Odunpazarı Kent Konseyi'nin davetlisi olarak Derinleşen Sığınmacı ve Göç Sorunu söyleşisinde konuşan Sinan Oğan, görüşlerini ES TV ekranlarında da paylaştı. Genel Yayın Yönetmenimiz Ali Baş ve benim sorularımızı yanıtlayan Oğan, sığınmacı sorunlarının yanı sıra, güncel politik gelişmelere ilişkin de önemli açıklamalarda bulundu. Bu ses getiren programın tamamını izlemeyenler için şuraya linkini de koyalım:
https://www.youtube.com/watch?v=sSWgZZTNaks
Kamuoyu Sinan Oğan'ı daha ziyade TÜRKSAM Başkanı olarak değil de, ülkücü haraketin önemli isimlerinden eski bir milletvekili olarak tanıyor.
Eskişehirlilerin konferansa göstermiş olduğu ilgiden dolayı memnun olduğunu ifade eden Oğan, Türkiye'de iktidar cenahının başka fikirlerin açıklanmasına müsade etmediğini belirterek, ES TV'ye de teşekkür etmeyi ihmal etmedi.
Sinan Oğan'ın ES TV'de düzenlenen Ekstra Gündem programında da ağırlıklı olarak üzerinde durduğu konu sığınmacı meselesiydi.
Ülkemizdeki sığınmacı sayısı hakkında kesin bir veri olmadığını kaydeden Dr. Oğan yaptığı hesaplarla bu rakamın 8 – 10 milyon arasında olması gerektiğini söyledi. Sığınmacıların ülke ekonomisine de ağır zarar verdiğini belirten Oğan, bakanlar düzeyinde yapılan, "Sığınmacılar olmasa ekonomi çöker" sözünün bir itiraf olduğunu ve kayıt dışı çalışmanın önünü açtığını söyledi.
Ülkedeki sığınmacıların bir program hâlinde gönderilmesi gerektiğini de belirten Sinan Oğan, sığınmacıların arasında katillerin ve teröristlerin de olabileceğini kaydederek ülke demografisinde de değişiklikler olabileceğini belirtti.
Günün en önemli sorularından biri de Ali Baş'tan geldi. Baş, Oğan'a başka partilerden teklif alıp almadığını sordu. Sinan Oğan ise bu soruya pet çok teklif aldığını, ancak sürekli parti değiştiren isimlerden olmak istemediğini belirtti. Ki bana kalırsa bu cevap, Sinan Oğan'ın hâlen MHP Genel Başkanlığı için çalıştığını gösteriyor...
Odunpazarı Ziraat Odası Başkanı Naci Erdemli, "Eskişehir'de de şeker pancarı kotası dolmadı. Ekim azlığından dolayı. Eskişehir'de yüzde 15 – 20 oranında eksik kaldı. Fakat Türkiye'deki açık git gide açılacak önümüzdeki yıllarda daha çok bu olacak. Bu ithalattan ülkenin vaz geçmesi lazım" ifadelerinde bulundu. Bulundu bulunmasına ancak tam bu sırada da asrın hükûmetimiz bir basın açıklamasında bulundu. Buna göre tam 400 bin top şekerin ithal edilmesinin önü açılmış oldu.
Hükûmetimiz ne zaman bir ürünün fiyatı yükselse, bunun sebeplerini araştırmak yerine, ithalat kapılarını açıyor. Böylece günü kurtarıyor ancak geleceğimizi de batırıyor. Et üretiminin de, süt üretiminin de, sebze – meyve ve tahıl üretiminin de azalmasının sebeplerinden biri bu.
Netice itibarıymla bir zamanların kendi kendine yetebilen 7 tarım ülkesinden biri olan Türkiye, Medine dilencisi gibi avuç açan bir ülkeye dönüştü.
Bu kadar geniş ve verimli topraklara sahip olup da, aç karnımızı doyurmak için yabancılara nasıl muhtaç oluyoruz, ben anlamıyorum. Anlayan varsa rica ediyorum izah etsin...
Ben anlamıyorum, polis huzur operasyonu yapar bir tane kaçak sığınmacıyı tespit etmez. Çarşıda gbt yaparlar, bir tane kaçak sığınmacıya rast gelmezler. Aslında beşerli onarlı gruplar halinde bu kaçak sığınmacılar hergün çarşıda pazarda geziniyor. Ne hikmetse bunlar kaçak oldukları halde çok rahat tavırlar sergiliyorlar. Yetkili herhangi biri bunlara nerden geldiniz, siz kimsiniz ? diye sormuyor bile. Bu memlekette hakkı olmayan tüm sığınmacılar gönderilsin.
Yalnız bu sığınmacılar ileride memleketin başına çok büyük bela olacaklar. Çünkü; Memleketimiz dil ve kültürüne asla bir uyumları yok. Geldiler iş piyasasını mahvettiler, kiralık ev piyasasını altüst ettiler. Bunlar demografik tehlikesi olan bir alt tabaka insanlar topluluğu. Uzun vadede zararları daha büyük olacak. Türk milleti gözünü açıp bunlara iş vermeyi, kiralık ev vermeyi bıraksa iyi olur. Bir çoğu kendi gettosunu oluşturuyor. Huzur mahallesi olmuş küçük afganistan.. Karapınarın yarısı suriyeli olmuş. Bunlar bir suça karışsalar sığınmacı diye polis bunlara birşey demiyor. Bizi ırkçılık yapmakla suçluyor.. Yeğenimi dövdüler, bunlardan şikayetçi olduk. Çağırdığımız polis bize ırkçılık yapmayın diyor. Söyleyeceklerim bu kadar
Ülkemde yabancı sığınmacı istemiyorum. Savaş mı kaldı be. Bayramlaşmaya gidilen memlekette savaş yoktur