"Çarşı" durağında inin, "Köprübaşı"nı şöyle bir dolaşın...
"İnsanlar, öbek öbek umut arıyor!"
Dün de biraz değindik ya...
"Hemen herkes 55 milyon hayalinde!"
……….
Çağ öncesinde de küp peşinde koşarmış insanlar. Kazmadık yer bırakmazlarmış.
Köylünün biri, evinin bahçesini aylarca kazmış ve muradına ermiş. Tam bir küp altın...
Günlerce düşünmüş ne yapacağını, sonunda karısı dayanamamış :
"Aman bey, haramdır, gel götür kadıya..."
Adam da karısına hak vermiş ve doğru kasabaya…
Dürüst, namuslu biri olmanın gururuyla küpü teslim etmiş. Ama ne görsün? Kadı'dan emir:
"Çekin şu rezili falakaya!"
Günlerce dayak yemiş...
"Bir altın bile almadan size getirdim" demiş ama boşuna! Sopayı çekenler, bir vuruyor, üç soruyormuş:
"Söyle bre mendebur, küpün kapağı nerede?"
………….
Olacak bu ya, 80 yaşındaki bir adama en büyük ikramiye vurmuş. Yakınları toplanıp kendisini bir psikoloğa götürmüşler. Alıştırarak söylesin diye...
Profesör sormuş:
"Beybaba, sana piyangodan 1 milyon çıkarsa ne yaparsın?"
-Eşe dosta dağıtırım...
"Ya 10 milyon çıkarsa?"
-Hayır kurumlarına veririm...
"Peki, ya 55 milyon?"
Adam yine sakin yanıtlamış: "Yarısını sana veririm..."
Profesör, anında dışarı fırlamış ve başlamış oynamaya!..
0 günden sonra da... "Adı, şıkıdım profesör kalmış Bakırköy'de!.."
Cumartesi Öyküsü
İki saatin zaman savaşı!..
Köy halkı, bir demir külçesi kadar katıdır.
Tıpkı köyün papazı "Don Camillo” ile belediye başkanı "Peppone" gibi…
Aralarındaki ezeli uzlaşmaz rekabet, belediye başkanının köy meydanına ikinci bir saat asmasıyla alevlenir. Hem de kilesinin çan kulesindeki, papazın astığı eski saatin hemen yanına...
Kalabalık meydanda toplanır ve yanyana duran iki saate bakar...
Tam o sırada yeni saat, 10.00'u vurur, iki dakika sonra da kilesinin saati başlar çalmaya...
Don Camillo, "Fevkalade bir saat ama, iki dakika ileri" der...
Peppone omuz silker:
"Biri çıksa da, size saatinizin iki dakika geri olduğunu söylese..."
Öfkesini bastırmaya çalışan Camillo, "Benim saatim 40 yıldan beri saniye şaşmamıştır" karşılığını verir...
Başkan "Peppone"nin boyun damarları ip gibi kabarır:
"Sen zamanı tekeline almak istediğin için kızıyorsun. Zaman halka da aittir..."
Saatler iki dakika arayla 10,30'u çaldığında, kalabalık da ikiye bölünmüştür...
Kimi, "Kilisenin saati doğru" derken, kimi inatla diretir:
"Hayır belediyeninki..." Kalabalıktan biri elindeki sopayı karşısındakine kaldırırken, olağanüstü bir şey olur!
Hem eski, hem yeni saat birlikte 11.00’i vurmaya başlar... Hiç şaşmadan 11 kez...
Kalabalık o an dağılır. Köstekli saatler ceplerdeki yerini alır. Satıcılar tezgâhlarına, memurlar belediyeye, "Don Camillo" da kiliseye döner...
"Giovanni Guareschi"
İtalyan mizah yazarı
Müthiş bir hediye paketi
Kadın, sabah uyanır uyanmaz "kocacığım" demiş: "Rüyamda ne gördüm biliyor musun?"
Adam pek oralı olmamış ama kadın devam etmiş: "Akşam eve elinde çok şık paketlenmiş bir kutuyla geliyorsun. Ben de paketi heyecan içinde açıyorum ve içinden ne çıkıyor biliyor musun? Bir inci kolye..."
Sözünü bitirir bitirmez de sormuş:
"Sence bunun anlamı ne?"
Kocası gülümsemiş: "Bu akşam öğrenirsin hayatım..."
Ve akşam eve çok şık paketlenmiş bir kutu ile gelmiş adam...
Kadın gözlerine inanamamış
"Sen bir tanesin, harikasın!" diye paketi aceleyle açmış.
Kutunun içinden ne çıkmış dersiniz?
"Rüya tabirleri kitabı..."
Beren Saat
Yaşlı bir kadın, bir toplulukta "Beren Saat"e rastlamış ve hemen atılmış:
"Çok güzelsin kızım. Bu güzellik varken büyük bir yıldız olursun..."
Ünlü yıldız gülümsemiş:
"Benim adım Beren Saat teyze..."
Yaşlı kadın ellerini iki yana açmış ve "Hiç önemli değil kızım" demiş:
"Adını değiştirebilirsin..."
Kabadayıların matematiği
Ne iyi insanın dürüstlüğü, ne de dürüst insanın iyiliği matematiksel orantılara sığmaz!
Ya terstir, ya doğru...
İki bilinmeyenli denklem gibi!
Profesörler çözemiyor ama, kabadayılar insanın bile iki kere ikisinin...
"Beş ettiğini çok iyi biliyorlar!"
Günün Şiiri
Meydanda
Durmuşum kalabalık meydanda
Selam veriyorum gelen geçene
Bırakmış kendini ayaklarına
İçinden aşkın, sevincin, üzüntünün
Bir nehir akıyor canlı, sıcak
Çalışmak, kazanmak, yaşamak düşünceleri
Gidiyorlar yüzleri
Bir açılarak, bir kapanarak
Kim bilir başlarına ne gelir
Her biri neler çeker
Kopuyor bir yanım uzaklaşanla
Soramıyorum kimseye bunca insan
Nerden gelir, nereye gider...
Başaran (Varlık-1952)
Niyet korkutmaksa
Şu söz bir Fransız politikacısına ait: "Parlamentoya seçim meydanlarından gelinir,
ancak parlamentoda seçim meydanlarındaki gibi konuşulmaz."
Yalnız parlamentoda değil...
Diğer kapalı salon toplantılarında da o tonda konuşmamak gerekir...
"Tabii karşınızdakileri korkutmak gibi bir niyetiniz yoksa!.."
* * *
Aziz Nesin’den
-Bizde gelenektir. Satıcılar karpuzu "kurabiye", hıyarı "badem", kavunu "reçel", armudu "tereyağı" diye satarlar... Kimi iktidarlar da bu geleneğe uyup zorbalığı "demokrasi" diye yuttururlar!..
Günün Olayı
Batı'da başbakanlar metroya biner, işe bisikletle gider, gıpta eder yüceltiriz.
Türkiye'de insanlar bunu yaparsa küçümser, üzülürüz. Biz ne biçim milletiz?
Günün Biberi
"Merhaba" demek günahmış! İbranice şalom aleyhem'den geçen "selamun aleyküm" sevap, Arapça'dan Türkçe'ye geçen "merhaba" günah demek!
Akif Kökçe
Günün Sorusu
Eğer siviller için tehlike varsa Cizre ve Silopi'deki öğretmenler giderken, ötekileri neden kalıyor?
"Yoksa, öğretmenler neden gidiyor?"
Kıssa-dan
Cemaat hedef mi şaşırttı?
Adalet 5 yıldır kaset olayını aydınlatamadı... "Baykal", neden kaseti bir kenara itip siyasetteki iddiasını sürdürmüyor?
Gerilim
Tek yol var...
Birbirimizin gözüne bakarak, her şeyden daha büyük bir inançla kükremek:
"Duralım!. Biz kardeşiz"
Mine Söğütlü
Günün İncisi
Alışkanlık, anahtarı kaybolmuş bir kelepçedir...
Amosk Parrish
Cuk
“DOĞAL-KAZ” gelen yerden, dalkavuk esirgenmez!
Balthör
Özdeyiş
İnsanoğlu körü körüne inanmaya meraklıdır...
Hanri Benazus
Günün Sözü
Fanatizm, ezik ve silik kişilerde aşısı tutan biricik irade gücüdür.
Friedrich Nietzche
Günün Balı
Hayatınızda yediğiniz en orijinal küfürleri aslında dolmuş şoförüne 100 lira uzattığınızda yemişsinizdir ama duymamışsınızdır...
Gani Yıldaz
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...