Kupada korkulan oldu, yine Es Es’i yıldırım çarptı. Eskişehirspor maçta istekli, ne yaptığını bilen, kazanmak adına hamleler yapan bir takım görüntüsündeydi. Kupanın ilk ayağında avantaj yakalamak için, bir plan dahilinde stratejisini belirlemiş taktiğini sahaya gayet net bir şekilde yansıtıyordu. Sağlı sollu ataklarla rakip kaleyi zorluyordu. İlk dakikalar olmasına rağmen kaçan gol, direkten dönen top ve nihayetinde Necati’nin ortası ve Erkan’ın kafa golü geldi. Farkın daha çok olacağını düşünürken, Fenerbahçe’nin kullandığı bir korner sonrası eliyle düzeltip, herkesin gördüğü hakemin görmediği bir pozisyonda golü yememiz bütün dengeleri bozdu. Ne plan ne strateji ne de taktik kaldı. Tamamen kaos futboluna döndük, herkes bildiğini okudu. Tam bir sinir harbi yasandı. Kupanın ilk ayağında avantajlı bir skorla maçtan ayrılamadık.
Peki, neden? İyi bir futbol takımı sahada karşılaştığı olumsuzluklar karsısında bu kadar çabuk dağılmamalıydı. Futbolcular sinirlerine hakim olmalılar. Kafalarında sadece maç olmalı. Oyun disiplininden kopmamalılar. Her maçta olduğu gibi gereksiz kart görmemeliler. Her futbolcu önce kendi asli görevini yerine getirmelidir.
Teknik heyet formsuz olan oyuncuları kenarda oturtabilmeli. Sözleşmesinde ne yazarsa yazsın, bir Kamara’ya bu kadar tahammül edilmemeli. Oyuna zamanında müdahale edilmeli, oyunun gidişatına göre çözümler üretmelidir. Oyuncu değiştirmek için son dakikalar beklenilmemeli. Son final maçlarına girilen şu dönemde golcülerin dikkati çekilmeli. Gerekli uyarılar yapılmalı.
Yönetim, takım içindeki huzursuzluğu bir an önce gidermeli. Böyle maçlardan önce alacak verecek gündeme dahi gelmemeli. Mali konulara hemen çare bulmalı. Maçlarda takıma karsı yapılan haksızlıkları yüksek sesle dillendirmeli. Hakkı sonuna kadar savunulmalı. İki maçtır verilen ve verilmeyen goller sorgulanmalı, gerekli yerlere uyarılar yapılmalıdır. Çıkmadık candan umut kesilmez. Yeter ki herkes üzerine düşeni hakkıyla yerine getirsin. Son olarak bazı maçları fırsat bilerek, bilet fiyatlarını yüksek tutmak sportif değil ticari bakıldığı anlamını çıkarır. Bu da taraftar desteğinden yoksun olmak demektir. Trabzonspor maçında aynı hatayı yapmayın, beyler.