Bir haftalık iznimizi bayramla birleştirip kendimizi “Konyaaltı”nın güneşine ve denizine teslim ettik…
Sözde gazete okumayacak, haber dinlemeyecektik…
Ne mümkün!
Karşınızda televizyon açık olunca ister istemez en azından haberlere takılıyorsunuz…
O da ne!
Ekranda turuncu ve beyaz formalı iki takım mücadele ediyor…
Turuncu takımı önce Hollanda zannediyoruz…
“Van Basten”ı andıran boyu uzun, fiziği güçlü santrafor, her pozisyonda durmadan gol atıyor…
“Yerden, havadan hep gol gol gol!”
Allah Allah! Hollanda futbol dünyasına yeni bir golcü mü hediye ediyor ne?
* * *
Biraz dikkat edince veteranların bir maçı, bu müthiş golcünün de yabancı olmadığını anlıyoruz…
Ve izlemeye devam ediyoruz…
İnanılmaz sahneler!
İnanılmaz enstantaneler!
Sahadaki 21 futbolcu, o bir kişinin gol atması için adeta kendini paralıyor…
Maçın bir gösteri mahiyeti taşıması, çimlerden taşan vıcık vıcık yağı önleyemiyor…
Biraz daha dikkat edince futbolcular arasında İş dünyasının önemli isimlerinden, Beşiktaş’ın ve “TFF”nin başarılı başkanı (!) “Yıldırım Demirören”i, yoz kültürün altın çocuğu “Acun”u, futbolculukdönemlerinde dahi bu kadar kıvrak olamayan “Şeytan Rıdvan”ı ve “Şifo Mehmet”i görüyoruz. Ama gözlerimiz ille de “Orhan Gencebay, Kadir İnanır” gibi sahne dünyamızın diğer yiğitlerini de arıyor…
Hat trick yapan uzun boylu bu santrafora gol attırmak, asist yapabilmek için daha nice ünlü memleket evladı bu sahada olmak istemiştir mutlaka…
* * *
Bu sahneleri görünce ister istemez 3 yıldır kendini aklamak için çalmadık kapı bırakmayan “Aziz Yıldırım” geliyor aklımıza…
Şikenin bu kadar rahat ve şirin (!) olduğunu görünce, insan sormadan edemiyor: “Peki, Yıldırım’ın suçu ne?”
Sürat-i intikalimiz biraz zayıf olduğu için bir süre sonra “Fatih Terim” adı verilen yeni bir stadın açılış maçı olduğunu güçlükle anlıyoruz…
Ee bizim bildiğimiz “Fatih Terim”de bu jestin altında kalmaz artık…
Bir bakmışsınız yeni A Mili takım kadrosuna bu uzun boylu adamı da alıvermiş…
Her ne maksatla olursa olsun, ister hazırlık, ister özel, isterse gösteri maçı…
İnsanın “şikenin böylesi de varmış” diyesi geliyor…
Şikenin bu türü pek önemli değil ama ya siyaset dünyasına taşınırsa?
Hani “Orhan Veli” şayet bu maçı izleyebilmiş olsaydı o ünlü şiirindeki “Olmaz ki böyle de yatılmaz ki…” dizelerini…
Şöyle değiştirmez miydi “Olmaz ki böyle de oynanmaz ki…”