Görüşler
Silivri’de kutlayalım!..
Üstad "Burhan Felek", bir yazısında dile getirmişti:
"Bu mesleğin emekliliği yok, emekçiliği var…"
Bu günleri görseydi tamamlardı:
"Hapisliği de var..."
………..
Daha dün gibi geliyor ama, bir yıl geçti...
2013'ün 10 Ocak'ından önce sesleniyordu Mustafa Balbay:
"10 Ocak Gazeteciler Günü" için bir önerim var…
"Bugün gazeteciliği Silivri'de yapın!"
Silivri yargılamalarının nasıl seyrettiğini yerinde görün…
"Bu çağrım tüm Türkiye'deki gazetecileredir."
Devam ediyordu Balbay:
-2 Haziran 2006'da şu başlıklı bir yazı yazmıştım:
"Ergenekon... Her yere kon..."
Her olayın Ergenekon adlı, varlığı hakkında kesin bilgilerin olmadığı bir örgüte bağlanmasını mizahla karışık eleştirmiştim.
Kaderimi yazmışım!
"Geldi bana da kondu!"
"Ergenekon" adının ilk benim yazımda telaffuz edilmiş olmayacağını, mahkemeye bu konuda ayrıntılı açıklama yapacağımı söyledim.
Meslektaşlarıma soruyorum:
"Yukarıda hiç özüne dokunmadan özetlediğim olay, gazeteciliğin yargılanması değilse, nedir?"
………..
Ve de bugün "Çalışan Gazeteciler Günü..."
Çok yönlüdür bu meslek...
Bir meslektaşımız her gün başka bir görevde..
Nihayet bir gün boş kalıyor ve elinde rakısıyla eve geliyor...
Şişeyi daha masaya koyarken, altı yaşındaki oğlu itiraz ediyor:
"Lütfen baba, işini eve getirme!"
......
Görüyorsunuz.. İki kadeh rakı bile işle karıştırılıyor! Ya hapiste?
Bugün özgür ama yine Balbay'a sorun bakalım..
Gelin görün” diyor…
“Hapisteki gazeteciliği yaşayın!”
Erdoğan'a göre Eskişehir oyu...
Geçtiğimiz yılın Nisan ayında Başbakan Erdoğan'ın ilginç bir sözü vardı...
Partisinin Ege Bölgesi milletvekilleri, belediye ve teşkilat yöneticileriyle bir araya gelen Erdoğan, "Kendinize çeki düzen verin" dedi:
" 4 ilde kritik durum var. Eskişehir'de CHP'nin oyları yüzde 77'ye ulaştı..."
23 Nisan Salı günü yine bu köşede şöyle yorumlamıştık Başbakan'ın sözlerini:
- Kuşkusuz ki, Erdoğan kendi yaptırdığı anketten söz ediyor...
Ama bizim de hiç kuşkumuz yok ki..
"Tamamen gerçek dışı..."
Başbakan'ın akıllı bir taktiği...
Yol veriyor:
"Rahat olsunlar" diyor ve ekliyor:
"Hele maça 2-0 başlasınlar da!"
İçinden tabii...
Başbakan'ın bu sözlerini dostlara sorduk...
10 kişiden biri bile "Doğrudur" demedi...
Hatta, "Erdoğan Eskişehir'deki CHP'lilerle dalga geçiyor” diyenler oldu...
Sözün kısası..
"Yüzde 77'ye inanan yok."
Dahası..
"Gülüp geçen çok!"
Peki, "size göre nasıl?" diye soranlara da yanıt verelim:
"Bu seçimden önce daha neler olacağını kestirmek zor değil. Özellikle Büyükşehir Belediyesi'ni itibarsızlaştırmak için her şey yapılacak..."
Ya seçim?
"Yapılan her şey de ters tepebilir..."
Bir bakarsınız..
"Başbakan'ın tahmini doğru çıkmış..."
…….
Şöyle bir düşünüyoruz da, Başbakan, bugünleri bir "kabus" gibi görerek mi konuşmuş acaba?
“Her şey ters tepmiş gibi!''
Yüzde 77 falan olmaz tabii ama..
"Hani sonuca yakın, ya tutarsa!.."
Günün Sözü
Ne kadar az yüksekten uçarsan, düştüğün zaman o kadar az incinirsin.
Tibet Atasözü
Günün Balı
Erkeğin kadından önce yaratılması, ona laf yetiştirecek vakit bulabilmesi içindir.
Paul Jean Toulet
Günün İncisi
İnsan,öğrenmeyi bıraktığı gün yaşlanır.
Henry Ford
Günün Olayı
Tayyip Bey'in amacı, bağımsız yargı değil, yalnızca kendine bağımlı yargıdır. Dün kendisini Ergenekon savcısı ilan eden Tayyip Bey, bugün çevresine kadar tırmanan yolsuzluk davalarının da savcısı olmak istiyor...
Ali Sirmen
Gününü Biberi
Baştan beri söylemek istediğimiz şu :
Ne devlet içinde paralel devlet, ne sivil ne de askeri vesayet! Seçilmişlerden, demokrasiden, özgürlükten, laik demokratik hukuk devletinden yanayım...
Hikmet Çetinkaya"
Günün Balı
"Gel kardeş, ben seni darbecilikten aklayım, sen beni yolsuzluktan. Neticede ikimiz de AK olalım..."
Türkiye hiç bu kadar sis, toz, duman altında kalmamıştı...
Nilgün Cerrahoğlu
Gerilim
Ülke "yeni bir iktidar, bağımsız yargı, güvenilir bir emniyet" yapılanmasıyla ayağa kalkabilir, yoksa mağdurlar için yapılacak iyileştirmelerle bir yere varılamaz…
Serdar Kızık
Cuk
Bahar en çok sana yakışır. Kış seninle güzel. Sararmış yaprakların şiir yazdığı bir yurtsun sen. “Ağla güzel yurdum, ağla…”
Işıl Özgüntürk
Patronun garip intiharı!
Polis müfettişi incecik, güzel sekretere sormuş:
"Patronun neden kendini pencereden attı?"
"Bilmiyorum" demiş kız:
"Bana çok iyi davranıyordu.. Bir vizon kürk, araba pırlanta yüzük bile aldı..."
Müfettiş merakla dinlerken devam etmiş kız:
"Geçen gün sana sahip olabilmek için daha ne istersin? diye sormuştu..."
"Peki, sen ne dedin?"
Sekreter rahat yanıt vermiş:
"Ofisteki arkadaşlar gibi bir saatliğine 50 dolar verseniz yeter demiştim!.."
Merak etmeyin
Kadın, iyi göremediği kocası için doktor çağırmış. Muayene bittikten sonra da sormuş:
"Nasıl doktor? Çok kötü galiba değil mi?"
Doktor, "Yok canım o kadar merak etmenize gerek yok" demiş:
"Ne olduğunu otopside anlarız!"
Eğer dünyayı kadınlar yönetseydi
Günün Şiiri
Bu gece
Bu gece, bu gece
Uykusuzum, kederliyim, deliyim
Yüzümde uzak sevgilerin serin aydınlığı
Durmayıyım şehir şehir
Yıldız yıldız karanlıkta
Bu gece ölmemeliyim
Yeniler beyazlığını vakte ve ellerime
Pürsilah bakireler saygısızca soyunup
İnsanlığım ağır ta mağaralarda
Bu gece, bu gece
Dönmüş üstüme cenup
Artık büyümüyorum ama, haberin olsun
Nasıl büyümüşüm evvelce
Karşımda koca bir kainat yürür gider
Bir nefes sardı beni ateşten ve akıldan
Bu gece...
Fazıl Hüsnü Dağlarca (Varlık-1951)