ne içindi?
"Bu zarfın üzerinde de güzel bir tabut için yazıyordu."
Eşinin çok iyi düşündüğünü belirten arkadaşları, "Ya üçüncü zarfta ne vardı?" diye sordular.
"Onda tam 10 bin dolar vardı ve üzerinde güzel bir taş için yazıyordu" dedi kadın ve parmağındaki yüzüğü gösterip:
"Nasıl, çok güzel değil mi?" diye ekledi...
Ya kötü haber?
Memurun biri ciddi bir kaza geçirmiş. İki gün komada kalmış. Gözünü açınca "Geçmiş olsun" demiş doktor:
"Size bir iyi bir de kötü haberim var. Birincisi artık ömür boyu çalışamayacaksınız."
Memur "Peki" demiş:
"Kötü haber neydi?"
Kıssa-dan
"Yetmez ama evet"çiler sürekli olarak başka bir şeyler adına ve hep başkaları adına
utanıyorlar da... Kendileri adına utanmak, sıkılmak üzülmek hiç akıllarına gelmiyor...
Nilgün Cerrahoğlu
Günün Sorusu
Telefonda soruyor:
"Biz Yargıtay ile oynamış mıydık?"
Ülkede oynamadık yer bıraktınız mı ki?"
Işık Kansu
Kolsuz Yaşar'dan
İyi ki varsınız iyi ki...
Yoksa nasıl yok sayardım ben sizi...
Gerilim
"O monte, bu montaj diye yırtamazsın.
Bir gün pamuğu da monte edecekler..
Cübbeli Ahmet Hoca
Tek adam inadı
YouTube ve Facebook’u kapatacaklarını söylerken yüzüne baktık… En küçük bir tereddüt yoktu...
Dedi ki:
“Dünya ne der? Kararlıyız. Bu milleti YouTube’a yedirmeyiz.”
Cemaate savaş adı altında internet yasakları geldi, yargı ve eğitim iktidara bağlandı. MİT yasası kapıda. Anlaşılıyor ki 30 Mart’tan sonra paralel yapıyla savaş adı altında yeni yasaklar gelecek… Devleti paralel yapıya teslim eden kendileri, paralel yapıyı ortadan kaldırıyoruz diye Anayasa’yı rafa kaldıran ve özgürlükleri yok eden de yine kendileri...
Günün Şiiri
Balkanlar
Batık gemilerdir yalnız, hüzünlü
O denizlerin dibinde şimdi
Derin sular vurur düşüncelerime
Dayanılmaz sessiz uzantılarım
Ben Kosova illerinden bir çocuğum
Köklerimden gelir bu duygusallığım
Yaprak döken ormanlar gibi
Balkanları nasıl, nasıl özlerim
Ve kanadı ıslak, gözünde yaş görünür
Balkanlardan uçup gelen kuşların...
Recep Bulut (Varlık-1968)
Günün Olayı
İlker Başbuğ" için oybirliğiyle alınan karara esas oluşturan 19. maddenin 8. Fıkrası şöyle diyor:
"Tutuklanan kişilerin makul süre içinde yargılanmayı soruşturma veya kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları vardır..."
Günün Biberi
İyimser mizacıma karşın, kapkara önsezilerim…
Bana, bugünkü başbakanın, günü geldiğinde "halkoyu"yla seçilecek bir “diktatör" olma hevesi ve hesabı içinde olduğunu bile haber veriyor....
Atahol Behramoğlu